Ben 12 yaşında normal bir çocuktu ama arkadaşları tarafından çok dövülürdü ve dışlanırdı. En sevdiği oyun Legend Of Zelda: Majora's Mask'tı. Cadılar Bayramına 1 gün kalmıştı Ben okula gidiyordu ama isteksiz bir biçimde. Çantasını koyar koymaz birkaç kabadayı önüne dikildi. Bunlar Max,Greg ve Jeremy'di.
Jeremy: Hey ! Bakın kim gelmiş ?
Max: Yemek paranı ver !
Greg: Yoksa seni pataklarız.
Ben: Hiç sanmıyorum.
Max: öyle mi ?
Greg Ben'e yumruk atmaya çalıştı ama Ben yana çekildi ve Greg elini duvara vurdu.
Greg: Ahh ! seni pislik !
Max Ben'e tekme attı ve Ben yere yığıldı her tarafında defalarca tekmelediler. Ben yerde acı içinde kıvranıyordu.
Zavallı çocuğun yemek paralarını ve hatta yemek için getirdiği sandivici midelerine indirdiler. Ben zar zor sırasına oturdu ders başlamıştı, öğretmen gelmişti ama Ben ayağa kalkamıyordu. Öğretmen ona bir şey olduğunu farketmişti ve sordu:
Öğretmen:Ben noldu sana !
Ben: Merdivenden yuvarlandım.
Öğretmen: Gel seni revire götürelim.
Sınıftaki diğerleri ne olduğunu biliyor hatta bazıları kızıyordu ama korkudan söyleyemiyorlardı. Ben ve öğretmeni revirden dönmüştü.
Sınıftaki bazıları: Nolmuş öğretmenim ?
Öğretmen: Yok bir şey sırtı, kolları, bacakları ve yüzünde morluklar var dedi.
Okul bitmişti herkes evine gidiyordu yarın cadılar bayramıydı. Ben heyecanla evine koşuyordu o sıra oradaki bir mağazada bir Link kostümü (çn=legend of zeldadaki link)nü görmüştü çok heyecanlıydı, yanında peruğu da bedavaydı. Ben evine daha hızlı koştu ve eve girer girmez bir su içip kumbarasındaki paraları aldı. Tam çıkacaktı babası durdurdu.
Baba: Sana ne oldu böyle ? !
Ben: Merdivenden yuvarlandım.
Baba: Bir şeyin yok değil mi ?
Ben: Hayır ! sadece morluklar var.
Baba: Tamam dikkatli ol görüşürüz !
Ben: Görüşürüz !
Ben koşarak mağazaya gitti ve kostümü aldı. Çok mutluydu hemen evine gitti. Babasına kostümü göstermek için sabırsızlanıyordu.
Ben: Baba bak ! Biriken paralarımla aldım.
Baba: Tamam oğlum yarın giyersin.
Ben yarının gelmesini iple çekiyordu biraz legend of zelda oynadı.
O gün geldi çattı cadılar bayramıydı Ben hemen yatağından fırladı ve kostümünü giydi. Sarığı peruğu taktı bir poşet alıp hemen şeker topladı. Gittiği herkese ''şeker mi şaka mı'' diye seker topluyordu. Yoldan geçerken çocuklar tayt giymiş diye alay ediyordu. Ben onları takmıyordu gölün oradaki bir kulübeye gitti ama burası Greg'in eviydi tabi Greg taşınmıştı ama Ben'e söylememişti. kapıyı Greg açtı.
Greg:BenJami hoş geldin dedi ve elindeki tüm şekerleri yedi. Ben kızgınlıktan ağlıyordu.
Greg: Noldu küçük bebecik ağlıyor mu ?
Ben çok sinirlendi ve Greg'in burnuna kafa attı. Greg'in burnu kanadı, resmen gözü dönmüştü Ben'in kafasına taşla vurdu.
Ben uyandığında elleri bağlıydı .
Max ve Jeremy'de ordaydı.
Ben: Bırakın beni !! İmdat !!
Jeremy Ben'in gözlerini kaşıkla çıkardı. Ben o sırada çığlık atıyordu.
Ben: AAAAAH !! Göremiyorum.
Ve hepsi Ben i kaldırıp göle attılar. Ben elleri bağlı olduğu için yüzemedi ve boğuldu. Ben ölmüştü ama ruhu sudan çıkmıştı ama daha farklı artık saçları sarı, teni ben beyazdı ama görebiliyordu. Suya baktığında gözleri vardı ama göz bebekleri kırmızı, diğer çevresi ise siyahtı kanlar akıyordu. Ben ağladı ama göz yaşı akmadı daha çok kan aktı. Ben evine gidip oradaki legend of zelda
oyununun içine girdi. Babası bu haberi alınca gözü döndü eline bir pala alıp Greg'i ve Jeremy'i kesti sonra Max'in evine girdi. Max'in babası çıkıp Ben'in babasını öldürdü. Babasının da ruhu çıkmıştı ama saçları turuncu, kulakları uzun, çantalı, maske taşıyan bir adam görünümünde oldu ve o da
oyuna gitti. Max oyunu buldu ve oynayınca ekranda ''Bunu Yapmamalıydın'' diye yazı çıktı ertesi gün Max'in kellesi uçurulmuş ve cesedi de yakılmış bir halde bulundu. Aradan 8 yıl geçti ve Max'in babası o oyunu garaj satışında sattı.
