BÖLÜM 22

10.1K 991 756
                                    

Her zamanki gibi buraya kalp bırakınız. ❤️

Dikkat ⚠ : Lütfen hayalet okur olmayın. Emeğime saygı gösterip, bir kereliğine yıldız butonuna basın ve yorum yazın.
Teşekkürler!

Serra Işıl

Yüzümdeki gülümseme ile merdivenleri üçer beşer inerken, annem ile karşılaştım. Beni görmesi ile bana yorgun bir şekilde gülümsedi ve, "Serra'm sen burada mıydın?" diye sordu ve dinlenmek için elindeki tepsiyi merdivenin üzerine koyup, belini soğuk duvara dayadı.

"Yeni geldim ben," dedim ve kaşlarımı çantarak, "Çok yoruldun mu?" diye sordum.

"Yok kızım ne yorulacağım, sadece biraz belim ağrıyor o kadar."

"Evde sana güzel bir masaj yaparım, hiçbir şeyin kalmaz," diyerek anneme sarıldım ve belini sıvazmlamaya başladım.

"Sen güle oynaya nereye gidiyordun bakayım?" diye sorduğunda, bir adım geri adım attım ve, "Mutfağa gidiyordum kahve hazırlamaya," diye yanıt verdim.

"Senin yüzün de kızarmış. Ateşin mi var?" diye sordu annem ve eliyle başta yanaklarıma, ardından da alnıma dokundu.

"Anne yok bir şeyim, oradan oraya koşuşturmaktan yoruldum o yüzdendir. Şimdi izin verirsen mutfağa gitmeliyim," dedim ve yanağına bir öpücük kondurup geriye kalan basamakları hızlıca aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde kimsecikler yoktu. Hemen kahvenin bulunduğu dolabı açıp, cezveyi de aldım ve bize sade Türk kahvesi hazırlamaya başladım. Masanın üstünde açılmış bir paket fıstıklı lokum görünce, küçük bir tabak çıkarıp içine ağzımız tatlansın diye lokum koydum. Son lokma testi yapmak için ekstradan bir lokum fazla koydum ve tepsinin üzerine koydum. Kahveleri de fincana koyduktan sonra, elimde tepsi ile yukarı çıktım ve Uraz'ın odasına girdim. Beni görür görmez gülümsedi ve, "Bir an gelmeyeceksin sandım," dedi.

Kaşlarımı çatıp, "Neden öyle düşündün?" diye sorunca, saatini gösterdi ve, "On beş dakika boyunca kahve mi pişirdin?" diye sordu

Gözlerimi yuvarlayıp, "Yok canım ya, gümrük memuruna takıldım ondan," diye yanıt verince Uraz gülümsemeye başladı. Kahvesini ona uzatınca, gözlerimin içine derin derin baktı ve, "Ellerine sağlık Işıl kız," dedi.

"Afiyet olsun Uraz Beyciğim."

Bir tabak dolusu lokumu önüne koyunca gülümsedi ve, "En sevdiğimden almışlar bir de..." dedi ve ağzına bir tane attı. Onun taklidini yapıp ben de ağzıma bir tane atınca, Uraz birden gülmeye başladı ve parmağı ile dudağımın kenarını işaret edip, "Pudra şekeri var," dedi.
Dilimle gösterdiği yeri temizlerken başını iki yana salladı ve, "Hala duruyor, silmemi ister misin?" diye sorduğunda, heyecandan kalbim delicesine atmaya başladı. Yarım saat öncesine köpek yüzünden veremediği öpücüğü şimdi verecekti.
"Sil bakalım," demem ile, ona yaklaşmam için işaret etti. Yavaşça ona yaklaşırken, sıcak nefesinin yanaklarımı okşadığını hissedip, sessizce yutkundum. Kendisi dudağıma kadar yaklaştı fakat bana ceza kesercesine dudaklarını değdirmedi, sadece gözlerimin içine bakarak baş parmağı ile dudağımın kenarını sildi ve parmağına bulaşan beyaz tozu kendi dudağına doğru götürüp, yalamaya başladı.

"Tertemiz oldun şimdi..." dedi ve yavaşça geriye çekildi. O sırada heyecandan ne yapacağımı şaşırdım ve dudaklarımı ısırıp gülümsemeye başladım ve ardından sade kahvemden bir yudum içtim.

AŞK ENGEL TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin