16: kendi kazdığın kuyuya düştün

926 82 48
                                    

Kumral saçlı, son birkaç dakikadır ekranına boş boş bakmaktan başka bir şey yapmadığını fark ettiği an telefonunu kapattı.

Derin bir nefes alarak başını yana çevirdi; yanındaki yataktaki beden beyaz yorganı altında kıvrılmıştı, dışarı fırlayan birkaç tutam pembe saç dışında göründüğü söylenemezdi.

Hala onunla konuşmamıştı.

Gün sona ermeden konuşması gerektiğini bilmiyordu, bu saate kadar dayanmıştı ama artık kaçışı yoktu.

"Taeyong."

Bahsi geçen genç yorganın altından çıkmadan boğuk sesiyle cevapladı. "Sevişmek istiyorsan, olmaz. Dün beni yeterince yordun-"

Göremeyeceğini bilse de gözlerini devirdi Jaehyun. Seksten başka bir şeyden bahsedemez miydi? "O değil. Konuşmamız gerek."

Taeyong diğerinin sesindeki ciddiyeti sezdiğinde başını dışarı çıkardı. Kumral olan gün boyunca biraz düşünceli görünüyordu ama o buna pek kafa yormamıştı, gerçekten bir sorun olduğunu düşünmemişti hiç.

Jaehyun kalkıp onun yatağına geldiğindeyse bir sorun olduğunu anlamıştı. Hızla doğruldu.

"Ne oldu?"

Nereden başlayacağını bilemiyordu Jaehyun, sessiz kaldı biraz. Başlamadan önce yutkundu. "Annem bugün benimle konuştu..." Duraksadı.

"Ve aramızda ne olduğunu bildiğini söyledi."

Taeyong donakaldı. Bu gerçek olamazdı, değil mi? Hayır, imkanı yoktu, olamazdı.

Hayatında belki de ona gerçekten değer vermeyi seçen insanlardan birinin gözlerinde kendini bu duruma düşürmüş olamazdı. Her zaman ona iyi niyetiyle yaklaşmış birini böyle hayal kırıklığına uğratmış olamazdı.

Annesi gibi gördüğü birinin gözlerinin içine baka baka yalanlar söyleyip, arkasından böyle pis bir iş çevirdiğini bilmesine izin veremezdi.

"Hayır.."

Jaehyun karşısındaki bir çift gözün nasıl dehşetle açıldığını gördüğü an bir açıklama yapması gerektiğini hissetti. "Dur, bekle." Gözlerini kaçırdı. "Bizim..."

"Sevgili olduğumuzu sanıyor."

"Ne?" Taeyong sesinin yüksek çıkmasına engel olamadan sordu, içini büyük bir rahatlama kaplamıştı. "Tanrı'm, baştan söylesene!"

Rahatça bir nefes alırken elini pembe, dağılmış saçlarından geçirdi. Bu da pek iyi sayılmazdı, ama oğlunu sırf zevki için kullandığını düşünmesinden kat be kat daha iyi olduğu kesindi.

"Yani... ne dedi?" Taeyong endişeyle sordu. Ani paniğinin etkisi altından çıktığında, bazı şeylerin değişeceği aklına dank etmişti.

"Aslında pek kızmadı ama ona söylemediğimiz için biraz sinirlenmişti. Daha doğrusu... ondan saklayıp, anlamayacağını düşünüp onu kandırdığımız için. Tam olarak böyle dedi."

Taeyong'un gözleri kumralın hafifçe kızaran kulaklarına gidip gelse de onunla alay edecek enerjiyi kendine bulamamıştı. Bayan Jung, Jaehyun'la sevgili olduklarını düşünüyordu!

"Ne yapacağız?"

"Bilmem." Basitçe omuz silkti. "Normal halimizle bizi sevgili sandığına göre, bir şey yapmamıza gerek yok herhalde."

Taeyong sinirle güldü, kaşları havalanmıştı istemsizce. "Bu mu yani planın?"

"Oh, ailemin önünde bana dokunup durmaya ne dersin? Bu kesinlikle işe yarayacaktır." Sesinin altında yatan öfke hala önceki gün olanları sindiremediğini gösteriyordu.

Taeyong cevap vermek yerine gözlerini kıstı, Jaehyun'un yavaşça sırıtmaya başladığını gördüğü an bir huzursuzluk kaplamıştı içini.

"Bak aklıma ne geldi: Artık odamda bulduğu o kırmızı iç çamaşırının kime ait olduğunu biliyor olsa gerek, ha?"

Hasiktir. Taeyong'un dudakları şaşkınlıkla aralandı ve utançla elini yüzüne kapattı.

"Kendi kazdığın kuyuya düştün."

Keyifle konuştuğunda Taeyong hafifçe omzuna vurdu. Bir süre sessiz kaldığında, ve Jaehyun onun büyük gözlerindeki gerginliği gördüğü zaman elini yorganın üstünden dizini okşadı. Yataktan kalkıp kendininkine ilerlemeden önce mırıldandı. "Endişelenme, sorun olmayacak."

"Hem zaten... Ne olursa olsun seni her zaman oğlu gibi göreceğini söyledi."

Jaehyun tekrardan yatağına yerleştiğinde yan tarafında Taeyong'un yorganının altına geri girdiğini gösteren hışırtılarını duyabiliyordu.

Sonra da, sessiz ve boğuk çıkan hıçkırıklarını.

buna uzucu bisi yazacagim kimin aklina gelirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

buna uzucu bisi yazacagim kimin aklina gelirdi.. benim gelirdi ben yazdim cunku

sour candy |  jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin