CHAIN-16

615 76 15
                                    

Gece tüm ormanı esir almış gibiydi. Sağ tarafındaki dere yatağı ve hemen önünde olan ateş bu sessizliği bozuyordu.

"Bundan yıllar önce her şey daha farklıydı Jungkook."

Jungkook yavaşça başını salladı. Buraya ilk geldikleri zaman daha kalabalıktı oysa ki.

"Sessizlikten rahatsız mı oluyorsun Jimin?"

Jimin yavaşça başını olumsuz anlamda salladı. Rahatsız olmak değildi bu. Sadece içinde küçük bir dürtü vardı.

"Ben uyumak istiyorum Jungkook hem yarın işim var."

Jungkook ayağa kalkarak, Jimin'i kucağına aldı.

"Hey kendim giderim."

Jungkook gülümseyerek, Jimin'i hemen arkalarındaki çadırın içinde soktu. Çadırın içi minderler ile doluydu ve köşede küçük bir ışık vardı.

Jimin yorganın altına girerken, Jungkook fermuarı çekiyordu.

"Her şeyi unutmanı istiyorum bu gece."

"Bunu neden yapayım Jungkook? Her şeyi unutmak istemiyorum."

Jungkook Jimin'in yanına doğru uzanarak kollarını beline doladı.

"Çünkü bu gece seni öpmek istiyorum."

Jimin anlık bir duraksama sonucu Jungkook'a baka kalırken, Jungkook yavaşça Jimin'in ellerini tuttu.

"Seni ilk öptüğüm zaman bir çadırın içinde ve aynı bu ormanda öpmüştüm."

Jimin yavaşça başını sallarken Jungkook yavaşça alınlarını birleştirdi.

"İşte o zaman kendime bir söz vermiştim."

"Neydi o söz Jungkook?"

Aralarında bir kaç saniyeliğine sessizlik oluştu.

"Ne olursa olsun Jimin'i kendime aşık edeceğim."

Jimin yavaşça yorganı kafasına doğru çekerek, arkasına döndü. Jungkook ile bakışmak utandırmıştı.

Jungkook Jimin'i kendisine çevirerek, burnuna küçük bir öpücük kondurdu.

"Beni seveceksin buna eminin Jimin."

Jimin sadece sessiz kaldı. Ne diyeceğini bilemez bir haldeydi. Ama bir şey demese bile Jungkook Jimin'in gözünden her şeyi anlaya biliyordu.

"İyi geceler Junkook."

...

Tüm dünya etrafında dönüyordu sanki. Her istediği her hayalî tek tek gerçekleşiyordu.

Aradan tam olarak 1 yıl geçmişti.

Jimin sabahın erken saatinde kalktığında Jungkook'un çoktan uyanmış olduğunu fark etti.

"Günaydın Jungkook."

Jungkook sırıtarak başını Jimin'in boynuna yasladı.

"Saat bir'e geliyor Jimin."

Jimin hızla kendini geri çekerek ayağa bir hız ile kalktı.

"İşe gitmem gerekli."

Jungkook gözlerini devirerek, ayağa kalktı.

"Jimin bu gün pazar."

Jimin sersemlemiş bir şekilde yavaşça sendelendi.

"Ahh, doğru söylüyorsun Jungkook ama bazen günleri karıştırıyorum."

Jungkook Jimin'i kendine çekerek sıkıca sarıldı. Bir yıl boyunca hayatında en güzel günlerini yaşamıştı.

"Hadi kahvaltıya inelim."

"...Peki..."

...

"Hatırlıyorsun değil mi?"

Jimin başını yavaşça Jungkook'a çevirdi.

"Neyi hatırlıyormuyum?"

"Sana ne demiştim ben?"

Jimin başını Jungkook'un göğüsüne yaslayarak, derin bir nefes aldı.

"Ne demiştin Jungkook?"

Jimin saç diplerinde gezinen parmaklar ile gülümsedi.

"Bana aşık olacağını ve bana aşık oldun Jimin."

Jimin gözlerini yumdu. Evet öyleydi, Jimin Jungkook'a aşık olmuştu.

"Sana aşık oldum Jungkook."

...

Gece, ayın rengini almış gibiydi.

Saat gece on iki, sabah saat beş... Bu saatler aralığında birleşti iki beden ve bu saatler aralığında kalpleri ve bedenleri birbirine ait oldular.

Ben Jeon Jimin, hayatımda en güzel ve en özel kişiyi sorgularsam eğer.. o derim.

...

Bölüm sonu.

CHAIN / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin