*
*
*
*
*Gözlerimi belimdeki kollar ile açtım. Görüşüm netleşince kolların sahibinin Alparslan abim olduğunu gördüm. Dün yaşadığı şoktan sonra beni kaybetmekten daha çok korkuyordu. Ölmek istemem zoruna gitmişti sanırım. Kollarımı boynuna dolayıp saçlarını öptüm. Uyandırmaktı amacım.
Gözlerimi yavaşça açtı ve beni görünce bariz rahatlamıştı. Kollarımı belimden çekip yatak başlığına yasladı sırtını. Ben de onun gibi yatak başlığına sırtımı yaslayınca beni kollarının altına çekti.
"Nasıl yaparsın?" Gözleri de aynı soruyu soruyordu. 'Nasıl yaparsın?' Ama benim gözlerimde cevap yoktu. Başımı göğsüne yaslayıp ağlamaya başladım.
"Özür dilerim." Tek söylediğim bu olmuştu. Ağzımdan başka bir şey çıkmamıştı. Abim de bir şey söylemedi. Dakikalarca öyle oturduk.
"Bir daha..." sesi titredi. "Sakın böyle bir şey yapma. Ben sensiz ne yaparım?" Bunu bilmemeliydi işte. O sıkıntılı dönem bitmişti ve öğrenmesini istememiştim. Haberlere bile çıkarmamıştık.
"Yapmayacağım." Beni daha sıkı sardı. Sanki gitmeden korkuyordu. Eliyle sulanan gözlerini silip ayağa kalktı.
"Yeter bu kadar duygusallık. Kalk hadi okul var." Ben de gözlerimi sildim ve kalktım.
"Dedi 10 saattir bana yatakta sarılan abim." Tek kaşımı kaldırıp meydan okurcasına baktım. Gözü kapıya gittiği anda koşmaya başladık. Daha doğrusu o beni kovaladı ben kaçtım. Hızla ve gülerek merdivenlerden indim. Salona geldiğim zaman durdum ve gözlerimi kapattım. Görmek istemeyeceğim bir manzara vardı. Yavaşça solan gülüşüme Alparslan abimin ayak sesleri eşlik etti. Benim durduğunu görünce yanıma geldi. O kızı ve Barlas abimi görünce yumruklarını sıktı.
"Ne işi var bu kızın burda?" Sesi korkutucu derecede sakin çıkmıştı.
"Size söyleyecekleri var." Başımı Sinem denen kıza çevirdim. Ağlamıştı. Umurumda değil beter olsun.
"Söyle ve defol git bu evden." Ben konuşmuyordum. Sadece sırtımı Alparslan abime yaslamış dinliyordum.
"Özür dilerim." Sinem'in sesi çok kısık ve titrek çıkmıştı umursamadım.
"Söylediysen kapının yerini biliyorsun." Soğuk sesimle cevap verip mutfağa gittim. Sultan Hanım kahvaltılıkları hazırlıyordu.
"Yemek odasına kurun kahvaltıyı, misafirimiz var." Dedim.
Salona geldiğimde Barlas abim ve o kız kalkıyordu. Soğuk bakışlarımı Barlas abime çevirdim.
"Kahvaltıya kal istersen." Bakışları bana döndü.
"Ama o kızı bir daha bu evde görmek istemiyorum." Sinem'in bakışları beni buldu.
"Bunu yaptığına inanamıyorum." Kendini acındırıyordu.
"Bana beni yalnız bırakacağını söylemiştin. Annem, babam, abilerim senin tarafında olabilir. Ama Alparslan, Kutay ve Demir abim olduğu sürece ben yalnız kalmam." Dedim. Sinsice gülümsedi. Bakalım bu gülümsemenin ardında ne yatıyor.
"Dedemler var benim." Ne. Gülme isteğimi bastırmaya çalıştım.
"Mirastan bahsediyorsun sanırım. Ne alakaysa. Ama sen bilmiyorsun tabi." Üstten bir bakış attım ve konuşmaya devam ettim. "Mirza dedemin mirası zaten Kutay abimlerde. Altan dedem de babamla anlaşma imzaladı. Mirastan bir kuruş alamayacaksın. Sadece abimlerin harçlıkları ile geçinebileceksin." İnanmak istemezce baktı. Aradığını bende bulamayınca Barlas abime döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Hayatlar
Teen FictionAleda 6 abisi ve 1 gereksiz ikizi olan bir kız. Kimilerine göre şanslı kimilerine göre şanssız. Kimilerine göre egoist, Kimilerine göre özgüvenli. Kimilerine göre güçlü, Kimilerine göre korkak. Peki Aleda size göre ne? ...