Çorabımla ıslak terliğe basmış gibi hissediyordum. Annemin zorlaması ile duştan çıktıktan sonra yeni yıkanmış kot pantolon giymiş gibiydim. Kulaklığım bozulmuş gibiydim. Sanki düğüne gitmiştim ve bana ucuz pasta vermişlerdi.Miraç bu sabah beni uyandırmadığı için en gıcık hocanın dersine geç kalmıştık. Şimdi ise merdivenleri hızlıca çıkıyorduk. Derse girmesek ayrı bir dertti derse girsek ayrı. Bizde en son girme kararı almıştık. Öyle daha acısız olacaktı sonumuz.
Sınıfın kapısının önünde durup soluklandık. Miraç kapıyı tıklatacakken bileğinden tuttum. "Önce bir kapıyı dinleyelim sinirliyse kaçalım." diye fısıldadım. Beni başı ile onaylayıp kulağını kapıya dayadı. Ben de aynı onun gibi kulağımı kapıya yasladım. Fakat içeriden asla bir ses gelmiyordu. Miraç'a kaşlarımızı çatıp birbirimize baktık.
Bir anda kapı açılınca ikimizde kapıya yaslandığımız için dengemizi kaybedip kapı ile birlikte yere çakıldık. Ben altta kalırken Miraç tam üstüme düşmüştü. Tam olarak bir yaz dizisi sahnesinin içindeydik. İkimizde birbirimize bakarken birden arkada müzik çalmaya başladı.
"Merve bella bella!" çalan şarkı bizim şu an ki pozisyonumuzdan daha tuhaftı. Asla moda girip her an onu öpecekmiş gibi bakıp seyircileri sinir edemiyordum.
"Pardon benim hatam yanlış şarkı!" Alptuğ'un sesinin ardından şarkı değişti.
"Eller havaya /Bir sağ bir sola" bu sefer araya Demet Akalın'ın şarkısı girdi. Miraç'la birbirimize romantik romantik bakamıyorduk şu an.
"Lan romantik bir şarkı açman gerekirdi!" diye bağırdı Safinaz.
"Çalkala çalkala / Bir sağ bir sola" bu güzel sahnenin harcandığına kanaat getirip Miraç'ı üstümden ittim. Doğruldum ve sınıfa baktım. Herkes şarkının ritmi ile dans ediyordu.
Mert "Türkçem oğlum bozuldu benim." bozuk cümle kurup kendi kendine güldü. Onun yanında Toprak "Çok iyi şarkı!" diye bağırdığında hepimiz şok olduk. Çünkü Türkçesi bozuk değil kırk yıllık bir Türk gibi iyiydi. Ve hep onda var olan aksanı yoktu.
Demek Akalın mucizesi?
"Gece yine canlı mı canlı
Uçuyor herkes heyecanlı
Acele etmiyor kimse
Çıkmak yok
Kapı kapalı."Son kısımda sınıfın kapısını kimya hocası sertçe kapatınca bütün sınıf telaşla sırasına oturdu. Ahmet sıradan düşerken bazıları üst üste oturmuştu. Alptuğ ise telaşla telefonu kapatmaya çalışırken başka bir şarkıya giriş yapmıştı. Bu sefer bir gerilim müziği çalmaya başlarken kimya hocasının bakışları müzikle tam uyumluydu.
Müzik arkada çalmaya devam ederken Miraç'la ben yerden kalkıp hocanın karşısına dikildik. Ve o çok korktuğumuz soru geldi.
"Niye geç kaldınız?" arkadaki müzik bize o kadar iyi uyum sağlıyordu ki çok iyi role girmiştim.
Miraç, "Hocam kendimi evde unuttum." deyince arkadaki müzik tekrar değişti ve bu sefer Hint gerilim müziği çalmaya başladı.
Bütün sınıf şokla birbirine bakarken cam kenarında oturan drama kraliçesi Hüseyin perdeyi alıp boynuna doladı. Mert hızla sıradan kalkıp telefonu Alptuğ'un elinden aldı. "Herkes çalan müziğe ayak uyduruyor. Erotik müzik çalarsa olacakları hesap edemiyorum." deyip müziği kapattı.
Nargihan Hoca sınıfa kötü kötü bakmayı bırakıp bize döndü. "Ödevimi evde unuttum diyecektin herhalde." dedi Miraç'a.
"Hayır hocam ödevimi taşımak zorunda kalmıyım diye koltuğa oturup size mail olarak attım. Bir yandan kafamda okula gelişimi kurguluyordum. Kendimi fazla kaptırdım herhalde. Okula geldiğimi sanıyordum meğer fuçutumu evde unutmuşum." sondaki fuçutum diyişine kahkaha atacakken kendimi son anda tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grupmatik |Yarı texting|
Teen FictionTuvalet Fırçası: Cideen yıldım çıkıcam Mamut Hocanın karşısına 'Bir hayat bile bitiyor sizin verdiğiniz ödev bitmiyor' diyeceğim. Hoca hoca, diyeceğim bir öğretmen değiliz ama bizde az sırt kırmadık, Ayağınızı denk alın diyip elimi masaya vuracağım...