| Halsey - Nightmare |
"Merhaba, efendim." diye gülümsedi Minwoo. Sandalyeyi çekerek önüne oturduğumda aynı şekilde karşılık verdim.
"Merhaba, nasılsın?"
"İyiyim, siz nasılsınız?" diye yanıtladığında yüzü ışıl ışıldı. Onun bu hali beni de iyi hissettirdiğinden gülümsedim.
"Ben de öyle." Buraya gelmek beni yorduğu için masanın üstüne bırakılmış sudan bir yudum içtim, gözlerimi kısa bir an etrafta gezdirdim.
"Buranın tehlikesiz olduğundan emin misin?" diye mırıldandığımda kafasını salladı. Yine ve yeniden lüks bir restorandaydık. Bu kez mekanı o seçmişti ve özel olarak buraya gelmemizi istemişti. Minwoo'ya göre, aynı yere yeniden gitmek tehlikeli olabilirdi. Ben de onun bu düşüncesine katıldığımdan kabul etmiştim işte.
"Bugün çok heyecanlıyım." diye mırıldandı dirseklerini masaya yaslayıp, yanaklarını da avuç içlerine konuk ederken. Zihnine ulaşmamak için özel bir çaba harcarken kafamı salladım.
"Görebiliyorum. Ve nedenini de merak ediyorum."
"İsterseniz hemen öğrenebilirsiniz." dedi bana gülerek. Yüzümde yeniden bir gülümseme oluştuğunda kafamı yana eğdim.
"Senin anlatmandan yanayım. Böyle daha heyecanlı oluyor." dediğimle kıkırdadı, elini masadaki suya atarak büyük bir yudum aldı. Heyecanla yerinde kımıldandığında içi içine sığmıyor gibi bir hali vardı. Ki kendisi lafları ve hareketleri ile bunu çok güzel belli ediyordu.
Bu sabah Taehyung'la olan uykumdan beni birden uyandırmış, heyecanla bu gece buluşmamız gerektiğini söylemişti. O an Taehyung'un kolları arasında olduğumdan ve dikkatimin hepsini bana sımsıkı sarılmış beden çektiğinden, onu anlamamıştım, fakat kendime geldiğim gibi onaylayıp bugün için zaman ayarladım. Minwoo, bir şeyler öğrenmişti. Bu açıktı. Heyecanının başka nedeni olamazdı, büyük bir şeyler öğrenmişti.
Aramızda dönen günlük birkaç sohbetin ardından, ona anlatması için fırsat tanıdım. "Öncelikle tahmininizde yanılmadınız." diye başladı söze. Kaşlarımı kaldırarak hangi tahminimi kastettiğini anlamaya çalıştım. "Kim Taemin'in grubunuzdaki herkesle bir bağlantısı var."
"Öyle mi?" diye mırıldandım dudaklarım kıvrılırken. Su bardağı parmaklarım arasında sallanırken, dudaklarım arasından alaylı bir gülüş kaçtı.
Belliydi. Başından beri belliydi. Tüm kapıların Taemin'e çıkması, Hoseok'un önceler de sekiz kişi olduklarını belli etmesi, Jimin ve Hoseok'un sürekli gizli birisi hakkında konuşması, zihinlerinde hapsolmuş hatıralar. Hepsi tek bir kapıya çıkıyordu. Gözlerimin önündekini göremediğime inanamıyordum.
Minwoo tam sözlerine devam edecekti ki, yanımıza yaklaşan garson sebebiyle durdu. Garson siparişlerimizi almak için geldiğinde ikimiz de yalandan bir şeyler söyledik, artı olarak içecek bir şeyler sipariş ettik. Garson bizden uzaklaşsa bile aramıza bir sessizlik çöktürdü. O, muhtemelen nereden başlayacağını düşündü, bense sabırla onu bekledim.
"Bildiğimiz gibi, Kim Taemin, Soojin'in eski sevgilisi. Fakat sadece bununla kalmıyor. Sizin için özel olarak gönderdikleri kartlardan sonra araştırdım, yeraltında tahmin edebileceğiniz üzre bir şeyler buldum. Efendim, doğrusu," dedi dudakları büzülerek etrafta gözlerini gezdirirken. "Bunları tahmin etmiştik, fakat doğru olduğunu görmek beni pek bir şaşırttı."
Elimdeki bardağı masaya bırakarak arkama yaslandım, kollarım göğsümde birleşti. Yüzüm kendi ifadesizliğime bürünürken tüm dikkatimi Minwoo'da tutmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The X || taekook
Fantastik"Gözlerini kör etmesine izin verme, Jungkook. Bu dünyada güç daima taraf değiştirir, bunu unutma. Eğer bana katılırsan," diyerek elini nazik bir tutumla bana doğru uzattı. Gözlerim gözlerinden uzaklaştı; kemikli eline, uzun parmaklarına ve elinin üz...