Multimedyada ki Rüzgar. Okuduğunuzda anlıyacağınız için diyorum binaların arasına saklandığı yer orası ve umarım aklınızda canlandırabilirsiniz. Videonun başı biraz saçma gelebilir ama sonuna doğru komikleşiyor izlemenizi tavsiye ederim olmazsa mp3 indirin .BU ŞARKI BİR ANDA GENÇLEŞEN RÜZGARIMIZA GELSİN stay young GENÇ KALMAK...
Geçen bölümkü şiir ne diye sorabilirsiniz o yüzden bu bölümün başına açıklamasını yazayım dedim. Rüzgar hayatı boyunca Sahra gibi giyinen kızlara yobaz gözüyle bakmıştır ama artık sadece bakmanın yetmeyeceğini anlamaya başlamaktadır. Her şeyi önündeki apaçık gerçeği ve pencereyi görmesi gerekiyordur. Ilerde bu şiirle ilgili daha kapsamlı bir açıklama yapacağım merak etmeyin.:):):)
Ne kadardır uyuduğumu bilmiyordum ama uyandığım yeri o kadar beğendiğim söylenemezdi. Etraf beyaz bir floresan lamba ile aydınlatıldığında ilk başlarda gözlerim kamaşsada sonradan alıştım. Rahatsız yataktan kalkarak doğruldum. Kolumda bir serum olduğunu kalkarken anlamıştım. Bitti mi diye bakmadan çıkardım ve ayağa kalktım.
Gözlerim bu rahatsız edici odadan çıkışı arıyordu ve en sonunda da her yerde olduğu gibi beyaz bir kapıyı buldu. Uyku mahmurluğuyla yavaşça ilerleyip kapıyı açtım. Sola doģru gitmek istdiyordum ama beni gören bir hemşire İngiliz aksanıyla ve endişeli bir ses tonuyla konuşmaya başlayınca durdum:
"-Beyefendi lütfen ayağa kalkmayın daha serumunuz bitemdi. Lütfen odanıza geri dönün." Hafif sarışın bir kadındı. Hastane duvarlarındaki sessiz olun işareti yapan kadınlara benziyordu. Bunu And duysa gülerdi her halde. And. O nerdeydi. Kadın odama geçmemi bekliyordu büyük ihtimal ama benim geçmek istemediğimi bilmiyordu. Çok boğuluyordum biraz temiz hava alacaktım ve And'i bulacaktım. En son ne yaptığımı hatırlamıyordum yoksa onun çenesi olmadanda yaşayabilirdim. Sorun yoktu.
Kadın bana bakıyor bende ona bakıyordum. Yavaş yavaş sıkılmaya başlamıştım. Tam ağzımı açmış karışmaması gerektiğini söyleyecektim ki. Hoş bir tonla biri araya girdi:
"-Teşekkürler, bundan sonrasıyla ben ilgilenirim merak etmeyin." deyince kadın yüzünü ona çevirip gülümsedi. Yine o içten gülümsemelerden biriydi. Niye herkes ona bu kadar hoş bir gülümsemeyle karşılık veriyordu ki. Kadın giderken arkasından bakmaktansa doktora bakmaya başladım. O ise kapıyı açarak içeriye girdi. Kapının arkasına geçti ve arkadaki kolu tutarak beklemeye başladı:
"-Buyrun Rüzgar Bey." deyince ona bakmayı kesip içeri girdim. Yatağı gösterince oturdum. Yeterli bulmadı ki:
"-Lütfen uzanın. Serumu takmamız gerekiyor biliyorsunuz ki." dedi. Yaklaşık 20 saniye -ki bana göre çok kısa normal bir insana göre uzun- daha ona baktıktan sonra direnmeyi bırakarak yatağa uzandım. Serumu takmak için koluma deyince ilk önce çekmek ister gibi oldum ama bu tamamen şaşkınlık tepkisiydi. işini çabucak bitirip çekmişti ama ben bana dokunmasıyla ayrı bir duygunun içine girmiştim. Ne olduğunu çözmeye çalışırken. Elindeki kalem gibi olan feneri gördüm. Bir gözümü açarak aramıza beyaz ışığı soktu. Gözümü kapatmama izin vermeyen elini hissedemiyordum bile. Işık diğerine geçtiğinde elini hala hissedemiyordum ama göz kapağım gerilmişti. Işık gidince ilk önce gözümü kapatıp açtım. Etrafta benek görmem bir süre sonra kesilince direk onu buldum. Sedyenin yanında durduğunu gördüm. Serumu kontrol ediyordu:
"- Diyetinize uymamışsınız anladığım kadarıyla Rüzgar Bey ." deyince nasıl oldu bilmiyorum:
"-Özür dilerim" dedim. Eli serumdaydı ama oynamayı bıraktı. Yüzünde bir tebessüm oluşmuştum. Ben bunun şokunu atlatmaya daha başlamamışken bir an gözlerime bakacak gibi oldu. Son anda gözlerinin istikameti değişti. Bu beni ne kadar hayal kırıklığına uğratsa da bana tebessüm etmesi bile iyi hissetmeme yetmişti. Böyle hissetmek garip gelmişti ve fazla çocukçaydı. Umursamam gereken şeyleri umursamaya başlamıştım. Çok hoştu kişiliğimden taviz vermek beni çok rahatlatıyordu. Bu kadının sadece neyi vardı bana böyle yapıyordu. Belki de dedikleri gibi büyücüden büyücüye felan geziniyordu. Yobazlık sınır tanımazdı. Böylelerini çok görmüştüm. Bakıcımda bu başörtü saçmalığından takardı ve kocası için büyücü büyücü gezdiğini hatırlardım:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAN
Fiksi Umum"-Evet Rüzgar Bey buraya bu kadar telaş içinde gelmenizin bir sebebi olmalı. Sizinde bazı sorularınız vardı galiba ilk önce sizinkilerle başlayalım." deyince sırıttım. Tabiki... Elimi masaya koyarak yaklaştım. Gözleri bana doğru kaymamıştı bile ş...