AŞK ENGEL TANIMAZ

BÖLÜM 10

Merhaba ballı kaymaklarım,
11. Bölüm tüyosunu yarın Instagram hesabımda bulabilirsiniz. Güncel kalmak için, hesabımı takip ediniz...
Sizi çok seviyorum 💕
İG: KahveninKopuguu

Işıl kaşlarını catmış, karşısında yatan adama şaşkın şaşkın bakıyordu. "Ben az önce yanlış mı duydum, yoksa annemi alıp buraya gelmemi istiyorsunuz?" diye sorduğunda, Uraz başını salladı.

"Evet, müştemilatta kalırsınız şimdilik. Annene de burada bir iş ayarlarız, gündeliğe gitmesine de gerek kalmaz. Kadına şiddet benim hassas noktam. Hiçbir kadın bunu hak etmiyor!"

Uraz bu sözleri söylerken, alnındaki damarı sinirden görünmeye başlamıştı.

Işıl derin bir iç çekip, başını iki yana salladı.

"Teklifiniz için çok teşekkür ederim, ama ben bunu katiyen kabul edemem, Uraz Bey."

Uraz, Işıl'ın aniden verdiği cevaba karşı gözlerini şaşkınlıkla büyüttü ve ensesini kaşıyarak ciddi bir ses tonuyla konuştu.
"Bu karar çok hızlı olmadı mı? Dilersen annen ile de konuş, ona göre karar var."
Işıl derin bir nefes verip, Uraz'ın gözlerinin içine baktı.
"Biz kimseye muhtaç değiliz. Bize acıyın diye anlatmadım hikayemi. Sadece size karşı dürüst olmak istedim."

"Bunun acımakla alakası yok Işıl. Benim kararım geçerli, farklı düşünürsen kapımız size açık."
Genç kadın başını salladı ve Uraz'ın yanından kalkıp, pencereye doğru yöneldi ve kara kara düşünmeye başladı.
Genç adamın teklifi hoşuna gitmişti, fakat kendisini ve ailesini onu karşısında küçük düşürmezdi...

"Işıl, hadi çık odamdan..."

"Çıkayım..." dedi ve çantasından çıkardığı kitabı da alıp, odanın kapısına doğru yöneldi. Tam kapıyı koluna dokunurken, Seçil Hanım yanında iki kişi ile içeri girdi. Biri esmer güzel bir kadındı ve diğeri de buğday tenli yakışıklı bir adam.

" Uraz oğlum, bak sana kimleri getirdim," dedi Seçil Hanım ve işaret parmağı ile misafirleri gösterip, "Balım Hanım ve Güven Bey. Hidroterapi için geldiler."

Uraz kaşlarını çatıp, "O da ne?" diye sorunca, Işıl araya girip, "Size geçen bahsettiğim havuzda yapılan terapi," deyince Seçil hanım arkasını kıza doğru dönüp gülümsedi.

"Aynen öyle şekerim," diyerek umut içinde oğluna baktı ve, "Artık yataktan kurtulma vakti," dedi.

Uraz yatağının köşelerine sıkıca tutunup, "Gidin yanımdan, istemiyorum!" diye bağırınca, Seçil Hanım mahçup bir şekilde gelen terapistlere baktı.

Işıl, Uraz'ın sinirini görünce, Seçil Hanım'ın yanına gitti ve, "Bana maksimum yarım saat verin, Uraz Bey'i ikna etmeye çalışacağım," demem ile başını salladı ve terapistleri de alıp odadan çıktı. Kapı kapanır kapanmaz, Işıl Uraz'a bakıp, kollarını çaprazladı ve başını iki yana salladı.

"Neden boş boş karşımda duruyorsun? Sen de çık odamdan!"

Uraz oldukça sinirliydi ve yine saçlarını çekiştirmeye başladı. Işıl azıcık bu durumundan ürkse de, tüm cesaretini toplayıp Uraz'ın yanına yaklaştı ve yatağının kenarına oturup, onun sinirden hemen kızaran gözlerine baktı.

" Beni sakın ikna etmeye çalışma, çık git yanımdan."

Işıl bir elini utançla Uraz'ın bacağının üstüne koyup, "Kaza daha çok taze. Hala umut var, Uraz Bey. Sizi bu hale getiren her kimse, ona iyi bir ders vermek istemiyor musunuz?"

"Işıl anlayamazsın benim içimde kopan fırtınaları!

" Görüyorum ben, hem de çok yakından. Ama karşımda adını daha tepelere çıkarabilecek bir modacı da görüyorum. Siz böyle yapıp sahayı rakibinize mi bırakmak istiyorsunuz?"