xiii. persephone

476 31 18
                                    

Coffee Stained isimli yeni bir Daddy Issues kitabı yayımladım bakarsanız çok kutlu olurum. <3

Başım ağrıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başım ağrıyordu. Eve gider gitmez babamla kavga etmiştim. Birkaç saatlik bir uyku sonrasında kalkıp kendimi sahile atmıştım. Arkadaşlarımın seslerini uğultu olarak duyuyordum. Ege'yi ve dün geceyi düşünüyordum. Daha fazla dayanamadım. Arkadaşlarıma başımın ağrıdığını söyledim ve sahilden çıktım. Yavaş yavaş yürüyerek eve döndüm. Kendimi meşgul tutmam gerekiyordu. Ders kitaplarımı çıkardım. Onlarla beraber ortak eve doğru yolumu aldım. Ders çalışmayacağımı biliyordum. Birkaç dakikalığına da olsa kendimi kandırmaktı amacım. Yatak odasına girdim, kitapları yere koydum. Kendimi pis yatağa bıraktım. Öylece yattım. Lekelerle dolu tavanı izledim ve Ege'yi düşündüm. "Hadi gel eve gidelim." demişti. Sanki birlikte yaşıyormuşuz ve buraya bir ev diyebilirmişiz gibi. "Eve gitmekten nefret ediyorum." demiştim ben de. Ve dönüş yolu boyunca hiç konuşmamıştık. Bir daha konuşacak mıydık? Yataktan kalkacak gücü topladım. Evden çıktım. Yazlıklar arasında bir gezintiye çıktım. Ayaklarım beni gitmemem gereken yere sürüklüyordu: Ege'nin ailesinin evine. Kapılarının önüne kadar geldim ve "ne yapıyorum ben" diye düşünerek ilerledim. Evlerinin arka sokağına girdim. Derken bahçelerinden bir plak başlama sesi geldi. Baktığımda onu gördüm. Neyse ki o beni görmedi. Şarkı başlarken bir sigara yaktı. Elinin en ufak hareketi bile benim için her şeydi. Şarkının ne olduğunu duyduğumda nefesim kesildi. Crimson And Clover. Pikabın önünde dikilirken dudaklarını oynatarak şarkıya eşlik etti.

Ah, now I don't hardly know her
But I think I could love her
Crimson and clover

Kalp atışlarım hızlandı. Pikaptan uzaklaştı, ahşap bir sandalyeye oturdu.

Ah when she comes walking over
Now I've been waitin' to show her
Crimson and clover
Over and over

Bahçelerine birkaç adım daha yaklaştım.

Yeah, my, my such a sweet thing
I wanna do everything
What a beautiful feeling
Crimson and clover over and over

Kendi kendine gülümsedi. Nefesimi tuttum.

Crimson and clover
Over and over
Crimson and clover
Over and over
Crimson and clover
Over and over
Crimson and clover
Over and over...

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yanına mı gitmeliydim yoksa arkamı döndüğüm gibi kaçmalı mıydım? Yanına gitmeye karar verdim. Geri döndüm, kapılarından girdim.

Beni gördüğünde kendi kendine "Crimson And Clover" diye fısıldadığını fark ettim. Şarkıyı dinlerken düşündüğü kişi ben miydim? Bir süre öylece durup baktım.

"Merhaba sevgilim. Neden gelmiyorsun?"

Sevgilim, sevgilim, sevgilim...

"Ben... Ben ne yaptığımı bilmiyorum."

Salvatore | daddy issues Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin