"Jungkook bey iyi misiniz?"
Jungkook kanayan koluna ve önündeki adama kısa bir bakış attı.
"Jimin ile bir bilgi var mı?"
"Şimdilik hiç bir şey yok. Her zamanki rutin işlerini yapıyor."
Jungkook başını geriye yatırarak, gözlerini yumdu. O herifi öldürecekdi. Hemde en kalın ve paslı zinciri ile.
...
"S-sen nereden biliyorsun Robert'i?"
Jimin oldukça şaşkındı. Önündeki bu adam kimdi? Robert ve Richard kitabını okuduğunu nereden biliyordu?
Jimin beyninin içinde bu sorular ile meşgul iken bir anda kolunun sertçe tutulması ile küçük bir çığlık attı. Canı yanıyordu.
"Bırak beni! Sen kimsin?"
Jimin'in bağırışları gri bir arabaya bindirilene kadardı. sonrası gözle görülemeyecek kadar karanlık, sözle anlatılamayacak kadar, anlamsız.
...
Baş ağrısı, hafif mide bullanması ve bulanıklaşan göz yanılgısı.
Jimin elini başına götürerek, gözlerini sımsıkı yumdu. Neredeydi?
Kiminleydi?
Neden hiçbir şey hatırlamıyordu?Jimin başını yastığa gömerek, gözlerini dinlendirdi. Başının ağrısı yavaş yavaş, azalıyor ve yaşadıkları tek tek, aklına geliyordu.
"Jungkook?"
O zincir neyin nesiydi? Eğer Jimin'e birisi 'Zincir' kelimesini söylese Jimin'in aklına hemen Jungkook gelirdi. Yoksa Jimin'i Jungkook'un adamlarımı kaçırmıştı?
Jimin hızla ayağa kalkarak, kapıya doğru ilerledi.
"Açın kapıyı çabuk! Kimse yokmu?"
Jimin ellerini kapıya koyduğu an kapının bir anda açılması ile öne doğru sendelendi.
"Demek uyandın Jimin."
Jimin başını kaldırdığında, bu adamı tanımıyor olduğunu fark etti.
"Jungkook nerede?"
Önündeki adam gülümseyerek, elini arka cebine attı ve birşey çıkardı. Bu oldukça küçük ve ince bir zincirdi.
"Jungkook'u görmek mi istiyorsun sen?"
Jimin dolu gözleri ile başını salladı.
"Jungkook beni kaçırdı değil mi?"
Önündeki hiç tanımadığı adam başını iki yana salladı. Bu adam çok korkunç ve otuzlu yaşlarında görünüyordu.
"Tabiki Jungkook kaçırmadı Jimin."
"S-sen kimsin o zaman? Neden kaçırdın beni."
Önündeki adamın bakışları yoğunlaşmıştı. Boş ve anlamsız gözler ile bir müddet Jimin'e baktı ve derin bir nefes vererek odadan çıktı.
...
Jungkook evden çıkarak arabaya bindi. Vurulduğu için Jimin'i görmemişti ama artık vakti gelmişti.
Jungkook son sürat arabayı kullanıyorken, telefonun çalması ile telefonu arabaya bağladı.
-Bluetooth-
-Jungkook? Senin ile görüşmeyeli neredeyse iki yıl olmuş.
Jungkook direksiyonu sıkarak, yüzünü buruşturdu. Neden şimdi aramıştı ki?
-Konuşamam senin ile, Kralım!
Jungkook son 'Kral'ım' kelimesini sinir ile söylemişti. Abisinden nefret ediyordu.. NEFRET!
-HER NEREYE GİDİYORSAN GERİ DÖN KARDEŞİM. Çünkü Jimin bende. Evet, Küçük sevdiğin benim elimde.
-ÇABUK TELEFONU JİMİN'E VER VE SAKIN BİR ŞEY YAPMA!
Jungkook'un sonlara doğru sesi titremişti. O abi dediği kişiden nefret ediyordu.
-Eğer bir saat içinde burada olmazsan yok ederim.
...
"Robert kurtulacak."
"Robert kurtulacak."
"Robert kurtulacak."
Evet Jimin'in neredeyse son bir kaç dakikadır dediği tek şey buydu. Daha doğrusu, 'Jimin kurtulacak' olmalıydı değilmi, Kurtulacaktı. Ya Robert tarafından, yada Jungkook.
'Peki en doğrusu neydi?'
Jimin ellerini kafasına koyarak, gözlerini sımsıkı yumdu.
"Sen Jiminsin. Senin Richard ile işin yok."
Jimin başını dikleştirerek derin bir nefes aldı. Evet, Jimin'in Richard ile işi yoktu. Ama Jungkook ile hiç işi yoktu.
"Ben Park Jimin. Bu eve tek geldim, tek kaçacağım, Jungkook olmadan."
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHAIN / JİKOOK
Mystery / Thriller(TAMAMLANDI) "Zincirler ile birlikte yakın!" ----------- /Kısa bir kurgudur. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım.