"Öğrendim.. Biliyorum.." V. BÖLÜM

88 14 0
                                    


Uyanır uyanmaz eşyalarımı toplayıp annemlerin evini terkettim. İçimde hala ailemi kaybetmiş olmanın büyük acısı vardı. Kimsesiz kalmıştım..

Sırtımda çantam, otobüs durağına doğru hızla ilerliyordum. Öyle hızlı yürüyordumki karşımdan gelen iri yapılı adamı görmemiştim bile. O da beni görmemiş olacaktı ki hızla çarpıştık. Ben yere kapaklandım. Adam ise cüssesinden dolayı sarsılmamıştı bile. Dönüp beni yerden kaldırmasına beklerken, adam yürüyüp gitti.. Özür bile dilemeden! Bu denli kaba insanlarla aynı dünyada yaşamak içimi karartıyor işte..

Durağa varınca çantamı yere bırakıp oturdum ve kendi evimin bulunduğu mahalleye giden otobüsü beklemeye koyuldum. Otobüsler hızla geçip gidiyordu. Benim gözlerimde ise hala yaş vardı. Uykusuzluktan ve ağlamaktan davul gibi şişmişti..

Derken, uzaktan durağa doğru sendeleyerek gelen bir adam gördüm. Biraz daha yaklaştıktan sonra adamın gömleğinin kana bulanmış olduğunu farkettim. Birden ürperdim. Aklıma o dehşet verici kaza gelmişti. Orda da kanlar içinde birçok insan vardı..

Ama bu adam şehrin göbeğinde kanlar içinde ne arıyordu? Adam yaklaştı, ve yaklaştı.. Yanıma oturdu. Yüzü bembeyazdı ama gülümsüyordu. Sonra birden bana bakmaya başladı.. Bakışlarını fatkettiğimde içime değişik bir korku saplandı. Ancak sonra bu geçti. Çünkü adam görünüşü hariç gayet normal biri gibiydi.

"Hanfendi, neden ağladınız acaba? Bir sorun mu var?"diye sordu bana. Ben de "Hiç.." deyip kestirip attım. Adam gülümsedi ve "Bu kadar güzel bir bayanı ağlatacak kişi çok gaddar olmalı." dedi ve gözlerini yola doğru çevirdi. Adamın iltifatına karşılık verdim, "Teşekkür ederim." dedim.

Pek konuşkan biri olmamama rağmen aklıma takılan soruyu sormadan edemedim.. "Beyfendi, gömleğiniz kan içinde, yardıma ihtiyacınız var mı? Ambulans çağırmamı ister misiniz?" diye sordum. Adam cılız bir kahkaha attı ve "Aa, merak etmeyin, bu küçük bir kanama. Geç farkettiğim için her yerime bulaştı.. Şimdi hastaneye gidiyorum zaten, pansuman yaptırmalıyım." dedi. "Gene de ambulans çağırsak daha iyi.." dedim şaşkın bakışlarımla.. "Böyle küçük şeyler için ambulansı meşgul etmek saçma olur, benden daha çok ihtiyacı olan insanlar var." dedi. "Peki.." dedim.

Otobüs gelmişti. Çantamı sırtıma geçirdim ve otobüse doğru ilerledim. Şans eseri o garip adam da aynı otobüsü bekliyormuş. Beraber bindik.. Para çıkarmak için elimi çantama attım ancak o garip adam benden önce davrandı ve şoföre "Şuradan iki kişi alır mısınız?" diye para uzattı. Şoför adamı duymadı ve parayı almadı. Adam da çaresizce "Buraya bırakıyorum." deyip parayı kasaya attı. Ben de adama gülümseyerek teşekkür etme amaçlı başımı eğdim..

Ben arkalara oturdum. Adam biraz önümdeydi. Cidden dediği gibi hastanenin önünde indi. Inerken bana eliyle selam vermeyi de ihmal etmedi.. İndikten sonra otobüs hareket edene kadar aşağıdan beni izledi. Ben de mecburen yüzüme yalancı bir gülümseme maskesi takıp ona selam verdim. Otobüs hareket edince adam da sendeleyerek hastaneye doğru yürüdü..

Otobüs neredeyse boştu. Evime varmama yaklaşık yarım saat kalmıştı. Kim bilir evim ne haldedir diye düşündüm içimden. Sonuçta iki yıldır boştu. Belki de kira ödenmediği için evim başka birine kiraya verilmiştir..

Eve yaklaştığımızda yerimden kalkıp arka kapıya ilerledim. Cılız sesimle "Müsait bir yerde!" diye bağırdım. Ancak şoför duymadı. Müzik açık olduğu için sesim kaptana ulaşmamıştı. Ben de kapının yanındaki genelde bozuk olan düğmeye bastım. Şans eseri alet çalıştı ve şöförün tepesindeki lamba yandı. Hemen yavaşladı ve durdu. Otobüsten inip hızla evime doğru yürüdüm..

Evim tek katlı müstakil bir evdi. Yaşlı bir çiftin kullanamadığı bu evi çok ucuza kiralamıştım.. Biraz eski gibi görünse de, hem işyerime yakın olması, hem de kirasının düşük olması beni cezbetmişti..

Evimin bahçesine girdiğimde bahçeye iki yıldır kimsenin bakmadığı açıkça belli oluyordu. Otlar insan boyuna gelmiş, çiçeklerin hepsi kurumuştu. Demek ki ev sahibim Melda Teyze evi başkasına kiraya vermemiş. Bakımsız bahçemi geçtikten sonra evimin kapısına ulaştım. Kapı oldukça tozluydu. Uzun zamandır açılmadığı belli.

Cebimden anahtarımı çıkardım ve deliğe soktum. Paslı kilit biraz zorlamayla açıldı. Elimle kapının tokmağını kavradım ve kapıyı yavaş yavaş araladım. Kapı tamamen açıldığında eviminin bıraktığım gibi, ancak çok daha fazla tozlanmış olduğunu gördüm..


[DEVAM EDECEK]

Öteki İtiraflarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin