BÖLÜM 27

8.4K 767 128
                                    

Her zamanki gibi buraya kalp bırakınız. ❤️

Dikkat ⚠ : Lütfen hayalet okur olmayın. Emeğime saygı gösterip, bir kereliğine yıldız butonuna basın ve yorum yazın.
Teşekkürler!

Serra Işıl

Sabah erkenden uyandım ve buzlu ellerimi alev alev yanan yanaklarımın üzerinde  gezdirdim. Uykulu gözlerimi ovuşturup yataktan kalktıktan sonra, soluğu aynanın karşısında aldım. Gece pek uyumadığım için yüzüm oldukça soluk görünüyordu ve gözlerimin altında kara halkalar oluşmuştu. Elbise dolabımdan kot pantolon bir de siyah bir tişört çıkardım. Eski mahalleme gideceğim için bu kıyafetler oldukça yeterliydi, aksi taktirde bana garip bir şekilde bakıp, komşular arkamdan konuşurlardı.

Saçımı tepeden topladıktan sonra, komodinin üstündeki telefonumu aldım ve Ayyaş Kadir'e ve Uraz'a mesaj attım.

Ona yalan söylemeliydim, o ayyaşın yanına gideceğimi öğrense, buna hayatta müsaade vermezdi.

"Günaydınnnn :) Birazdan okula gideceğim ama aklım sende kalacak. Fizik tedavine yetişmek için elimden geleni yapacağım. Yetişemesem lütfen affet, kalbim orada seninle çarpıyor olacak..."

Üzerimi değiştirdikten sonra, çantamı sırt çantamı alıp, koridorda parmak uçlarıyla yürümeye başladım. Anneme yakalanırsam kahvaltıdan kaçışım olmazdı. Yavaşça spor ayakkabımı giyindikten sonra, bir kağıda not bıraktım ve buzdolabının üzerine yapıştırdım. Çantamın içine bir muz attıktan sonra, evden çıktım ve sahile doğru yürümeye başladım. Uraz'ın tedavisine yetişmek için işimi çabuk halletmem gerekiyordu, o yüzden bir taksi çevirip, şoföre eski mahallemin adresini verdim.

Telefonumun ekranına baktığımda, Kadir'den mesaj gelmişti. Gözlerimi yuvarlayarak açtım mesajını.

"Geldiğinde arpa suyu getirmeyi unutma, yoksa ağzımdan bir kelime bile alamazsın."

Sinirden dişlerimi kırarcasına sıktım ve çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Sabah iş saati olduğu için trafik oldukça kilitti. İçim o kadar darlanmıştı ki, arabanın penceresini açtım ve ılık esen rüzgarın tenimi okşamasına izin verdim.

Telefonum tekrardan titreyince içimden küfür edip ekrana baktım, fakat Uraz'ın adını görünce rahat bir nefes verip okudum mesajını.

"Günaydın Işıl kız. Sen yanımda olmasan bile, seni kalbimde hissediyorum. Lütfen gelmek için acele etme ve derslerine bak. Evde nasıl olsa görüşeceğiz."

Ekranı deli gibi çarpan kalbimin üzerine koydum ve gülümsedim.
Uraz harika bir adamdı, ona gerçekten deli gibi aşık olmuştum.
Yerimde olan herkes ona aşık olurdu, değil mi?

Trafik açıldıktan sonra içimden şükür ettim ve eve yakın taksiden indim. Mahallenin bakkalına girer girmez, Fahri amca beni gördü ve ayağa kalkıp, "Ooo, kimleri görüyorum. Nerelerdesin Işıl kızım ya?" dedi gülümseyerek.

"Biliyorsun, artık annemle bu mahallede yaşamıyoruz. İş buldum annemle kendime, bir yandan da okula gidiyorum, öyle işte."

Fahri amca elini omzumun üstüne koyup, "Kurtardınız kendinizi, adınıza o kadar mutlu oldum ki inanamam. O ayyaş adamın yanında köpek bile beş dakika duramaz."

AŞK ENGEL TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin