BÖLÜM 3

17.1K 789 82
                                    

İletişim:
Instagram kitaplar : KahveninKopuguu
Instagram şahsi: dlrgue

Sabah gözlerimi aralar aralamaz, sol tarafıma baktım ve Laura'yı görememem ile kaşlarımı çattım. Genelde sabahları erken kalkıp giden ben olurdum, fakat bugün tam tersi olmuştu.
"Vay be, çok tuhaf bir hismiş bu..." demem ile, gece lambasının yanında bir not buldum. Sanırım Laura benim için bir şeyler yazmıştı.

"Dün çok güzel bir gün yaşadık, bunun için sana tekrardan teşekkür ederim. Patronum aradı, maalesef erkenden çıkmak zorundayım. Görüşürüz."

Kağıdı tekrardan yerine bıraktıktan sonra üzerimi giyindim ve soluğu evde aldım. Kimseye sesimi duyurmadan odama çıktım, ardından duşa girdim. Kahvaltı vakti aşağı indim ve bizimkilerle oturup kahvaltı yaptım.

"Baba, bugün manken seçimi var. Sen de kızlara bir göz atmak ister misin?" diye sorduğumda, bana güldü ve elini omzumun üzerine atıp, "O işlerden sen daha iyi anlarsın sıpa. Sen mankenleri hallet, ben de bugün davetli listesine bakacağım. Defile için Zorlu PSM'yi düşünüyoruz. Sezer Bey bugün birkaç yere uğrayacak, ona göre fiyatlara bakacağız.

Üzerine Nutella sürdüğüm tost ekmeğinden bir ısırık alıp, başımı salladım ve, "O zaman sen o işleri hallet, kızlar bende. Aşırı iyi bir iş çıkaracağımıza emin olabilirsin."

Babam göğsünü kabartarak bana baktı ve, "Aslan oğlum," diyerek ayağa kalktı. "Hadi kalk, şirket bizi bekler."

"Benimkiyle turlayalım mı?" diye sorduğumda, başta kararsız bir şekilde baktı ve ardından başını olumlu bir şekilde salladı. Beraber arabaya biner binmez, emniyet kemerini taktı ve, "Sakın deli dolu sürme şu arabayı!" diyerek öncesinden uyarısını yaptı.

"Hay Hay efendim!"

Motoru çalıştırır çalıştırmaz, gaza kökledim. Yollar boştu, tam sevdiğim gibi ama babam yüzünden istediğim gibi rahat kullanamıyordum arabayı. Şirket varır varmaz, çalışanlara selam verip, asansöre bindik ve en üst kata çıktık. İkimiz odalarımızda dağıldıktan sonea, ilk olarak kendime kahve söyledim ve dizüstü bilgisayarımı açtım. Ajanda'ya göre mankenler saat 13:00 civarı geleceklerdi o yüzden epey bir rahattım.

Kahvemi yudumlarken, gelen maillere yanıt verdim. Kıyafetleri mankenlerin üzerinde görmek için sabırsızlanıyordum. Henüz kıyafetlerin hepsi yetişmese de, bugün en azından manken işini halledeceğim için rahattım ben.

Saat on gibi kıyafetleri ve kumaşı gözden geçirdim. Islık çalarak, çizdiğim birkaç elbisenin can almış haline baktım ve memnuniyetle gülümsedim. Mankenlerin üzerinde görmek için sabırsızlanıyordum açıkçası. Kapımın çalması ile, başımı kaldırıp,"Gir! " dedim ve çalışanımız sarışın Eda'yı görür görmez, gülümsedim.

"Efendim, size davet örneklerini getirdim."

"Masamın üzerine indir, birazdan bakarım," demem ile askıdan mavi elbiseyi çıkardım ve, "Yanıma gelsene bir," dedim.

Elbiseyi onun üzerine doğru tuttuğumda, şaşkınlıkla bana baktı ama sesini çıkarmadı. "Bu elbise daha çok esmer birine yakışır," dedim ve tekrardan askıya takip, pembe olanını çıkardım.

"İşte bu!" dediğimde, Eda'nın saçlarını yana attım ve tekrardan ikisine göz attım.

"Evet, bu elbiseyi kesinlikle sarışın bir manken giyinmeli."

Elbiseyi tekrardan askıya taktıktan sonra, Eda'ya gidebileceğini söyledim. Deri koltuğuma oturup, getirdiği dosyayı incelerken oldukça sıkılmıştım. Davetiyelerin çoğu birbirine benziyor, ilgimi çekmiyordu. Egeli'ler için daha ilgi çekici bir şey lazımdı.
Dosyayı kenara indirip, stüdyonun bulunduğu kata indim. Mankenler gelmeden önce, her şeyin yolunda olduğuna dair kontroller yapmak istiyordum.

AŞK ENGEL TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin