CHAIN-8

927 97 27
                                    

Jimin dehşet ile Jungkook'a bakıyordu. Restorantdan çıktıktan sonra, bir adam görmüştü ve işte her şey orada mahvolmuştu.

Jimin arka koltukta oturmuş, ağlamaktan kızaran gözleri ile camdan dışarıya bakıyordu. Her şey bir filim şeridi gibi geçmişti.

Jungkook ise şoför koltuğunda sinir ile arabayı kullanıyordu. Eli ve üzeri, kan ile kaplıydı.

...

Dakikalar geçmişti, Jungkook arabadan inerek Jimin'in kapısını açtı.

"İn Jimin."

Jimin titreyen bakışlarını bir süre Jungkook'un kana bulanmış elide gezdirdi ve sonunda titrek bir nefes alarak arabadan indi.

Jungkook duş alırken Jimin yatağa oturmuş titreyen bedenini sakinleştirmeye çabalıyordu.

Bundan yıllar öncesine gitti aklı, lise yıllarında Jungkook okul tuvaletinde elindeki zincir ile Mark'ı öldürdüğünü hatırladı. Jimin göz yaşlarına hakim olamazken, ağızından bir hıçkırık çıktı. Çünkü saatler önce, restorantın çıkışında Jungkook bir adamı zincir ile öldürmüştü.

Jungkook tuvaletden çıkarak yavaşça Jimin'in yanına ilerledi. Konuya nereden başlayacağını bilmiyordu.

"Jimin beni dinlemeni istiyorum."

"S-sen öldürdün katilsin sen."

Jungkook gözlerini kapatarak elini yumruk yaptı. Bu şekilde öğrennesini istemiyordu Jimin'in nasıl bir adam olduğunu. Hatta hiç öğrenmesini istemiyordu.

"Jimin ben aslında-"

"S-sen Markı'da Z-zincir ile
ö-öldürmüştün."

Jimin'in eli ayağı titriyor, bir cümleyi birleştimekte güçlük çekiyordu.

"Beni dinle bebeğim.. Jimin ben iyi bir insan değilim."

Jimin'in bakışları ânında Jungkook'a dönmüştü. Jungkook'un iyi biri olmadığını biliyordu aslında ama bu gün gördüklerinden sonra daha fazla emin olmuştu.

"Sen katilsin."

Diye mırıldandı Jimin. Olayları idrak etmekte zorlanıyordu. Hemde yıllar önce yaşadıklarını bir dâha görmek, hafızasını ve yaşadıklarını tazelemişti.

Jungkook sağ elini yavaşça kaldırmıştı ki, bir anda Jimin reflex olarak kendini geri çekti.

"D-dokunma."

Jungkook elini geri çekerek, sinirle ayağa kalktı ve odayı terk etti. Ne yapacağını nasıl davranacağını bilmiyordu.

...

Robert o gece uyuyamamıştı. Çünkü Richard ile son konuşması, hiçte güzel değildi.. Robert çaresiz bir şekilde yatakta oturuken, içeriye Richard girdi.

"Demek uyumadın Robert."

Robert'in gözleri dolmuştu. Bu canavardan ne zaman kurtulacaktı?

"Şimdi uyuyacağım Richard."

Robert, telaş ile yorganın altına girerek gözlerini sımsıkı yumdu. Korkuyordu bu canavardan!

Richard ise bir şey yapmak istiyor ama yapamıyordu. Bu bir ikilemde kalmaktı.

Canım senin canını yakmak istiyor Robert. ama bunu sana yapamıyorum."

Robert, yorganın altında göz yaşlarına boğulmuştu. Bu canavar ne istiyordu?

"B-beni ne zaman bırakacaksın Richard?"

Sessizlik.. uzun bir sessizlik oluştu odada. Robert bu sessizlikten kuşkulanarak yavaşça yorganın altından çıktı ve bakışlarını odada gezdirdi. O Richard gitmişti.

...

Aradan bir hafta geçmişti. Jimin Richard ve Robert hikayesinin neredeyse bitirecekti. En son Richard Robert'e şöyle bir cümle kurmuş ve odayı terk etmişti.. tıpkı bir hafta önce Jungkook'un odayı terk etmesi gibi.

"Canım senin canını yakmak istiyor Robert, ama bunu sana yapamıyorum."

Jimin yavaşça bedenini yatağa bırkatı ve, gözlerini derin bir uykuya kapattı. Bir haftadır Jungkook eve gelmiyordu.

...

"Jungkook bey şu dosyayı imzalarmısınız?"

Jungkook tepki bile vermeden dosyayı aldı ve kısa bir göz atarak, kadına gitmesini söyledi.

Bu bir hafta Jungkook için çok kötü geçmişti. Özlemişti bebeğini ama bir türlü gidemiyordu küçüğüne gitse ona ne derdi? hayatında ilk defa bir konu üzerine bu kadar yıpranmıştı.

"Her şeyin zamanı geldi artık.. her şeyi bilecek. Sadece bir katil oluşunu değil, tüm geçmişi."

Jungkook kararlı adımlar ile ayağa kalkarak depoyu terk etti. Jimin artık her şeyi öğrenmeliydi. Her şeyi..

...

Bölüm sonu.

CHAIN / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin