"Öğrendim.. Biliyorum.." XVIII. BÖLÜM /FİNAL/

107 11 4
                                    


Korkunç suratlar, şeytani varlıklar, yarım kız çocukları gördüğüm yetmiyormuş gibi şimdi de yıllar önce kaybettiğim dedemin hayalini görüyordum.. Daha doğrusu hayal değil, kabus!

Dedem hala gülümsüyordu.. Buruşmuş, derisi soyulmuş yeşil renkteki elleriyle bana "Gel" işareti yapıyordu. Ben ise kusmamak için elimi ağzıma götürmüştüm. Korkunun yerini yavaş yavaş mide bulantısı almaya başladı. Hem gördüklerim, hem de burnuma gelen keskin yanık kokusu, çürümüş et kokusu, midemi ağzıma getirmeye yetmişti..

Daha fazla dayanamadım ve koşar adımlarla odadan çıktım.. Aklımda hala yanık kokusunun nereden geldiği ve o inlemeler vardı. İnleyen şey dedem olamazdı çünkü kadın sesiydi. Bunları öğrenmenin tek bir yolu vardı. Odaları tek tek dolaşmak!

Dedemin olduğu odanın tam çaprazındaki odaya yöneldim. Yanık kokusu gittikçe artıyordu..

Az önce yaptığım gibi bu odaya da önce göz gezdirip sonra girmeye karar verdim. Başımı kapıdan uzattım ve baktım..

Yine bir dehşet manzarası, yine bir çığlık ve iliklerime kadar işleyen korku! Bu odada bana bakan korkunç kızı da elbette tanıyorum.. Teninin rengi boğazından yukarısı mosmor, saçları havaya doğru uçuşuyor, boynunda derin bir ip izi.. O benim 5 yıl önce intihar eden kuzenim!

Karanlık içindeki gözlerini bana çevirdi ve ağlamaya başladı.. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sonra birden odanın kapısı sertçe kapandı. Sanki yüzüme çarpılmış gibiydi..

Sırtımı kapının yanındaki duvara yasladım ve ağlayarak yere diz çöktüm.. Ellerimi gözlerime götürdüm. Ben de tıpkı kuzenim gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.. Korkunun, umutsuzluğun ve bu çekilmez hayattan bıkmışlığın gözyaşlarıydı bu akanlar. Ellerim gözlerime değince birden banyoda gördüğüm manzara aklıma geldi.. İrkildim ve ayağa kalktım. Kendimi sertçe tokatladım ve "Bunların hepsi bir kabus!" diye bağırdım..

Bu işi bitirecektim. O yanık kokusunun hangi odadan geldiğini bulmalıydım.. Kapısı aralanmış odaları hızlıca gezmeye başladım. Birçoğu boştu.. Boş olmayanlarda ise kaybettiğim yakınlarımın hayallerini gördüm. Trafik kazasında ölen diğer kuzenim, yine kanserden ölen babaannem, uzaktan birkaç akraba...

Her görüntünün bende şiddetli bir korku ve iğrenti oluşturmuş olmasına rağmen pes etmeyip son odaya kadar gelmiştim.. Son odaya geldiğimde artık yanık kokusu en yüksek seviyeye ulaşmıştı. Az önce gördüklerimi düşününce, ve bu keskin yanık kokusunu da hesaba katınca, o odada ne göreceğimi acı bir şekilde anlamıştım..

Yavaş adımlarla odaya ilerledim.. Artık ayaklarım daha fazla yaklaşmak istemiyordu o odaya.. Ama görmeliydim, aklımın bana nasıl bir oyun hazırladığını merak ediyordum. Kalbime sivri bir hançer girmiş gibi acı duyuyordum.. Hayatım boyunca görmek isteyeceğim son manzarayla az sonra karşılaşacaktım..

Ürkek adımlarla odanın içerisine girdim.. Her zamankinden çok daha yüksek ve acı bir çığlıkla birlikte yere diz çöktüm. Yerleri dövdüm, saçımı başımı yoldum.. Bu tarif edilemez acıya sebebiyet veren elbette karşımda duran yanmış, kömür olmuş iki beden! Annem ve babamın bedenleri..

Annem yatakta yatmış inliyordu, babam ise onun başında bekliyordu.. Annemin yanıp kömür olmuş, kemikleri ortaya çıkmış elini tutuyordu.. Beni görünce birden gülümsedi. Daha doğrusu gülmeye çalıştı ama kömür olmuş yüzünden birkaç parça yere düştü.. Kaza gününde yanmış cesetlerini görmemiş olsam onları asla tanıyamazdım..

Uzun bir süre acı içinde yerde kıvrandıktan sonra başımı kaldırdım ve amcamın beni izlediğini gördüm. Annem ve babamın yanında durmuş beni izliyordu. Hemen ayağa kalktım ve ona sıkıca sarıldım.. Öyle bir sarıldım ki sanki onu boğarak öldürmek istiyordum..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Öteki İtiraflarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin