The X || taekook

29. "Hostility and the chaos it drives"

| Taylor Swift - bad blood |

----

bir hafta sonra

"İyi günler, efendim." dedim gülümseyerek. Karşımdaki adam da bana gülümseyip teşekkür etmiş, ağır adımlarla marketten ayrılmıştı. Arkasından onu izleyen kendimi durdurarak önüme dönmüş, sıradaki müşteriye geçmiştim.

Ocak ayının ilk haftasını çoktan geride bırakmıştık. Geçen yılın son iki gününü kaplayan karmaşa, bu bir haftada bana hiç uğramamıştı. Normal hayatıma devam etmiş ve çocuklar da olmasa tamamen eski yaşantımdaymışım gibi hissetmiştim. Sakin ve kendi adıma desem, huzurlu bir haftaydı. Etrafımdakilerle güzel zaman geçirebildiğim, her zamanki gibi işe gelip gittiğim ve arada sırada iş çıkışında Taehyung'la vakit geçirdiğim bir haftaydı. 

Fakat bu, sadece benim için böyleydi. Zira Taehyung, Namjoon ve Yoongi bir an bile durmamış, neredeyse her gün bodrum katında kendi aralarında bir toplantı düzenleyerek çalışmışlardı. Bu kez olaya burnumu sokmamıştım, çünkü diğerleri de öyle yapıyordular ve hepimiz eninde sonunda planı öğreneceğimizi biliyorduk. 

Onun yerine akışa uydum ve çocuklarla aramızdaki ilişkiyi daha da ilerlettik. Öyleki Soojin bile artık benimle iletişim kurmaya ve korkmadan sohbet etmeye başladı. Böylece ben, onun da diğerlerinden bir farkı olmadığını, sadece yaşadıkları yüzünden çekingen ve ürkek olduğunu gördüm. Bunları görmem Soojin'le aramdaki ilişkiyi bir adım öteye götürdü, bu bir haftada önce sohbet etmeye, ardından fikirlerimizi paylaşmaya başladık. Ona sorular sordum, bana kendini açtı ve ben de ona kendimi anlattım. Soojin iyi kızdı. Geçmişte yaşadıkları onda ağır bir travma yaratmıştı ve hep çocuklar olmasa o zamanları atlatamayacağını söyler dururdu. Konu Taemin'e geldiğinde çoğu zaman kaçmaya çalışsa bile, bir keresinde onu yakalamıştım ve bana Taemin'in tahmin edebileceğimden daha güçlü bir ilizyon ustası olduğunu, bütün doğrularımı bana unutturabileceğini ve geriye kendi doğrularını bırakabileceğini söylemişti.

Soojin'le sohbetimiz çoğu şeyi kavramam için kilit noktaydı. Onun sayesinde kendisi bilmese bile Taemin hakkında fazlasıyla çok bilgi edinmiştim. Sözleri geçmişini anlatsa bile bana geleceği göstermiş, zihnimin çarkları çalışmaya başlamıştı. Soojin, Kim Taemin'in aşkının gözünü karartmasının tek başına işe yaramayacağını biliyordu, hikayesini duyduğum andan itibaren ben de bunu biliyordum. Aşk güçlü bir duyguydu, fakat insana babasını öldürtecek ve ardından kendi yaptığı cinayet yüzünden başkasına saldırtacak kadar güçlü değildi. Soojin, o zamanlar anlamadığı şekilde bir şeylerin yanlış gittiğini savunup duruyordu. Biliyordu, o zamanlardaki delirmiş kişinin kendisi olmadığından emindi. 'Eğer babamı kendi isteğimle, aşkın karartığı bir zihinle öldürmüş olsaydım, hemen ardından Taemin'e saldırmaz ve onu da öldürmeye çalışmazdım.' demişti bana, haklıydı, hikayesinde kopuk kısımlar vardı. İkimiz de arada bir şeyler kaçırdığımızdan haberdardık. Fakat ne olduğunu o gün anlamamıştım, üstünden birkaç günün geçmesi gerekmişti.

Geçen birkaç günde ilizyon gücünü bulduğum tüm kaynaklardan araştırmış, en eski kaynaklara kadar gitmiştim. Kim Taemin'de kimsenin bilmediği bir şeyler olmak zorundaydı. Kaçırdığımız ve görmezden geldiğimiz bir şeyler vardı ve ben, tam da onun peşine düşmüştüm. Sonundaysa bulabilmiştim. Bugünün sabahında ulaştığım bilgiyi zihnimin derinlerine kazımış, eve gideceğim ana kadar sabırla beklemeyi seçmiştim. Hepsine bunu göstermeyi ve kaçırdığımız noktayı bildirmeyi öylesine büyük bir hevesle bekliyordum ki, daimi müşterilerim bile bendeki bu neşenin sebebini sorma zahmetine girmişlerdi. 

Tabii, her zaman olduğu gibi bugünkü neşem de fazla uzun sürmedi. Bir hafta süren sessizliğin büyük bir gürültüyle son bulacağını biliyordum. Hepimiz biliyorduk ve bir sonraki hamleyi bekliyorduk. Neden önceden saldırıp durdurmadığımızı merak ettiğim günlerin birinde Taehyung bana onların kendilerini göstereceği güne kadar sabretmem gerektiğini, planı tam anlamıyla anladığımız an karşı saldırıya geçeceğimizi söylemişti. Bu konuda hala biraz şüphelerim olsa da, olaylar beni bu şüphelerden de arındırmıştı.