Jimin camdan dışarıya bakıyordu. Hava kararmıştı ve gökyüzünde bir kaç yıldızdan başka hiç bir şey yoktu.
Jimin içine doğan birşey ile kollarını göğsünde birleştirdi.
"Robert o canavar Richard'ın elinden ne zaman kurtulursa bende o zaman Jungkook'un elinden kurtulacağım."
Dedi usulca neredeyse bir kaç aydır aklında Richard ve Robert hikayesi vardı ve hep o hikayeyi düşünür olmuştu. Hem Robert'in yaşadığı tüm hikaye kendi yaşadıkları ile uyumluydu.
Jimin o karanlık odada gülümsedi gök yüzüne karşı. Ne olursa olsun, ne yaşarsa yaşasın, Jimin ve Robert aynı anda kurtulacaklardı canavarlarının elinden.
Jimin kısık bir nefes alarak, elini cama doğru uzattı ve buruk bir tebessüm ile küçük bir yıldızı işaret parmağı ile gösterdi.
"Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız bizi bekliyor sevgili yandaşım. Ben hep seninle kalacağım Robert ve ben ve sen hep yan yana olacağız, tabi sen hayalî bir karakter olsanda, ben seni içimde canladırıyor olacağım Robert. Bir gün gelecek, sen o istediğin satırlardan çıkacak, mutluluğa bir kaç sayfa daha atlayacaksın. Ben ise özgürlüğe gideceğim. Az kaldı."
Jimin'in küçük göz yaşları, artık hıçkırıklara bulanmıştı. Az önce gök yüzüne bakarak söylediği her bir cümle, içinde daha büyük bir yara açmıştı. Ya gün gelirde Jungkook'dan kurtulamazsa? Yada Robert o canavardan kurtulamazsa?
Jimin başını önüne eğerek gözlerini sımsıkı yumdu. Robert bir hayalî karakterdi, peki ya Jimin? Her şeyi yaşayacak olan asıl kişi Jimindi.
Jimin bakışlarını tekrardan gökyüzüne çevirerek son bir cümle daha kurdu, tiz sesi ile.
"Senin yerinde olmak isterdim Robert. Çünkü gerçek dünya insanı sadece üzüyor."
Jungkook o an içinde hiç hisetmediği duyguyu hissetti. Jimin'in hemen arkasındaydı oysa ki. Jimin korkuyordu hemde çok fazla. Onu daha fazla böyle görmezdi bu yüzden bir adım attı küçüğüne doğru.
Jimin arkasında hissettiği adım sesi ile irkilmiş ve korku ile arkasına dönmüştü.
"RİCHARD!"
Dedi, anlık gelen bir dalgınlık ve korku ile. Aslında önünde duran kişi, Robert'in canavarı değil, kendi canavarı olan, Jungkook du.
...
Neredeyse üç saat geçmişti aradan. Jungkook Jimin'i yavaşça arabaya bindirmiş, ve yola çıkmıştı. Jimin korkuyordu aslında, Jungkook gecenin bu saatinde nereye götürüyordu Jimin'i?
"Nereye götürüyorsun beni?"
Jungkook sıkıntılı bir nefes alarak bakışlarını bir kaç saniyeliğine Jimin'e çevirdi. Öyle güzeldi ki;
"Evine götürüyorum seni. Benim ile kalmana ve bunca acıyı sana yaşatmama hakkım yok."
Jimin içini kaplayan huzursuzluk ile bakışlarını cama çevirdi. Aklında Richard gelmişti, söz vermişti ona. Hani beraber kurtulacaklardı? Hani kaderleri aynıydı? Jimin bunları düşünürken gözünden bir kaç damla daha aktı.
Ne saçmalıyordu Robert bir hayalî karakterdi neden bu kadar fazla alınıyordu? Ama içine sinmeyen bir şeyler vardı.
"Neden konuşmuyorsun Jimin neden mutlu değilsin?"
Jimin konuşmak yerine sustu, bir yanı evine geri dönmek isterken, bir yanı bunu engellemek istiyordu. Çokmu kapılmıştı bu Robert olayına?
"B-ben mutluyum."
Dedi, ama hiçte mutlu değildi. Evine geri dönmek istemiyordu. Ama Jungkook ile kalmak hiç istemiyordu. Şuan tek istediği şey Robert ve Richard'ın gerçek bir karakter olması ve o Robert ile beraber kaçmaktı. Anca o zaman içi rahatlardı.
Aptalca bir düşünceydi ama Jimin için tek çıkış yolu bu gibiydi.
...
Jungkook elinde tutmuş olduğu telefonu Jimin'e vererek, dik bir duruş sergiledi.
"Neden bana bunu veriyorsun?"
"Seni arayacağım Jimin ne olursa olsun seni her zaman görmeye geleceğim. Seni şimdi bırakmam seni ölümüne bırakmam anlamına gelmiyor."
Jimin sinir ile arkasına döndü ve bir şey dâhi demeden evine girdi. Jungkook'un yüzünü daha fazla görmek istemiyordu.
Jungkook ise herne kadar dik bir duruş sergilese bile içinde yaşadığı öfke hüzün, kaybetme duygusu damarına basıyordu. Ne olursa olsun Jimin'i elbet geri alacaktı. Ama önce biraz zaman tanıyacaktı küçüğüne. Bu en iyi seçimdi.
...
Robert, Richard'ın odadan gidişinin ardından yatağından kalktı ve cama doğru ilerledi.
Havada bir kaç yıldızdan başka birşey yoktu. Göz yaşları yanağından akarken kısık bir nefes aldı. Neden böyle kapana kısılmış gibi hissediyordu?
Robert bu yaşananları hakedecek ne yapmıştı? Robert tam kendini sorguladığı an gecenin bir köründe yıldız kaydı. Tam o sırada Robert'in yüzünde ister istemez bir gülümseme belirdi ve dudakları arasından şu kelimeler çıktı.
"Bir gün mutlu olacağım. Ne zaman olacağına dair hiçbir fikrim yok ama o gün bunu bir kişi ile yaşayacağım."
...
Jimin dolan gözleri ile evinin camına doğru gülümsedi. Az önce bir yıldız kaymıştı ve bu yıldız ister istemez içinde oluşan küçük bir umut yıldızı gibi gelmişti.
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHAIN / JİKOOK
Mystery / Thriller(TAMAMLANDI) "Zincirler ile birlikte yakın!" ----------- /Kısa bir kurgudur. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım.