1. Bölüm

4.7K 185 80
                                    

*
*
*
*
*
*
*
*

" Juliet" sesin geldiği tarafa dönünce onu gördüm. Daha önce birini gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim. Asosyal bir insan olarak yeni başladığım okulda tanıdığım birini görmek beni rahatlatmıştı.

" Çakma Romeo" dedim şaşırarak. Tanıyorum dediğime bakmayın maximum 3 kez görüşümüşüzdür. Neden bana Juliet dediğini bilmesem de ona Çakma Romeo diyerek karşılık veriyordum. Bundan rahatsız olduğu söylenemezdi. Hoşuna gittiği belliydi. Elleri ceplerinde yanıma geldi. Ve o an yalı kazığı gibi bahçe girişinde beklediğimi farkettim. Beni gördüğüne şaşırmışa benziyordu.

" Seni burada görmeyi beklemiyordum Juliet"

" Al benden de o kadar Çakma Romeo"

" Burada bekleyecek misin, yoksa sınıfını öğrenmek ister misin?"

" Yeni geldiğim çok mu belli oluyor?" Dedim utanarak. Dikkat çekmek en son isteyeceğim şey bile değildi. Ama bu konuda pek başarılı değildim sanırım. Okul değiştirmek zordur evet ama kolej değiştirmek işte o daha fena. Dizilerde görüyoruz hep kendini beğenmiş baba parasıyla övünen insanlar. Diyeceksiniz ki sen nesin? Garip gelebilir ama yaklaşık 2 yıldır harçlığımı borsadan kendim kazanıyorum.

" Biraz."

Burun kıvırdım, bu cevap beni tatmin etmemişti. Elini önüme uzatarak yolu gösterdi. Sanırım sınıfımı öğrenmem için müdür odasına gidiyorduk. Müdür odasına gelene kadar konuşmadık. Müdürün odasına girince Kutay abiyi gördüm. Söylemeyi unuttum Kutay benim dayımın oğlu. Bu kolejler yani Karal kolejleri dayımındı. Yönetimi Kutay abi devralınca, belge ve imzalar için okula uğramak zorunda kalıyordu.

" Teşekkür ederim, gerisini ben hallederim."

" Hallet bakalım Juliet."

O giderken ben de müdür odasına girip kapıyı kapattım. Kutay abi hâlâ dosyalara bakıyordu ama geldiğimi görmüştü. İşi bitene kadar oturup beklemeye karar verdim. Zaten işinin bitmesi çok uzun sürmedi.

" Fatih enişte yine sözünü dinletmiş bakıyorum"

" Hiç sorma Kutay abi. Bizim okulda ceza almam diye sürekli kavga ediyordum. Sonuncuda sıçrayamadım."

" Kızın kafasını klozete sokarsan böyle olur."

" Olur öyle şeyler ya. Ufak tefek atışmalar."

" Sanırım eniştem bir yeri atlamış. Ben sana ceza verdirmem."

Cümlesi biter bitmez kahkahayı bastık. Evet Kutay abim bana ceza vermez. Demir olsa belki. Demir, Kutay abimin abisi. Fazla disiplinli ve planlı yaşar hayatı. Attığı her adımın planı vardır. E bir zahmet koskoca Demir Karal olsun o kadar. Kutay abim bir daha mı gelicez dünya ya havasında. Hayatını yaşar ve bundan zevk alır. Olması gerektiği gibi.

" Bakalım, seni hangi sınıfa alsak? 12/B uyar mı?"

" İnsanların rahatının bozulmasını severim."

" Bu sanırım dolu bir sınıfı boşalt demek oluyor. Peki. 12/C olsun o zaman, kimi göndersek sınıftan?"

" Fark eder mi? Gönder işte birini."

" Tamam gönderdim. Yalnız bu ders bekle kız bir sonraki ders yeni sınıfına gider."

" Kralsın Kutay abi. Bir kahveni içerim ders bitene kadar."

"E içelim bakalım kahve."

Diyerek sabit telefondan kahve siparişi verdi. Kahveyi nasıl içtiğimi tabii ki biliyor. 18 yıllık kuzeniyim sonuçta. Teneffüs zili çalana kadar konuştuk. Zil çalınca Kutay abim nöbetçi öğrenciyi çağırarak yeni sınıf listelerini ve sınıfı değişen kıza bilgi vermesi hakkında uzun bir konuşma yaptı. Tabi bu sırada ben odanın içinde olan küçük oturma odasındaydım. Evet gelen önemli misafirler için küçük bir oda vardı oturma grubu televizyon ve kahve makinesi falan vardı. Şu an buradaki en önemli misafir ben olduğum için kendimi üçlü koltuğa bırakıp uzanmaya başladım. Babam bana ceza verdiği için bu okulda sıradan bir öğrenci olmam gerekiyordu. Ne kendi adımı, ne de soyadımı kullanacaktım. Ve bu beni mutsuz ediyordu. Yapmak istediğim bir şeyi sadece soyadımı söyleyerek yapabilirken, şimdi böyle bir lüksüm olmayacak. Kapı kapanma sesinden sonra dikkatlice odaya bakıp kimsenin olmadığına emin oldum.

Yalan HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin