38. "Before the death knells ring"

741 105 89
                                    





Elimdeki bıçağı sallayarak karşımdaki adamın kollarına kesikler attığımda, dudaklarından acı bir tıslama dökülmüş, buna rağmen kan arzusu dinmemişti. Bana doğru atılarak saçlarıma asıldığında, diğer taraftan gelen birisi de karnıma güçlü bir tekme atmış, nefesim anlık olarak kesilirken gözlerim dolmuştu. Sakin olmaya ve öfkeme yenilmemeye çalışarak kavradığım bıçağı ters çevirmiş ve hemen arkamda duran, boğazımı sıkmaya çalışan adamın karnına geçirmiştim. Bu ani hareketimle saçlarımı kavrayan eli bollaşırken tutuşundan kurtularak ona döndüm ve bıçağı bedeninde yan çevirerek ölümünü kesinleştirdim.

Sonuna kadar açılmış olan gözleri gözlerime sabitlendiğinde büyük bir pişmanlık ve acıyla baktım ona.

"Üzgünüm, bunu yapmak zorundaydım." Diye mırıldandım. Sonrasında bıçağı kendime çekerek onun bedeninin yerle buluşmasına neden oldum. Hızla arkamı dönerek az önce yediğim tekmenin sahibine baktığımda onun Taehyung'un ellerinde olduğunu görmemle derin bir nefes aldım. Fakat gözlerim arkadan sessizce Taehyung'a yaklaşmaya çalışan insana takıldı, sonrasında bana doğru gelen diğer kişiyi gördüm.

"Sikeyim böyle işi," dedim sinirle. Koşmaya başladığımda hedefim tam da Taehyung'a yaklaşan adamdı, fakat benim koşmamla diğeri de bana doğru koşmaya başlamıştı.

Adamın gözleri üstüne gelen bana döndüğünde sinirle gülümseyerek üzerine atladım ve elimdeki kan kaplı bıçağı kalbine sapladım. Nefesi anında kesilirken hemen arkamı dönerek üzerime atlayan adamı bir tekmeyle öteye savurdum ve ayağa kalkarak yere yığılmış bedenine güçlü bir tekme savurdum.

Gözlerim siyahın koyu tonuna bürünürken boş olan zihnine uzanan ellerim sayesinde bir şok dalgasının onu sarmasını ve bilincinin kendini kapatmasını sağladım. Adamın gözleri kayarak kapanırken nefes nefese kalmış ve yorgun bedenim yere çöktü, etrafı süzdüm. Herkesin, tüm çocukların birileriyle savaştığını görmemle bıkkın bir nefes verdim.

"Jeon," dediğini duydum Taehyung'un. Hemen başımın üstündeydi. Ona doğru baktığımda mor gözlerini benden ayırdı ve kendisine saldıran bir insanı ellerinden çıkan dalgalar sayesinde geri püskürttü. "Şimdi çökmenin sırası değil, kalk ayağa." Diye söylendi sert bir sesle. Dediği gibi yaptım, bedenimi ayağa kaldırdım ve sırtımı onun sırtına yasladım. Gözlerim bana doğru gelen kişiyi seçtiğinde önce kana bulanmış elime ve bıçağa, ardındansa yeniden o kişiye baktım.

"Öldürmek istemiyorum," dedim yorgunlukla. "Suçsuz kişileri öldürmek istemiyorum." Çaresizliğim sesimden belli oluyordu.

"Öyleyse onları etkisiz hale getir." Dedi Taehyung, sesinde yorgun bir anlayış hakimdi. Bu durumda olmayı onun da istemediğini biliyordum.

Neredeyse önüme gelen insanı bir tekme savurarak yere serdiğimde kafamı salladım, beni görmemesine rağmen Taehyung'u onayladım. Parmaklarım aralandı, sıkı sıkıya tuttuğum bıçak yeri boyladı. Metalin sesi kulaklarıma adeta ağır çekimde dolarken, gözlerimin saniye saniye siyaha bulanışını, gücün bedenimdeki damarlardan geçip zihnimi ele geçirmesini hissettim. Parmaklarımı kaplayan siyah dumanlar yerdeki adamı sararak onun da zihninin kapanmasını, bir süreliğine kendini teslim etmesini sağladı.

Sonrasında gözlerim adeta parladı, dudaklarım kıvrılırken, "Haklısın," diye mırıldandım. "Bu işi öldürmeden de bitirebilirim." Sırtım Taehyung'un sırtından ayrıldı, hızla koşarak uzakta gördüğüm Kim Seokjin'e doğru yaklaştım.

Karşısındaki adamı tam bıçaklayacağı sırada elim bileğine sarıldı, onu durdurdum. Üzerine gelen adamın suratına elimi koyduğumda çıkan siyah dalgaların ardından kişi bayılarak yeri boyladı. Bense beni şaşkınlıkla izleyen Kim Seokjin'e döndüm, tuttuğum bileğini aşağı indirdim. Parmaklarım elindeki bıçağa sarıldı, çekip elinden alarak yere attım.

The X || taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin