Playlist: Sezen Aksu - Ben de Yoluma Giderim
Beni özle isterim, beni çok özle.
"Ne demek başkasıyla..?" diye tekrarladı sorusunu. "Nasıl?"
Sibel'in söylediklerinin gerçekliğini kabul edemiyordu. Hala doğru duyup duymadığından bile emin değildi. Çünkü daha Neco'ya veda etmesinin üstünden sadece iki gün geçmişti ve boşanma işi resmiyete dökülmemişti. Sadece iki gün içinde nasıl başkasıyla evlenmeye karar verebilirdi? Bunu aklı almıyordu.
"Doğru mu bu?" Titreyen çenesini kontrol etmeye çalışırken tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. İster istemez oturduğu yerde biraz geriledi. Sibel'in onaylayarak başını salladığını görünce gerçek bir acı saplandı göğsüne. Bakışlarını ondan çekip boşluğa dikti. Gözleri yanıyordu ama şimdi ağlamanın sırası değildi. Sibel gittiğinde istediği kadar ağlayabilirdi.
"Kim?" dedi, duyacağı cevap çok fark edermiş gibi. "Kiminle?" Yutkundu.
"Ne önemi var?" Kısa bir an duraksayıp devam etti Sibel. "Ona evlenmesi söylendi ve o da bunu yapıyor." Fatoş, yeşillerini ona çevirince açıklama gereği hissetti. "Bak Fatoş," dedi, onun bembeyaz kesilen suratına bakarak. "Eğer aile büyükleri ondan bir şey isterse Neco bunu yapar. Seninle evlenirken ağzını açıp tek kelime etmedi. Sorgusuz sualsiz kabul etti. Bu hep böyleydi. Kimseye karşı gelmez ve üstüne düşeni yapar."
Fatoş, kocasının bu huyunu biliyordu. Bu evlilik meselesi çıktığında da diretmeden kabul eden tek kişi o olmuştu. Ve o an, onun dizlerinde ağladığı günü hatırladı.
"Ben hayatım boyunca kafamdaki sesleri susturmaya çalıştım."
"Bazen insana en büyük kötülüğü ailesi yapıyor Fatoş."
"Sen yapamazsın Neco, senden bir halt olmaz Neco."
Ailesinin istediği her şeyi eksiksiz yapmaya çalışıyordu çünkü kendini onlara kanıtlamak istiyordu. O aileyi hak ettiğini büyüklerine göstermek istiyordu. Ailenin başına geçtiğinde herkes ona güvensin istiyordu. Kabul görmek istiyordu.
Ona sarılıp tüm bunlardan korumak istedi onu. Annesinden, dedesinden, hatta ablasından bile. Ama en çok da bu düzenden. Yapmak istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmadığı bir hayat vermek istedi. Kafasındaki sesleri susturmak istedi. İlk kez bu kadar içtendi bu isteği.
Ama yapamayacağını çok iyi biliyordu. Kendi gerçeği içinde can bulurken sevdiği adamın yanında olamaz, onu koruyamazdı.
"Evlensin o zaman," dedi oturduğu yerden kalkıp cam kenarına giderken. "Eğer istediği buysa evlensin." Kollarını etrafına sarıp camdan dışarı bakarken yutkundu.
"İstediği değil," diyen Sibel oturduğu yerden kalkıp Fatoş'un arkasına geçti. "Yapmak zorunda olduğu bu."
Fatoş'un dudaklarından acı bir tebessüm geçerken Sibel'e döndü.
"Az önce kendin söyledin," dedi Fatoş. "Benimle evlenirken sorgusuz sualsiz kabul ettiği gibi şimdi de etmiş işte. Bu durumda sen niye bana geldin ki? Ben ne yapabilirim?"
"Engel olabilirsin, ondan boşanmayabilirsin, aşkına sahip çıkabilirsin."
"Ya da..." dedi Fatoş, konuyu kapatmak için. Çünkü Sibel'in bilmediği şeyler vardı ve Fatoş henüz bunu ona açıklayamazdı. Onun saydıkları sadece bir hayaldi. "Neco yeniden zoraki bir evlilik yapar ve bu sefer de yeni karısına aşık olur." Bunu söylerken canının ne kadar yandığını sadece kendisi biliyordu. Kelimeler boğazından zorla geçiyordu sanki. "Belki de onun olayı budur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİN BURADA | NECFAT
General Fiction"Senin geleceğin burada," dedi adam, yanındaki yastığa vurarak. Başkasını seven karısının bunu anlamasını istiyordu. Ona, kendinden başka çıkış yolu yoktu. "Seni sevmeyen, seni istemeyen birini neden bu kadar zorluyorsun?" dedi kadın, asla sevmeyece...