22: stres atmak

750 74 9
                                    

Jaehyun uyandığından beri ne kadar zaman geçmişti kestiremiyordu, tek bildiği yataktan çıkmak istemediğiydi.

Taeyong'un yatağında, tek başına uyandığında neden hayal kırıklığına uğradığını da anlamıyordu. O andan beri de yatak başlığına yaslanmış, olanları düşünüyordu.

Dün gece konuştuklarını, nasıl sarılıp uyuduklarını...

Bir yılı aşkın süredir sürekli seviştikleri düşünülürse birlikte uyumaları ilk kez yaşanan bir şey değildi ama Jaehyun farklı hissediyordu.

Huzur bulmuş gibiydi.

Belki de yatağı aynı Taeyong gibi koktuğundandı, yeni toplanmış bir sepet çilek gibi.

Elindeki açık pembe not kağıdına baktı, uyandığında komidinde bulmuştu: Projesi için çoktan çıktığına dair bir şeyler yazılıydı.

İç çekip kalktı, sonunda evine inmeye karar vermişti ki. Fakat o kadar dalgındı ki eve girdiğinde başına ne geleceğini düşünememişti bile. Anahtarıyla sakince kapıyı açıp içeri adımlamış, karşısında annesini bulmuştu.

"Neredeydin sen?"

Jaehyun yutkundu, şaşırmıştı. "Taeyong'a-"

"Gecenin köründe mi gittin? Sabah evde olmadığını babana çaktırmamak için kaç takla attım biliyor musun? Sen böyle sorumsuz biri değildin Jaehyun."

Siz aklınızda kurduğunuz Jaehyun'dan ötesini hiç görmek istemediniz, demek istedi kumral ama -her zamanki gibi- yuttu laflarını.

"Taeyong gece çok kötüydü, onun yanında olmam gerekiyordu. Üzgünüm, dikkatsiz davrandım."

Jaehyun annesinin ifadesinin yumuşadığını gördü. Bir kez olsun Taeyong'a gösterdiğiniz anlayışı bana gösterseydiniz eğer...

Birkaç kısa özürden sonra Jaehyun odasına geçmişti, ilk kez başını belaya sokmayı bu kadar umursamamıştı. Yatağına oturduğu an aklındaki tek şey yine Taeyong olmuştu.

Bir işe yaramaya çalıştığı birkaç saat sonunda pes etmiş, sırt üstü yatağında uzanıyordu; okuduğu satırdan tek bir kelime anlamıyordu.

O kadar dalmıştı ki odasına giren genci fark etmemişti bile, tabii o bir anda üstüne atlayana kadar.

Jaehyun utanç verici bir çığlık atmamak için zor tutmuştu kendini. Doğrulmaya çalıştı ama üstündeki beden yüzünden bu pek kolay olmamıştı. Dönmeyi başardığında görüş alanına giren pembe saçlar onu gülümsetmişti.

Ardından öyle bir şey duydu ki donup kaldı.

Taeyong kahkaha atıyordu.

Jaehyun bunu yıllardır görmediğine yemin edebilirdi. Ailesinin yanında takındığı sahte gülüşleri ya da kumralla alay ettiklerinden değildi bu. Onu en son ne zaman böyle içten gülerken görmüştü hatırlamıyordu bile.

İşte tam da bu yüzden, bunun ona ne kadar yakıştığını unutmuştu.

Kendini tutamadı, gözlerini gülüşünden ayırmadan ensesini kavradı ve dudaklarını birleştirdi.

Taeyong ilk başta şaşırsa da karşılık vermeye başlamış, daha rahat edebilmek için kumralın kucağına yerleşmişti. Uzun bir öpücüktü ama o istekle yanıp tutuşan öpücüklerinden farklı hissettirmişti, daha sakindi.

Bir gülümsemeyle ayrıldı pembe saçlı olan. "Ne o Jaehyunnie?" Ellerini dağınık kumral saçlardan geçirdi. "Beni hemen özledin mi?"

"Hm.." Jaehyun da gülümsedi gözlerini pembe dudaklardan çekmeden. Ellerinden birini beline çıkardı. "Nasıl geçti?"

"Sanırım haklıydın, korktuğum kadar kötü değildi." İç çekti. "Yani... Daha iyi olabilirdi eğer-"

Tekrardan dudaklarına yapışarak sözünü kesti kumral olan, çilek tadı veren dudaklarından bir öpücük alıp geri çekildi. "Böyle düşünme, elinden gelenin en iyisini yaptığına eminim."

Taeyong dizlerinin üstüne kalktı, kumralın saçları arasındaki elleri Jaehyun'un da ona bakmasını sağlamıştı. "Ne oluyor sana?" diye sormak istemişti ama son anda durdurdu kendini. Jaehyun'un ona böyle davrandığı zamanın tadını çıkarsa daha iyi olurdu.

"Sen ne yapacaksın?" Sorusunu değiştirdi. "Sınavların bitmişti, değil mi?"

"Staja başlayacağım." Taeyong onun yüzünün düştüğünü gördü, bu konuyu açtığı için biraz pişman olmuştu şimdi. "Hatta, yakında başlıyorum bile."

Pembe saçlı, ellerini diğerinin omuzlarına indirdi; hafifçe ovuşturdu gerilmiş kaslarını. "Biliyorsun... Ne zaman böyle gergin olursan bana gelebilirsin. Biraz stres atarız."

Jaehyun diğerinin dudaklarının usulca -ama altında yatan muzipliği sezebiliyordu- kıvrıldığını gördü. O da gülümsedi.

"Geleceğimden emin olabilirsin."

◆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sour candy |  jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin