O pislik yüzünden Tayloru da kaybedersem yaşayamazdım. Aklıma hemen Tayloru arayıp söylemek geldi. Ama telefonumu kırmıştım. Yedek telefonum aklıma geldi. Nereye koyduğumu unutmuştum. Hızlıca odamı altüst edip aradım.
Sonunda bulmuştum. Hemen Açıp Tayloru aradım. Ama açmadı. Israrla tekrar tekrar aradım. Hiçbirine dönmedi. Sinirlenmiştim. Onun için bişeyler yapmaya çalışıyordum ve o beni umursamıyordu. Daha fazla denemedim ve öylece yatağıma uzandım.
—————
Babamın uyandırmasıyla kalktım. Babam sinirli şekilde bana bakıyordu. Olanları öğrenmiş olmasından korkarak yavaşça
"B-baba?" dedim.O da "Telefonun neden kapalı Adelin. Kaç kere aradım haberin var mı?" dedi. Öyle diyince rahatlayıp farketmeden tuttuğum nefesi verdim.
Sonra "Şey telefonum kırıldı da şey o yüzden. Bişey mi oldu?" dedim. O da "Hayır. Eve gelemeyeceğimi haber verecektim. Sen bakmayınca bişey oldu sanıp geldim" dedi. "Özür dilerim" diyip yanağından öptüm. O da öpüp "Ben çıkıyorum şimdi. Bişey olursa ararsın. Umarım" dedi.
"Hıhı" diyip kafamı salladım. Babam çıkarken yine o ses yankılandı kafamda. "Kaç. Babandan kaç". Bu saçmalığa daha fazla dayanamadan müzik açıp uyumaya çalıştım.
—————
Aşağıdan gelen seslerle sıçrayarak uyandım. Saat 9a geliyordu. Hızlıca kalkıp aşağı indim. Babamlar gelmişti ve kahvaltı yapıyorlardı. Tayloru göremeyince korkmuştum. Ne aramıştı ne de gelmişti. Ona bişey olduysa diye düşünürken gözlerim yanmaya ve dolmaya başladı.
Babamın "Adel?" demesiyle kendime gelip ona döndüm. "Kahvaltını yap gel" dedi. "Baba hiç canım istemiyor size afiyet olsun" dedim.
O sırada kapı kırılmış gibi bir gürültüyle açıldı. Brian içeri dalıp "Günaydın güzel ailem. Bu gün keyfim çok yerinde" diye bağırdı. Onun arkasından da ağlayarak ablam girdi.
Brian elindeki kağıtları masaya attı ve boş bir sandalyeye oturdu. Babam "Noluyo burda?" diye sinirle bağırdı. Ablam titreyen sesiyle
"B-baba" dedi. Sonra babam masadaki kağıtları alıp inceledi.Bu sırada Briana döndüm. Bana hâlâ dünki gibi kötü kötü bakıyordu. Babama dönüp "Baba Taylordan haberin var mı aramalarıma dönmüyor" dedim. Babam beni hiç duymamış gibi elindeki kağıda bakıyordu. O sırada Brian sesli şekilde güldü.
Babam Briana döndüğünde sinirden gözleri kararmıştı. "Ne demek oluyor bu?!" diye bağırdı. Brian da kalkıp "Şirketin yüzde 70i benim demek oluyor babalık" dedi. Jolie kalkıp "Brian noluyor??" dedi. O sırada ablam "Bu pislik bana yanlış dosyayı imzalattı" dedi. (Herkes bişey dedi aq bi susun artık)
Evdeki karmaşaya dayanamayıp odama çıktım. Tekrar tekrar Tayloru aradım ama hâlâ cevap yoktu. Brianın ona bişey yapmış olabileceği düşüncesi beynimi kemiriyordu.
Hemen üstüme bişeyler geçirip aşağı indim. Bana seslenenleri duymazlıktan gelerek kapıyı çarparak çıktım. Taylorun evine gidecektim. Onu tanıyan gören herkese soracaktım. Onu bulmalıydım. Anahtarımı alıp arabama bindim ve düşünmeden gaza bastım. Ağladığım için arabayı kullanamayınca bir sahil kenarına parkedip indim. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. En sonunda sakinleştiğimi sanıp koşmaya başladım.
Yolda koşarken ağlamam yüzünden nefes almam güçleşmişti. En sonunda nefessiz kalana kadar koşunca bir banka oturup yüzümü ellerimin içine aldım. Öylece ağladım. Telefonumu açıp Tayloru tekrar aradım. Yine açmadı ve "Taylor ordaysan lütfen aç şu telefonu. Sana çok ihtiyacım var lütfen" diye mesaj bıraktım.
Sonra kalkıp yürümeye devam ettim. Sahile doğru yürüdüm ve sadece haber bekledim. Sonunda telefonum çalmıştı. Ve arayan Taylordu. Büyük bir heyecanla telefonu açtım.
"Taylor!!" diye başladığım sözü bitiremeden ağlamaya başladım. Taylor da "Adel dinle. Bir süre gelemiycem ama emin ol seni almaya gelicem. Tamam mı güzelim bak sakın seni unutacağımı sanma. Bir an bile aklımdan çıkmıyorsun. Gelicem güzelim" dedi. Sesi sanki koşuyormuş gibi nefes nefese, çok yorgun ve gergin çıkmıştı. "Taylor lütfen dinle" dedim. Ama telefonu kapatmıştı bile.
Olduğum yere çöküp ağlamaya başladım (Kız çok ağladın kalk hadi yeter). Yanımdan geçenlerden bazıları gelip iyi misin diyordu (iyi gibi mi gözüküyor beyinsz senin ben mk).
En sonunda biri geldi ve iyi misiniz diye sordu. Kafamı kaldırıp "Değilim. Napıcaksın? Birisi benim yüzümden ölmek üzere ve burda pislik gibi oturup ağlamaktan başka bişey yapamıyorum. Sen ne yapacaksın?" dedim. Cevap vermeyince alaycı biçimde gülüp önüme döndüm. Biraz sonra da eve dönmek için kalktım. Şu durumda eve dönmek isteyeceğim en son şeydi ama mecburdum.
—————
Eve gelince ablam dışında kimse yoktu. Ablam da hâlâ ağlıyordu. Beni görünce korkmuş gibi yüzüme baktı. Yanına gidip ona sarıldım ve "Ağlama artık. Her şey hallolucak daha fazla üzme kendini. Babam o pisliğe şirketi öylece bırakmaz. Üzme artık kendini" dedim. O da bana sarıldı. Sonra bana bakıp "A-adelin her şey için özür dilerim. Gerçekten böyle olmasını istemezdim hepsi benim suçum. Çok çok özür dilerim affet beni lütfen" dedi.
"Abla bu konuları tekrar açmanın hiç bir faydası yok. Unut gitsin" dedim. O da tekrar "Hayır. Lütfen affet. Bu seferki için gerçekten çok üzgünüm" diyip hızla evden çıktı.
Burda ne oluyordu şimdi. Ablamın dedikleriyle birlikte kafam iyice karışmıştı ve artık doğru düzgün düşünemiyordum. Odama çıkıp biraz oyalandıktan sonra düşünceleri kafamdan atmak için duşa girmeye karar verdim. Hem biraz olsun rahatlardım.
—————
Duştan çıkıp saçlarımı kuruttuğumda saat geç olmuştu. Aşağı inip bir bardak su aldım. Ve her zaman olduğu gibi yalnızdım. Bu malikane gibi evde her zaman olduğu gibi yalnızdım. Belki burda el değmemiş odalar bile olabilirdi. Yani ben öyle düşünüyordum. Hiç ailecek mutlu bir yemek yediğimizi hatırlamıyordum. Zaten ortamda aile denecek bişey de yoktu.
Derin bir iç çekip yavaş adımlarla tekrar odama çıktım. Odamın camını açıp hafif esen rüzgarla kendimi yatağa bıraktım. Tayloru düşünmeye başlamıştım. Hep yanımda olmuştu ve benim için gözünü bile kırpmadan tehlikeye dalmıştı. Ama ben onun için tek bir şey bile yapmamıştım. Onun güvenliği için yapmam gereken tek şey susmaktı. Onu bile yapamamıştım.
Yavaşça dolan gözlerimi silip cama doğru gittim. Aşağı bakınca buradan atlamayı her şeyden çok istediğimi anladım. Derin derin nefes aldım. Ellerimle gözlerimi ovuşturup kendi kendime "Bu delilik" dedim. Sonra sinirle camı kapatıp yatağıma yattım ve düşüncelerimi susturup uyumaya çalıştım.
—————
Gözümü açtığımda saat 6'ya geliyordu. En son uyuyamadan öylece saati izlediğimi hatırladım ve sadece iki saatlik uykudan uyanmıştım. Hemen banyoya gidip soğuk suyla yüzümü yıkadım. Gözlerim kızarık görünüyordu. Umursamadan üstümü değiştirip aşağı indim.
Tahmin ettiğim gibi kimse yoktu. Yine de sessiz olmaya çalıştım. Nedenini bilmiyordum. Sadece sessiz olmam gerek gibi hissediyordum. Anahtarlarımı alıp çıktım. Atölyeye gitmek için arabama bindim ve yola çıktım.
SELAM
BÖLÜMLER GEÇ GELİYO BİLİYORUM AMA YAZACAK KONU BULAMIYORUM KUSURA BAKMAYIN
BİR İKİ BÖLÜME FİNAL GELİYO SANIRIM VE YENİ KİTABA BAŞLAMAYI DÜŞÜNÜYORUM. BÜYÜK İHTİMAL CRİNGE BİŞEY OLUR AMA HER NEYSE
İYİ OKUMALAR BEBİSLERİM💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adel(+18)
RomanceBabasının yıllar önce işlediği bir suç yüzünden başına gelmeyen kalmayan bir kızın hikayesi. Oku geç Abi başlarda cidden baya saçmalamışım ama sonlara doğru idare eder be 👉🏻👈🏻 Not: cringe 💋