7: korkağın teki

1.1K 92 27
                                    

Kumral saçlı genç, oturduğu beş katlı apartmanın kapısını ittirerek içeri girdi. Kulaklıklarını kulağından çıkarırken, zaten aşağı inmekte olduğunu fark etmediği asansörün düğmesine bastı.

Keyfi kaçıktı ve bunun en büyük sebebi dün gece olanlardı.

Ayrıca her zaman olduğu gibi sıkılmış, bıkmış ve yorulmuştu. Monoton hayatının yine bir diğerine benzer bir gününü geçirmiş, okuldan eve dönüyordu. Eve gittiğinde derslerine döneceği gerçeği içini daha da çok sıkmıştı.

Bu sırada zemin katta duran asansörün kapısı açıldı ve Jaehyun, sıkıcı hayatının büyük ihtimalle en renkli parçasıyla karşılaştı.

Pembe saçlarına tokalar iliştirilmiş genç asansörün kapısında dikilen kumralı gördüğü gibi gülümsedi ve yanına adımladı.

"Nasılsın?" Tatlı tatlı gülümsedi, taktığı lensler sayesinde mavi görünen gözlerini kumrala dikti. Onu o an görseniz, dün akşamki haliyle aynı olduğuna bile inanamazdınız.

Jaehyun da buna sinir oluyordu ya, isterse dışarıdan kendini 'tatlı' biriymiş gibi göstermeyi başarabiliyordu. Bunda öyle iyiydi ki Jaehyun bile ona kanabilirdi, tabii eğer baş başa kaldıkları an pençelerini çıkarıyor olmasaydı.

Jaehyun'a cevap bile verecek zamanı tanımadan eliyle onun bel altına işaret etti.

"O nasıl? Kalbini çok kırdım mı?"

İşte şimdi normale dönmüştü.

Kumral etrafına bakındı, kimsenin olmadığını görünce rahat bir nefes aldı. Diğerinin nasıl böyle vurdumduymaz olduğunu aklı almıyordu. Biri duymaması gereken bir şeye kulak misafiri olsa bunun ailesinin kulağına gitmesi an meselesiydi.

"Ortalık yerde böyle davranmayı kes. Sen ailen tarafından umursanmıyorsun diye beni de riske atamazsın."

Taeyong'un gözlerindeki ifade bir anlığınla değişti; Jaehyun onun laflarına alınıp çekip gitmesini falan beklemişti, ki bu işine gelirdi. Aksine, o sırıtmaya başlamıştı.

"Oh, iyi çocuk rolünü çok seviyordun, değil mi? Kusuruma bakma, korkağın teki olduğunu unutabiliyorum bazen." Sanki iyi bir şey söylemiş gibi şirin gülümsemesini tekrar takındı, apartmanın kapısına ilerlemeye başlamadan önce Jaehyun'a eliyle bir öpücük attı. "Görüşürüz Hyunnie~"

Pembeli gözden kaybolana kadar bekledikten sonra asansörün düğmesine, biraz fazla sertçe, bastı ve içeri girdi. Keyfi iyice kaçmıştı.

Dün gece yaşananlar üstüne ne yapması gerektiğini düşündü. Bunu devam ettirmeli miydi, yoksa artık boşvermesi mi gerekirdi? Sonuçta Taeyong da ondan intikamını almıştı, değil mi? Sorun çözülmüştü.

Çok fena yanılmıştı.

Bilmiyordu ki daha yeni başlıyorlardı.

Taeyong'un intikamını henüz tam anlamıyla bile almamış olduğunu da işte o akşam anladı.

Klasik, odasında oturmuş o günün notlarını temize çekmekle meşgulken kapısı açılmıştı. Başını kaldırmadan yazmaya devam ederken, gelen kişinin boğazını temizlediğini duydu ki sandalyesinde dönüp bakma ihtiyacı hissetti.

Annesi, pek de hayra alamet gözükmeyen bir ifadeyle ardından kapattığı kapının önünde dikiliyordu.

Annesi sessizliğini koruyunca söze başlamaya karar verdi. "Bir sorun mu var?"

"Bugün odanı temizliyordum..." Jaehyun annesinin, iyi bir şey söylemeyeceğini belli eden ses tonuyla iyice gerildi. Jaehyun başını pek derde sokmazdı, o yüzden şu an epey bir korktuğu söylenebilirdi.

"Ve sanırım bulmamam gereken bir şeyle karşılaştım."

Jaehyun bir an için kalbinin teklediğine yemin edebilirdi. Sessizliğe bürünen birkaç saniyede aklı odasında bulunabilecek ve bir soruna yol açabilecek her şeyi düşünmeye başlamıştı. Aklına en kötü bir seks oyuncağı geliyordu ama şu an odasında bir tane olmadığında emindi, öyle şeyler Taeyong'da bulunurdu. Geçen seferki vibratör de hala ondaydı.

Kalbinin ağzında attığı o birkaç saniyeden sonra annesi, iğneleyici ses tonuyla konuşmaya devam etti. "Gençsin, biliyorum, bu yaşlarda böyle ilişkilerin olması normal..."

Kesinlikle başı belaya girmişti.

Bir sevgilisi falan yoktu, bu da olayı daha tehlikeli bir konuya getiriyordu.

"Ama, en azından, evimizi böyle şeyler için kullanmaman daha iyi olur."

Bayan Jung her ne kadar sakin görünse de Jaehyun bu sakinliğin arkasında yattığını bildiği öfkenin altında eziliyor gibiydi, ortadan yok olmayı hiç bu kadar istememişti.

"Yapacaksan da, doğru düzgün saklamayı becer. Bu konuda hiçbir fikrimin olmamasını tercih ederdim." Bununla birlikte, arkasında tuttuğu elini Jaehyun'un da görmesi için ileri uzattı.

Kırmızı, dantelli bir iç çamaşırı tutuyordu.

Jaehyun hissettiği utanç ve panikle midesinde bir şeylerin yer değiştirdiğine yemin edebilirdi. Annesi ona herhangi bir açıklama yapma fırsatı vermeden yanına ilerledi, fazla dokunmak istemezcesice tuttuğu kumaş parçasını masaya bıraktıktan sonra odadan çıktı.

Bir süre dantelli kumaşa öylece bakakaldı.

Kime ait olduğuna adı gibi emindi.

Bunu daha önce görmemişti, kesinlikle böyle bir şeyi onun üstünde hatırlamıyordu, zaten aklından çıkacak gibi de değildi ya.

Taeyong bunu bir şekilde burada unutmuş olamazdı, ki bu da tek bir kapıya çıkıyordu.

Bile bile yapmıştı.

Tabii ki bilerek yapmıştı.

Hissettiği panik yerini dayanılmaz bir öfkeye bırakırken kırmızı iç çamaşırını eline aldı, fark etmeden kumaşı sıkmaya başlamıştı bile.

Bunun hesabını ona soracaktı.


1k icin tesekkur ediyor ve hepinizi opuyorum  🏃‍♀️🏃‍♀️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1k icin tesekkur ediyor ve hepinizi opuyorum  🏃‍♀️🏃‍♀️

sour candy |  jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin