20.Bölüm

19.8K 762 330
                                    

İyi okumalar...

Günler su gibi akıp giderken İnşirah ve Demiralp'in evliliğinin üzerinden iki hafta geçmişti. Her şey tam tıkır ilerliyordu. Bu hafta sonu İstanbul'a gideceklerdi. İnşirah buraya alışmıştı fakat kendi evine de alışmalıydı.

Bugün Cuma idi ve hafta sonu misafirler geleceği için konak dolu olacaktı. İnşirah İstanbul'a gitmeden önce bir kez annesiyle kalmak istiyordu.

Seher hanıma söylediğinde kocasına sorması gerektiğini söylemiş, o ne derse onu yapmasını istemişti.

İnşirah, Demiralp'in izin vermeyeceğini biliyordu. Değil onsuz bir gece, bir dakika bile geçirmiyordu.

Şuan işteydi. Belki en sevdiği tatlıya ve iki tatlı söze kanardı. İçine doğan hevesle odadan çıktı. Hızlı adımlarla mutfağa indi.

İki saat içerisinde en sevdiği tatlıyı yapmıştı. Soğuması için bırakıp odasına çıktı. Hızlıca üzerini giyinip kapıdaki korumalara şirkete gideceğini söylemişti.

Yol boyunca ne desem diye düşünmüştü. İzin vermeyeceğine adı kadar emindi. Yine de şansını deneyecekti.

Şirkete geldiğinde ona selam verenlere selam vererek asansöre bindi. Demiralp'in olduğu kata geldiğinde kattaki gürültü ile kaşlarını çattı.

Seslerin olduğu yere doğru ilerlediğinde asistanların olduğu oda olduğunu fark etti. Bu odada Sırma'ya ayar çekmişti.

Odaya girdiğinde sarışın, oldukça bakımlı bir kızın Mısra'yı dövdüğünü fark etti. Ağzı şaşkınlıkla açılırken onları ayırmaya çalışanlara baktı.

Demiralp, Anıl ve düğünde gördüğü bir adamın onları ayırmaya çalıştığını gördü. Odadaki diğer iki kiz ise sadece izliyordu.

Kız nasıl yapıştıysa üç kişi ayıramıyorlardı. Elindeki tatlıyı masaya bırakıp onlara yaklaştı.

En sonunda Anıl kızı belinden tutup çekmişti. Odanın köşesine götürüp kollarından tuttu.

"Sena! Kendine gel!"

Anıl'ın bu kadar sert görmek İnşirah'ı da korkutmuştu. Şuan kimse onun farkında değildi. Şaşkınca köşede duruyordu.

KÖRDÜĞÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin