3: ailenin bir parçası

1.2K 93 29
                                    

"Bir saatimiz var demiştin."

Jaehyun doğrulurken mırıldandı, sesinden anlaşılıyordu ne kadar sinirinin bozulduğu. Taeyong da hızla yerinden kalktı, sanki o hallerinden çok memnunmuş gibi bir de diğeri suçu ona atıyordu.

"Bana öyle demişti, ben ne bileyim?"

Kumral genç yataktan kalkıp kapısına ilerledi, eve gelen her kimse odasına dalıp böyle bir görüntüyle karşılaşmasını istemeyeceğinden kapıyı kilitledi. O sırada Taeyong çıkardığı üstünü tekrar giymiş, diğerinin dolabını karıştırıyordu. Aldığı bir gömleği beline bağladı, pantolonunda oluşan şişliğin belli olmasını istemezdi sonuçta.

Jaehyun onun herhangi bir yaptığı için izin almamasına şaşırmamıştı bile, bir gün odasında yaşamaya başlarsa dahi bu ona bir sürpriz olmazdı. Söylenecek hali kalmamıştı, keyfi yeteri kadar kaçmıştı. Dolabından kendine birkaç parça kıyafet aldı aceleyle.

Taeyong onu beklemeden odadan çıktı, Jaehyun da hızla giyindikten sonra onu takip etti, peşinden salona girdiğinde pek değerli aktivitelerini bölen kimdi sonunda görmüştü. Jaehyun'un annesi odaya gelen iki genci gördüğü gibi gülümsedi. "İşim erken bitti, ben de kardeşini okuldan alayım dedim."

Bahsi geçen kardeş, Mina, pembe saçlıyı gördüğü gibi ona doğra koşup sarıldı. "Taeyong Hyung! Sen de mi buradaydın?"

Taeyong'un eğilip kardeşiyle ilgilenişini büyük bir memnuniyetsizlikle izledi Jaehyun. On yaşlarındaki kardeşi nedense Taeyong'u çok seviyordu, ki bu onu fazlasıyla sinir ediyordu. Kendi abisinin yüzüne bile bakmadan ona koşmasına da gerek var mıydı yani?

"Canım, yemek yedin mi?" Bayan Jung da Taeyong'un yanına gelmiş, pembelinin dikkatini kendine çekmişti. Taeyong doğrulup henüz yemediğine dair bir şeyler söylediğinde karşıdındaki kadın onun yanaklarını elleri arasına almıştı bile.

"Bak, incecik kalmışsın zaten. Beslenmene dikkat etmelisin, akşam yemeğine kalsana."

Annesi ve arkadaşının, arkadaş demeye bin şahit isterdi gerçi, konuşmasını gittikçe daha da sinirlenerek izledi Jaehyun. Yemek yedin mi Jaehyun? Okulda günün nasıl geçti? Yorgun görünüyorsun, iyi misin? Kimse ona bunları sormasın zaten, Taeyong gelsin ve bütün ilgiliyi toplasın, aynı her zaman yaptığı gibi.

Taeyong kendisini öfkeli gözlerle izleyen Jaehyun'dan bihaber, yanında dikildiği duvarı incelemeye başlamıştı; Duvarda, çerçevelerde Jung ailesinin türlü türlü fotoğrafları vardı. Her ne kadar bir Jung olmasa da, fotoğraflarda bol bol kendisi de vardı.

Eh, sanırım Jung ailesinin komşusu, aynı zamanda küçük oğullarının sözde en yakın arkadaşı olmak bunu sağlıyordu.

Ailenin bir parçası gibi olmayı.

Tabii ki ne bu fotoğrafları ne de duvarı ilk kez görüyordu, bu eve yüzlerce kez gelmişti, ama her seferinde gözleri istemsizce o spesifik fotoğrafı buluyordu.

Fotoğrafta sekiz dokuz yaşlarında iki çocuk vardı, arkadaki kaydıraklardan anlaşılabileceği üzere bir parktalardı. Çocuklardan yerde oturanın yüzünde büyük bir gülümseme vardı, gamzeleri çıkmıştı böylece. Diğeri ise onun arkasında duruyordu, ince kollarını arkadaşına sarmıştı. Onun da gülmekten gözleri kısılmıştı.

Başını kaldırıp karşısında duran gamzeliye baktı, istemsizce gülmüştü. Ağlanacak haline gülüyordu belki de, çünkü sekiz yaşındaki Taeyong arkadaşıyla ne hale geldiklerini görse, muhtemelen oturur ağlardı.

"Ah, siz ne yapıyorsanız devam edin. Ben yemeğe çağırırım sizi."

Taeyong Bayan Jung'ın dediklerini duyduğunda düşüncelerinden çekildi, bu düşünceler ilk kez doldurmuyordu ya zaten zihnini. Cümleyi komik bulmuş olacak ki, yüzünde o bilindik gülümsemesi oluşurken kumrala doğru döndü.

"Evet Hyunnie, neden kaldığımız yerden devam etmiyoruz?"


canımıza kastı var ^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

canımıza kastı var ^

bu bölüm bomboştu üzgünüm :((
aslında bu ve önceki bölüm birleşikti ama nedensizce uzun olunca ikiye bölmek zorunda kaldım,,

ama sonraki bölüm 👀

sour candy |  jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin