"Öğrendim.. Biliyorum.." IV. BÖLÜM

90 14 0
                                    


Demek ki iki yıldır komadaymışım. Peki ya neden uyandığımda yanımda kimse yoktu, veya o taziyeye geldiğini sandığım kişiler neden beni görünce şaşırmamışlardı?

Bu soruların cevaplarını bulmak için telefonumu elime aldım. Bizim aile biraz küçük. Bildiğim birkaç tane akrabam var. Biri annemin ablası, diğeri ise babamın küçük kız kardeşi. Bir de babamın büyük ağabeyi vardı ancak onu hiç görmedim. Bizimkiler de yıllardır ondan haber alamıyorlardı zaten.

İlk önce teyzemi aradım. Operatör bana bu numaranın kullanılmadığını söyledi. Belli ki teyzem numarasını değiştirmiş. En son kazadan beş-altı ay önce atmıştım. Ne yazık ki başka şehirde oturduğu için ev adresini de bilmiyordum. Kocasının veya çocuklarının da numarası bende yoktu.

Geriye sadece halam kalmıştı. Hemen onu da aradım. Telefon çaldı. Bu bana biraz umut vermişti. Ama telefon açılınca o umudum da yok olup gitti..

Telefonu kalın bir erkek sesi cevapladı.

-Efendim.

Ağlamaktan kısılmış olan sesimle "İyi akşamlar, kusura bakmayın rahatsız ediyorum. Acaba halamla görüşebilir miyim?" diye sordum.

Ama adam sanki beni duymamış gibi "Alo, alo." dedi.

Ben de "Yeliz halam orada mı?" diye tekrar sordum.

Adam biraz durdu ve sonra "Yanlış numara heralde." diye cevap verip kapattı..

İyice umutsuzluğa kapılmıştım. Son çare olarak iş arkadaşlarımı aradım. Ancak çoğunun telefonuna ulaşılamıyordu, ve çoğu da tıpkı teyzem gibi numarasını değiştirmişti..

Ben zaten "Asosyal" olarak tanımlanan kız kurularındandım. Yani her zaman yalnızdım. Pek arkadaşım yoktu. Kimseyle mecbur kalmadıkça konuşmazdım bile. Benim yalnızlığımı yok eden tek şey ailemdi. Ancak artık onlar da yoktu..

Bu dünyada tek başıma kaldığımı düşünürken birden zil çaldı. Zilin sesi beni yerimden sıçratmıştı. Hemen kapıya koştum. Delikten baktım kimsecikler yoktu. Saat neredeyse 11 olacaktı. Bir an korkuya kapıldım ve kapıyı açmadım. Tekrar oturma odasına gittim. Ancak bu sefer kapı büyük bir gürültüyle yumruklanmaya başladı. Yumruklar öyle sertti ki aklımı yerimden oynatacaktı!

Önce ne yapacağıma karar veremedim. Nefes nefese kalmıştım. Bu saatte kim kapıyı böyle yumruklardı ki? En sonunda kapıyı açmaya karar verdim. Dizlerim titreye titreye kapıya yürüdüm.

Kapının yanına geldiğimde yumruklar kesilmişti. Delikten baktım ve gene kimseyi göremedim. Bu sefer kapıyı açtım.. Ancak kimse yoktu. Sadece apartmanın ışığı yanıyordu. Çaresizce "Kim o?"diye bağırdım. Cevap gelmedi.. Korkum ikiye katlanmıştı. Bu saatte beni kim rahatsız ediyordu? 

Kapıyı hızlıca kapattım ve bikaç kere kilitledim. Sonra olduğum yerde duvara yaslandım ve yere çöküp ağlamaya başladım. Çaresizlik duygusunu son zamanlarda birçok defa tatmıştım. Ağlarken aynı zamanda titriyordum, üşüyordum. Tepemdeki ışık titredikçe kalp atışlarım giderek hızlanıyordu..

Islak ve korkudan kocaman olmuş gözlerimle etrafa bakıyordum. Lambanın yaydığı ışık sürekli değişiyordu. Çevremdeki gölgelerin büyüdüğünü, üzerime doğru geldiğini hissettim. Askılığın gölgesi gittikçe uzuyordu. Uzayıp, genişleyip tüm koridoru kaplamaya başlamıştı. Tam o sırada lamba tamamen söndü!

Korku dolu bir çığlıkla ortamın gerici sessizliğini bozdum. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Ayağa kalkmaya çalıştım ancak başaramadım. Karanlık üzerime çökmüş kalkmama izin vermiyordu..

En sonunda yere yattım ve ellerimle gözlerimi kapadım. Ağlamaya ve çığlık atmaya devam ediyordum. Bir süre sonra lamba yeniden yandı. Elektrikler yeniden gelmişti. Aydınlıkla birlikte korkum biraz hafiflemişti. Ancak askılığın devrilmiş olduğunu görünce hafifeyen korkum daha sarsıcı bir şekilde artmıştı..

Koşarak odama gittim ve yorganın altına girip ağlamaya orada devam ettim. Bu evden gitmeliydim! Sabah ilk işim eşyalarımı toplayıp kendi evime gitmek olacaktı..

[DEVAM EDECEK]

Öteki İtiraflarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin