vii. the talk

712 43 42
                                    

The shattered soul
Following close but nearly twice as slow
In my good times
There were always golden rocks to throw
At those who
Those who admit defeat too late
Those were our times, those were our times

- Postcards From Italy/ Beriut

- Postcards From Italy/ Beriut

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uyandığımda evde değildim.  Çift kişilik ucuz bir otel odasındaydım. Üzerimde hala dün geceki elbisem vardı. Yatakta doğrulup çevreye göz gezdirdim.

"Günaydın."

Ege cam önündeydi ve dışarıyı izliyordu. Üzerinde herhangi bir şey yoktu. Sabah ilk gördüğüm şey bu olduğuna göre günüm güzel geçecekti. Bakışlarımı fark ettiğinde açıkladı.

"Gömleğimi ruj izleriyle doldurdun. Yenisini almaya gidecektim ama uyanmanı bekledim."

"İyi ki doldurmuşum. Neden buradayız?"

"Eve gitmek istemedin. Ve hiçbir otelin bizi sorgulamadan kabul edeceğini sanmıyorum."

Elbisem alkol, sigara dumanı ve şehir sokakları kokuyordu. Duş almalıydım. Yataktan kalktım. Elbisemi banyoda çıkarmak daha mantıklı bir hareket olurdu ama tepkisini merak ettiğim için orada çıkardım. Gözlerini kaçırmadı. Duşa gireceğimi söyledim.

"O zaman ben de çıkayım. İstediğin bir şey var mı?"

"Hayır."

Üzerine ruj izleriyle dolu gömleği giydi.

"Sayende birçok garip bakışa maruz kalacağım."

"Sayemde harika bir gece geçirdiğini sanacaklar."

Güldü. "Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Duşa girdim. Otelin şampuanı pek de iyi kokmuyordu ama başka seçeneğim yoktu. Duştan sonra otelin bornozlarından birini giydim. Bildirimlerime baktım. Annemler ikişer kez aramışlardı. Arkadaşlarım gruptan konuşmuşlardı. Özelden gelen mesajları okudum.

Duru: Neredesin???
Duru: Görkem'e de ulaşılmıyor.
Duru: Sizsiz dönüyoruz o zaman. Emre de kalıyor.
Duru: Neredesiniz bilmiyorum ama az önce götünüzü kurtardım. Bana borçlusunuz.
Duru: Neyse umarım iyisinizdir.
Duru: Arabayı almak için sabah geleceğim. Sizi de almamı isterseniz mesaj atın.

Yağmur: Helen iyi misin?
Yağmur: Görkem'in babası seninkileri uyandırmış galiba.
Yağmur: Her neyse ailene bir şekilde yalan söylerim.
Yağmur: Gerek kalmadı Duru konuşmuş.

Emre: Günaydın. Ben de şehirdeyim. Dönüyorum  şimdi Duru'yla. Gideceksen birlikte dönelim.
Emre : Annenler seni benimle biliyor. O bir şeyler almak için kaldı diyeceğim. Muah. Akşam görüşürüz.

Salvatore | daddy issues Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin