v. cherry baby

885 58 71
                                    

20 Haziran

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

20 Haziran. Başladığım kitaba tarihi attım. Tiffany'de Kahvaltı. Saat 9'du. Erken kalkmıştım. Defterime birkaç şey karalamayı denedim. Ege ile son konuşmamızın üzerinde 2 gün geçti. Ne bekliyordum ki? Beni öpmesi gerektiğini söylediğimde cevap vermemişti. Önce gözlerime sonra dudaklarıma bakmış ve kafasını çevirmişti.

Kahvemi içtikten sonra hazırlandım. Görkem'in doğum günü pastasını yapacaktım. Daha sonra şehre gidip hediyesini alacaktım. Hediye almayı hep sona bırakırdık. Planlamak yerine o an içimizden geçeni alırdık. Sonra buraya dönüp akşamımı Görkem ile geçirecek ve gece arkadaşlarımla şehre geri dönecektim.

Pasta malzemelerini almak için sitenin biraz dışındaki çarşıya gittim. Geri dönerken Sevim teyze ve Mehmet amcanın yazlığının önünden geçtim. Bahçedelerdi. Anlaşılan sahile gidiyorlardı. Sevim teyze bana seslendi.

"Helen! Merhaba canım."

"Merhaba."

"Nasılsın?"

"İyiyim, siz nasılsınız?"

"Biz de iyiyiz. Ne yapıyorsun?"

"Görkem için pasta yapacaktım."

"Yarın doğum günüydü, değil mi? Biz de kutlasak iyi olacak. Bak, ne diyeceğim? Bizim mutfakta yapsana. Yeni bir fırın aldık ve bu gidişle kimse kullanmayacak."

Kaldığı yeri görebilirdim.

"Peki, olur. Teşekkür ederim."

"Elin değmişken bize de şeftalili turta yaparsın. Görüşürüz canım."

"Tabii ki. Görüşürüz."

İçeri girdim. Her evin kendine özgü bir kokusu vardır ya hani. Bu ev hem tanıdık hem yabancı kokuyordu. Elimdeki torbaları mutfağa koydum. Ege ya burada değildi ya da uyuyordu. Umarım uyuyordur diye düşündüm. Mutfaklarını inceledim. Mehmet amca çok içen bir adamdı ve dolapları bunu yansıtıyordu. Raflardan birinde eski bir radyo vardı. Camın yanında ise pikap ve plaklar. Başlamadan önce evi gezmek istedim. Alt katta Ege'ye dair hiçbir iz yoktu. Normal, zengin ve yaşlı bir çiftin yazlığı nasıl olursa öyleydi. Üst kata çıkamazdım. Ege uyuyor olabilirdi ve uyanıp da beni odasını karıştırırken görmesi hoş olmazdı. Mutfağa döndüm. Plaklara bakmaya başladım. Bir Françoise Hardy plağı buldum ve onu koydum. Pastayı yapmaya başladım. Bir yandan da dans ediyordum. Kekini hazırlayıp fırına koydum. Kremasına geçtim. Daha sonra turta hamuruna başladım. İçini hazırlarken pastanın keki pişti. Fırından çıkardım. Arkamı döndüğümde Ege beni izliyordu.

"Günaydın!"

"Günaydın." Sesinden yeni uyandığı anlaşılıyordu.

"Beni mi izliyordun?"

"Mutfağımızda ne yapıyorsun?"

"Pasta yapıyorum."

"Neden?"

Salvatore | daddy issues Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin