Yaklaşık beş dakika bekledikten sonra 3 erkek 2 kız geldi. Brian ve Taylorla selamlaşıp oturdular. Kızlardan biri bana bakıp "Sana da selam" diyip güldü. Sonra Taylora dönüp "Çok şirin" dedi.
Hepsinin yanında kendimi çocuk gibi hissetmiştim. Ve bu sinirimi bozmuştu. Taylor da zaten kızları görünce ortamdan kopup onlarla ilgilemeye başlamıştı. Kızlar hallerinden gayet memnun görünüyordu. (Bulmuşlar taş gibi adamı dururlar mı amk)
Brian arada bana bakıyordu. Sonra arkadaşlarla sohbete devam ediyordu. Ben de sıkılıp telefonumla uğraşmaya başladım.
Boş boş gezinirken Theon mesaj attı. Biraz sohbet ettik. Konuşurken bir anda Brian telefonu elimden aldı. Ortam kalabalık olduğu için bişey diyemedim.
Önce telefona sonra bana baktı. Sonra telefonu kapatıp masaya bıraktı. Hemen aldım. Sonra "Lavabo nerde?" dedim. Taylor ayağa kalkarken Brian "Otur sen ben götürürüm" diyip Taylorun omzunu tuttu.
Taylor da tamam anlamında kafasını salladı. Brian "Gel" diye yolu gösterdi. Peşinden gittim. Ortam sakindi. Brian da bundan faydalanıp beni duvara yasladı ve "Kiminle konuşuyordun??" dedi.
Yanından geçmeye çalışıp "Seni ilgilendirmez" dedim. Kolumu tutup "Adel. Düzgünce cevap ver!" dedi. Ben bişey demeyince "Her neyse bu konuyu evde daha rahat konuşuruz diye düşünüyorum. Sen de öyle düşünüyor musun??" dedi. Yüzündeki ifade çok gıcıktı.
Aynı şekilde yüzüne bakıp "Hayır." dedim. Kolumu hızlıca çekip yanından geçtim. Tuvalete girip aynaya baktığımda nefes nefese kalmıştım. Son bir hafta çok zor geçmişti zaten. Şimdi bir de buna ne kadar dayanabilirim bilmiyordum.
Biraz nefeslenip çıktım. Çıktığımda Brian gitmişti. Biraz rahatlayıp oturduğumuz yere doğru yürüdüm. Ortam erkek doluydu ve masaların yanından geçerken bütün gözler bana bakıyor gibi hissediyordum.
Rahatsız edici bir durumdu ve hızlıca yürümeye başladım. Hızlı hızlı yürürken bir anda birine çarptım. Hemen "Ç-çok çok pardon" dedim ve kafamı kaldırdım. Karşımdaki baştan aşağı süzüp "Sorun yok" dedi. Arkadaşlarının yanına gitti. Arkadaşları da sırıtarak bana bakıyorlardı.
Hızlıca ordan bizimkilerin yanına gittim. Gittiğimde Taylor yoktu. "Taylor nerde?" dedim. Kızlardan biri "Telefonla konuştu sonra işim var diyip çıktı" dedi. Sonra Brian "Baban aradı. İşleri var sanırım" dedi kısık sesle.
O an Taylora beni burda bıraktığı için içimden küfürler saydırıyordum. Telefonumu alıp Taylora mesaj yazdım:
A: Taylor nerdesin? Ya beni neden burda bıraktın!!
T: Noldu ya? Takıl işte dağıt kafanı biraz. Arabayı size bıraktım Brianla eve dönersiniz.
A: 😒
T: İyi eğlencelerGörüldü atıp telefonu kapattım. Sonra masadakilere döndüm. Biraz sohbet ettik. Yaşımı okulumu falan sordular. Sonra aralarından biri "Şanslı bir beyfendi var mı?" diyip göz kırptı. Briana baktım. Her an gelip beni boğazlayacak gibi bakıyordu.
Sonra önüme dönüp "Hayır yok" dedim. Biraz daha sohbetin ardından dağılmaya karar verdiler. Herkes gitti ve biz de Brianla park yerine gittik. Arabaya bindik. Aslında arkaya geçecektim ama Brian öne bin dediğinde itiraz etmeden bindim.
Yola çıktığımızda bir gözü sürekli bendeydi. Daha fazla susamadan "Seni böyle görüp tahrik olmayan yoktur" dedi. "Ne?" dedim ve yüzüne baktım. Issız bir yerde durup bana döndü. Elini bacağıma koyup "Kim bu bedenle birlikte olmak istemez ki" dedi.
Ah tanrım çok yakışıklıydı. Neden hep bana kötü davranan kişilere karşı koyamıyordum. Dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum. İçses: "Ne dediğinin farkında mısın acabaaa?".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adel(+18)
RomansaBabasının yıllar önce işlediği bir suç yüzünden başına gelmeyen kalmayan bir kızın hikayesi. Oku geç Abi başlarda cidden baya saçmalamışım ama sonlara doğru idare eder be 👉🏻👈🏻 Not: cringe 💋