"Öğrendim.. Biliyorum.." XVII. BÖLÜM

66 11 0
                                    

Kulak kabartıp iyice dinledim. İnleme sesi gittikçe artıyordu. İnleyen kişinin büyük bir acı çektiği belliydi. Çok korkuyordum. Üçüncü kata çıkmamam gerekiyor biliyorum.. Ama merak ediyorum işte. Hem ben istemesem bile ayaklarımın oraya doğru yöneldiğini farkediyordum.

Üçüncü kata çıkan merdivenlerin başına geldim ve son bir kez düşündüm. Amcam oraya gitmemi istemiyordu.. Hatta yasaklamıştı. Eğer bir kural koyduysa bir bildiği vardır elbet. Ama merakım söz dinler mi hiç? Nasıl da beni oraya sürüklüyor..

İlk adımımı attım. Eski tahtalar deli gibi gıcırdıyordu. Sanki ben ayağımı bastıkça canı yanıyordu ve bağırıyordu.. Yavaş yavaş basamakları çıktım. Yukarı çıktıkça burnuma hafiften bir yanık kokusu gelmeye başladı. "Yoksa yangın mı çıktı?" diye düşündüm içimden. Belki de o inleyen şey yandığı için acı çekiyordur!

Tüylerim yeniden diken diken olmuştu. Adımlarımı hızlandırdım. Belki yardımıma ihtyacı olan biri vardır yukarıda..

Bütün basamakları çıkıp üçüncü kata ulaştığımda yanık kokusunun iyice keskinleştiğini farkettim. İnlemeler ise aynı şiddetle devam ediyordu. Katta koridor boyunca birçok oda vardı ve sesin hangi odadan geldiğini anlayamıyordum. Tek tek bakmak yerine "Neredesiniz? Yardım etmeye geldim!" diye yüksek sesle bağırdım. Birden o inleme kesiliverdi..

Ses tamamen kesildiğinde olduğum yerde durdum. Ortam karanlıktı. Sadece koridorun sonundaki pencerenin koyu renkli perdesinden azıcık ışık geliyordu.. Bu sessizlik hiç de hoşuma gitmemişti. Kötü şeyler olacağını hissettim..

Ve başladı.. Koridor boyunca uzanan odaların kapıları gıcırdayarak yavaş yavaş açılıyordu. Ben hala olduğum yerde donup kalmış, olan biteni izliyordum.. Aklımdan bin türlü şey geçirsim. Evde amcam ve benden başka kimse yoktu. Peki ya bu kapıları açanlar kim? Ortalıkta kimse görünmüyor..

Kapılar tamamen açıldı. Derin bir nefes aldım. Ellerim ve dizlerim şiddetle titremeye başladı. Şu birkaç gün içinde yaşadıklarım dehşet verici ve korkunçtu. Şu an olan şey de öyleydi. Ama artık korkumla yüzleşmem gerekiyordu galiba. Sonuçta bunlar saçma sapan kabuslar.. Amcamın getireceği doktor sayesinde hepsinden kurtulacaktım.

Yavaş adımlarla koridorun en başındaki odaya doğru yürüdüm.. Tamamen aralanmış kapıdan loş bir ışık geliyordu. Ne olursa olsun odanın içine bakmalıydım..Belki göreceklerim korkudan saçlarımın beyazlamasına sebep olacaktı ama olsun.. Öğrenmeliyim!

Başımı yavaşça odanın kapısından uzattım. İçeride arkası bana dönük tekerlekli sandalyede oturan beyaz saçlı bir adam vardı.. Kafamı tekrar geri çektim ve sırtımı duvara yasladım.. Işte şimdi gerçek korku iliklerime işlemeye başlamıştı.. Bir yanım hemen kaç git diyordu, ama diğer yanım git o şeyle yüzleş diyordu.. Yüzleşmek için odadan içeri adımımı attım!

Adım atar atmaz yaşlı adam oturduğu yerden bana baktı.. Hiç kıpırdamadan.. Başını 360 derece döndürdü ve bana baktı.. O hareketiyle anladım ki bu yaşlı adam da insan değildi.

Bir süre nefes alamadım.. Korkudan kalbimin duracağını sandım. Yaşlı adam vücudu başka tarafa, kafası başka tarafa dönmüş vaziyette bana öfkeyle bakıyordu.. Derisinin rengi mor yeşil karışımıydı ve dudaklarıyla gözleri siyahtı. Sanki çürümüş bir ceset gibiydi..

Birden yüzündeki ifade değişti yaşlı adamın.. Gülümsemeye başladı. Ve dikkatli baktığımda bu adamı bir yerden tanıdığımı anladım.. Azıcık kim olduğunu düşündüm ve sonunda beynimden vurulmuşa döndüm.. Bu yaşlı adam 10 yıl önce kanserden ölen dedemden başkası değildi!

Yüksek bir çığlık kopardım.. Gözlerimi yerinden fırlayacak gibi açtım ve hızlı hızlı nefes almaya başladım. Dedem veya dedemin hayali bana hala gülümsüyordu.. Kollarından güç alarak yavaş hareketlerle sandalyesinin tekerleklerini hareket ettirdi, bana dönük olan sırtını çevirdi ve bedenini başıyla normal pozisyona getirdi. Sonra ellerini kaldırdı ve bana "Gel torunum!" dedi çatallı sesiyle.

Ben hala hayal mi gerçek mi ayırt edemiyordum, ama yaşadığım korku sonuna kadar gerçekti..

[DEVAM EDECEK ]

Öteki İtiraflarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin