BÖLÜM 7

13.2K 686 92
                                    

2 gün sonra...

Serra Işıl...

Bulaşıkları yıkamaya başlamadan önce kulaklığımı telefona takıp son ses müzik açtım. Süngere ufak miktarda bulaşık sabunu sıktıktan sonra, babamın dünden kalma rakı masasının bulaşıklarını yıkamaya başladım.
Elime anason kokulu bardağı alıp kokladım ve, "Zıkkımın kökünü iç!" dedim ve bardağı güzelce sabunla yıkadım. Sıra meze tabaklarına geldiğinde, kulaklığımdaki müzik kesildi ve yerini zil sesi tonum aldı.
Bu saatte beni kim arardı ki?

Sabunlu elimi el bezi ile sildikten sonra, cebimden telefonumu çıkardım ve tanımadığım bir numaranın beni aradığını gördüm.

"Alo?" demem ile, Mustafa Hocanın tanıdık ses tonunu işittim.

"Merhaba Serracığım, ben Mustafa Hocan. Müsait misin?"

Nemli olan ellerimi iyice kurulayıp, "Elbette müsaitim hocam! Buyurun sizi dinliyorum."

"Psikolog arkadaşım Murat ile konuştum. Başta duruma pek sıcak bakmadı açıkçası, ama sonra..."

"Sonra..." diye tekrarladım heyecanla. Hocam karşı taraftan gülmeye başlayınca, tırnaklarımı kemirmeye başladım.

"Telefon konuşmamızdan sonra, genç ama zorlu bir hastanın yanına gitmiş. Zorlu dediysem, hasta bayağı zorlu çıkmış ve ondan sonra beni arayıp, desteğe ihtiyacı olabileceğini söyledi bana."

"Cidden mi hocam?" dedim sevinçli bir şekilde ve heyecandan zıplamamak için kendimi zor tuttum.

"Hocam, ben zoru severim ve bu işe ne kadar ihtiyacımın olduğunu iyi biliyorsunuz. Sizi asla ve asla utandırmam."

Mustafa Hoca telefonun diğer ucundan güldü bana ve, "Senin ne kadar çok başarılı olduğunu biliyorum kızım. O yüzden Murat ile bir buluşma hazırladım sana. Saat dört buçuk civarı sana yollayacağım adrese gelebilir misin?"

"Tabii ki de. Siz de gelecek misiniz?"

"Elbette geleceğim. Geleceğin en iyi psikoloğunu arkadaşıma biraz daha öveceğim, sen merak etme."

"Hocam ben size ne kadar teşekkür etsem az kalır. Çok çok çok teşekkür ederim!"

"Öğrencim başarıyla işini yapsın, bu benim için en büyük gurur olur. Teşekküre gerek yok Serra, o zaman sonra görüşürüz, olur mu?"

"Peki Hocam görüşürüz."

Telefonu kapatır kapatmaz kulaklıklarımı çıkarıp, durduğum yerde sevinçten zıplamaya başladım. Annem elinde elektrikli süpürge ile bu halimi görünce, başta kaşlarını çattı, ardından da "Ne oldu kızım?" diye sordu.

Hızlı adımlarla yanına gittim ve çökük yanaklarını sulu sulu öpüp, "Kızın bugün iş görüşmesine gidiyor anne!" dedim ve kendisine sıkı sıkı sarıldım.

"Ne işi kızım?" diye soran anneme, özetle her şeyi anlattım. Uzun zamandır ilk defa yüzünün bu kadar güldüğünü gördüğümde, içimde kelebekler uçuşmaya başladı.

Mutfağı çabucak toparladıktan sonra, odama geçtim ve giysi dolabımı açtım. Siyah pantolon ve beyaz gömleğimi çıkarıp yatağımın üzerine attım ve heyecandan derin derin nefes alıp verdim.

Kendimi bir nebze sakinleştirdikten sonra, saate baktım. Henüz 11:30'a geliyordu ve hazırlanmak için oldukça vaktim vardı.

Duş almak için banyoya gittim ve üzerimi çıkardım. Saçlarımı bol köpükle yıkarken, suyun yavaşça soğuduğunu ve vücudumun ürpermeye başladığını hissettim.

AŞK ENGEL TANIMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin