|Kara Toprak'ın Alptuğ'u|

53 5 54
                                    

Merhabalar

Mert'i doğurma sebebim (evet hepsini ben doğurdum inanmazsanız ultrason fotoğrafları çıkartırım) sürekli yaptığım yazım yanlışlarını düzeltip yks de yazım sorularını doğru yapmaktı.

Ve sınavda yazım sorularını doğru yaptım.

Analar sözünü tutar.

Sağol Mert evladım.

Yazımı doğru yapmış olsamda paragraf sorularının yarısı yanlış olabilir

Bişiyokbişiyokbişiyokbişiyok

Ama yine de iyi ilerledim.

▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️

''Mahmut hocam matamatik bir ülke olsaydı başkenti siz olurdunuz. Üçgenin iç açıları toplamı yüz seksen.'' dedim yüzüme yerleştirdiğim kocaman gülümseme ile. Vakit Mahmut hocaya yalakalık yapma vaktiydi. Grup içinde bana az görev vermesini sağlamalıydım. 

''İlk olarak matamatik değil matematik. İkinci olarak da başkent birleşik yazılır sen kesin yazsaydın ayırırdın.'' diyerek yalakalığımı bölen Mert'te kötü kötü bakıp ''Biraz daha konuşursan baş ve kenti ayırdığım gibi senin başını ve vücudunu da ayıracağım.'' dedim. Mert beni umursamadan pis pis sırıttı.

Mert'te bakmayı kesip yalakalığıma devam ettim. ''Hocam sizi çok seviyorum ben. İki artı iki eşittir dört.''

Mahmut hoca bana küçümseyici bir bakış attı. ''Bütün hocalara yanı yalakalığı yapan öğrencinin gün gelir çarpmadaki bir kadar değeri kalmaz. Etkisiz eleman sıfır aldın.'' Mahmut hoca cümlesini bitirir bitirmez Alptuğ kollarını havaya kaldırdı. ''Yavrum kaldır kollarını teslim ol etrafın sarılı.'' Mert hariç herkes Alptuğ'un şarkısına ayak uydurup kıvırırken başımı bir kere  masaya vurdum. Bir hocaya yalakalık yaparken başka bir hocaya yakalanmamaya dikkat etmeliydim.

''Hocam ben çarpmadaki bir değil daha çok bir asal sayı gibiyim. Safinaz'ımdan bir rakamı. Ondan başkasına bölünemem.'' dedi Alptuğ oturduğu sandalyede bacak bacak üstüne atmış ayılı ev terlikleri olan ayağını sallarken. ''Beni bölemezsiniz.''

''Safinaz bir ise ben eksi birim bölmekle kalmam değerini de düşürürüm. Zaaa!'' Sözlerini bitirdikten hemen sonra Mahmut hoca yumruk yaptığı eline cetveli vurarak kapak işareti yaptı.

Okulun suyundan mıdır taşından mıdır herkes bir tuhaf.

''Hocam bizi bir haftalığına Slivri sınıfına verin ama matematik grubu falan olmasın lütfen yirmi birden bir çıkarsa cevap iki.'' dedim yalvararak.

Mert, köşede kollarını bir birine kenetlemiş sırıtıyordu. ''Hocam benim matematiğim zaten iyi ben grupta olmasam olur mu? Yirmi bir eksi bir eşittir yirmi.'' Yine beni düzeltmesi ile Mert'e doğru uçuşa geçmişken aramızda olan Miraç hiç zorlanmadan beni havada yakalayıp durdurdu. 

Mahmut hoca ''Bu kadar korkmayın. Sizi yemeyeceğim.'' dediğinde Miraç, ''Aaa niye vejetaryen misiniz?'' dediğinde ortalığı derin bir sessizlik kaplarken sadece Mahmut hoca ve Miraç gülüyordu bu şakaya. Miraç, bizim gülmediğimizi fark edince ''Hani Mert çalışkan ya hani inek deniyor ya hani Mahmut hoca yemeyeceğim dedi ya.'' diye kendini açıklamaya çalışırken hala gülmediğimizi fark edince sustu. Dudağının büküldüğü fark edince hemen kahkaha attım ve gülmesi için Mert ve Alptuğ'u alttan tekmeledim. ''Sonradan anladık ya ne aptalız.'' dedi Alptuğ kahkaha atarken.

Grupmatik |Yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin