Uzun bir yürüyüşün ardından filmlerdeki gibi bir malikaneye gelmiştik. Etrafa bakındım. Her yer Palmiye ağaçları ve kumdu. Sadece yürüdüğümüz yol taşlıydı.
Öndekilerden daha fazla uzaklaşmadan aradaki mesafeyi kapatmak için hızlandım. Demir kapılardan geçince görevliler kapıyı kapattı.
İlerlerken Lucas döndü ve bana doğru geldi. Elindeki bezi gördüğümde beni tekrar bayıltacağını anladım. Birkaç adım geri giderek "Hayır. Hayır lütfen. Kaçmaya çalışmayacağım söz veriyorum! Lütfen yapma!!" diye yalvardım.
Daha fazla geri gidemeden Lucas gelmişti bile. Yalvaran gözlerle ona bakıyordum. O da "Bunu yapmak zorundayım. İşi zorlaştırma" dedi.
Biraz daha direndikten sonra beni tutmayı başarmıştı. Bezi koklamamak için nefesimi tuttum ama en sonunda dayanamadan aldım.
Gözlerim gidiyordu ve bacaklarımın beni taşımadığını hissettim. En sonunda Lucas beni kucağına aldı. Koyulaşmış gözlerine bakarken bilincim kapanmıştı.
———————
Garip bir şekilde dinlenmiş olarak uyanmıştım. Diğerlerinin aksine başım ağrımıyordu. Biraz durduktan sonra odada fısıltılar olduğunu duydum. Demek ki yalnız değildim.
Farketmemeleri için hareket etmedim ve gözlerimi kapattım. Biraz sonra odaya bir kalabalık girdi. Çok gerilmiştim. Seslerden anlaşıldığı üzere Anton ve tanımadığım birkaç kişi vardı.
Anton "Şuraya ve şuraya. İçeriye de kurun. Çabuk" diye emirler verdi. Adamlar çabucak işlerini halledip çıktılar. Herkesin çıktığından emin olmak için bekledim.
Kapıdan kilit sesleri gelince derin bir nefes alıp kalktım. Neyi kurmuşlar diye etrafa bakındım. Kocaman bir yatak ve yatağın karşısında aynalı bir gardırop vardı. Gardırobu açınca içinin etiketli ve yepyeni kıyafetlerle dolu olduğunu gördüm.
Yatağın yanında bir kapı vardı. Merak edip yerimden kalktım ve kapıya yöneldim. Küçük bir korku kapladı içimi ve açmakla açmamak arasında kaldım. Sonra yavaşça kapıyı itip biraz içeri girdim.
Burası geniş bir oda büyüklüğünde banyoydu. Duvardaki desenler, lavabodaki mermer desenleri ve daha bir sürü şey. Mükemmel bir yerdi.
İçeri girip aynanın karşısına geçtim. Etrafa göz atarken tekrar aklıma odanın her yerine döşedikleri şey geldi. Sessizce "Hayır hayır!" diye söylenerek tuvaletten dışarı çıktım ve kafamı çevirip yukarı baktım.
Hiç bişey göremeyince şaşırdım. "O konuşmanın ardından burda kesinlikle kamera olması lazımdı" diye düşündüm. Daha dikkatli baktım ve her yeri iyice araştırdım. Ya başka bişey takmışlardı ya da kameralar mükemmel derecede gizlenmişti.
Ben bunları düşünürken kilitli kapı açılmıştı ve tabiki içeri Lucas girmişti. Hızla ona döndüm ve tepkisizce baktım. Gülümsedi ve "Odaları öğrenmişsin" dedi tuvaleti göstererek.
Gülümsemesinde samimilikten eser yoktu. Her şeyi beni sinir etmek için yapıyordu. Yorgunmuş gibi yatağa oturup yüzümü ellerimin içine aldım. Biraz öyle durdum. Bu sırada Lucas da yatağa oturmuştu.
Sonra derin bir nefes alıp "Lütfen bırakın artık beni. Para istiyorsanız veririm her şeyi yaparım bırakın artık!" dedim.
Omzumdan tutup yatağa yatırdı ve konuşmamam için çenemden tuttu. "Bir yere gitmeyeceksin Adelin. Çocuk gibi davranma." dedi. Sesi kalın ve derin çıkmıştı.
Alaycı bir şekilde güldüm ve "Biliyor musun? Taylor gerçekten haklıymış. Aşağılık pisliğin tekisin" dedim. Artık inatlarına oynayacaktım. Neresi olduğunu bilmediğim bir adadaydık ve kaçmam nerdeyse imkansızdı. Artık delirtme sırası bendeydi ve sonuçları umrumda değildi.
Çenemi daha çok sıkıp "Ne??" dedi. Elimle elini çekiştirip bir kahkaha attım. "Ayrıca sapık ve psikopat ondan uzak dur diye de tembihliyordu" dedim. Kafamı çevirip yüzüne baktım ve "Şimdi onu daha iyi anladım" dedim.
Hızlı bir hamleyle üstüme çıkıp "Ne diyorsun lan?!" diye bağırdı. Korkudan kalbim duracaktı ama asla dışarı vurmuyordum. Kaşlarımı kaldırıp "Duydun işte" dedim.
Yüzümün sol tarafında hissettiğim acıyla kafam sağ tarafa dönmüştü. Şimdi de dayak yiyordum. Çenemden tutup tekrar kendine çevirdi. Dişlerini sıkıp "Benimle. Düzgün. Konuş. " diye fısıldadı.
Gülerek "Doğrular bunlar. Lucas. Hoşuna gitmemiş olabilir." dedim. Tekrar bir yumruk daha attı. Bu sefer sendelemiştim ve görmezden gelemeyeceğim şekilde acımıştı. Bunun acısıyla inledim.
Biraz durduklan sonra "Biliyor musun? Umrumda bile değil sürtük. Seni tek bir amaç için kaçırdım." dedi. Elini saç diplerime geçirip aşağı doğru çekerek kafamı kaldırdı. Üstüme eğilip "Çok yaramazlaştın. Ve bence bu amacı hatırlatmanın tam zamanı" dedi.
Başımın büyük dertte olduğunu anlayıp sustum. Ya bir şekilde kaçıcaktım ya da canı istediğinde beni oyuncağı gibi kullanacaklardı.
Saniyeler içinde bunları düşünürken Lucas üstümden kalkıp odadaki banyoya girdi. Kapıyı da kapatınca ani bir hareketle yerimden kalkıp burdan nasıl kaçabileceğime baktım. Birkaç adım atınca Lucasın vurduğu yerler sızladı.
Anında aklıma bir fikir geldi. Plan. Büyük bir plandı. Ve bunu yapabilmem için biraz dayanmak zorundaydım. Planım işlediğinde ise bana yaptıklarının hesabını çektirecektim. İşte şimdi sadece sabır ve Adelin olma vaktiydi.
Ağlayıp sızlanarak hiç bişey olmayacaktı. Güçlenip olduracaktım. Bu zamana kadar yaşadığım travmalardan şimdi kurtulma vaktiydi. Ben buna göz yumarsam onlar bana acımayacaktı. Acınası bir durumda değildim zaten. Gerçek Adelin'i gösterme vaktiydi.
Tişörtümü çıkarıp saçlarımı düzelttim ve banyoya yöneldim. Kapıyı yavaşça açtım ve tatlı bir sesle "Lucaas" diye seslendim. Şaşkınlıkla bana döndü ve noldu anlamında başını salladı.
Dudaklarımı yalayıp "İçki de getirsen fena olmazdıı" dedim ve sorarmış gibi tek kaşımı kaldırıp gözlerine baktım. Şaşkınlığı yüzünden belli olacak ki ağzı açık biçimde bana bakıyordu.
Omuzlarımı silkip "Noldu?? Hep böyle ağlayıp sızlanarak vakit geçmiyor" dedim gülerek. O da gülerek önüne döndü ve biraz bekledi. Sonra yavaşça yanıma gelip belimden tuttu ve sarılarak "Nasıl isterseniz hanımefendi" dedi.
Sonra bırakıp odadan çıktı. Ben de kapıdan dışarı kafamı uzattım ve nasıl bir ev olduğunu anlamaya çalıştım. Az çok belli oluyordu ama bu devasa villada kaybolmamak imkansızdı. Bu yüzden iyice öğrenmeliydim.
Odaya girince karşıdaki saate baktım. 00.28'i gösteriyordu. Bu sırada arkamdan elinde iki şişe ve kadehlerle Lucas geldi. Yalandan bir gülümseme yapıp şişeleri aldım. Bir bardak Lucasa koydum ve verdim.
Ardından "Hemen döneceğim" diyip göz kırptım ve banyoya girdim. Aynanın karşısına geçip derin derin nefes aldım. Amacım Lucasa içebileceği kadar içirip sarhoş etmekti.
Biraz bekledikten sonra çıktım. Lucas bardağını bitirmişti. Dönüp tekrar doldurdum. Farketmesin diye birazcık da kendime aldım. Ben içiyormuş gibi yaparken o bardak bardak götürüyordu.
Ve sonunda sarhoş olmuştu. Hızlıca bardakları kenara bırakıp Lucası yatırdım. Çok beklemeden zaten uyudu. Sonunda kalkıp hızlıca dolaptan bişeyler aldım. Üstüme siyah tayt ve bol siyah tişört geçirdim. Beklemeden planımı uygulamaya başladım.
BÖLÜM SONUU
SINIR 100 OY 💋
İYİ OKUMALAR💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adel(+18)
Roman d'amourBabasının yıllar önce işlediği bir suç yüzünden başına gelmeyen kalmayan bir kızın hikayesi. Oku geç Abi başlarda cidden baya saçmalamışım ama sonlara doğru idare eder be 👉🏻👈🏻 Not: cringe 💋