[Lütfen satır aralarına bol yorum yapın. Hayalet okuyucu istemiyorum artık, bana canlı kanlı okuyucu lazım ki ilham gelsin, ilham gelince de diğer bölüm hızlı gelsin.]
Playlist: Tuğkan - Tek Kişilik
En zor şey kalple mücadele.
Kolay kolay kabullenmiyor ayrılığı.
Kanayan yara tazeyse hele.
Anlamsız geliyor aklım kararlılığım.
Neco, Fatoş'u bıraktıktan sonra Aylin'i araması gerektiğini biliyordu ama bu hiç içinden gelmiyordu. Şu anda tek yapmak istediği evine gidip kimseye görünmeden o odadaki anılara sığınmaktı. Sadece Fatoş'u düşünüp bugünü sindirmek istiyordu. Onu görmek kadar onu düşünmek de çok güzeldi. Acı vericiydi ama yine de kıymetliydi.
Eve geldiğinde kimseyle karşılaşmadığı için rahat bir nefes alarak odasına çıktı. Kapıyı arkasından kapattığı andan itibaren kendiyle baş başaydı. Tabii, bir de onun bu odada bıraktığı izlerle... Gözleri yatağa kaydığında onun bu yatakta masumca uyuduğu, bazen oturup saatlerce telefonuyla oynadığı günler geldi aklına. Bu küçücük odada beraber nefes alıyor, birbirlerine hırlasalar da gözlerinin içine bakıyorlardı. Şimdi elinde o bile yoktu. Toparlanıp yaslandığı kapıdan ayrıldı ve rahat bir şeyler giymek için dolabını açtı.
Ama dolabında da Fatoş'un izleri vardı. Kıyafetleri kendi kısmında düzenli bir şekilde asılıydı. Ve o gün, onun dizlerine yatıp ağladığı gün üzerindeki gömlek aralarındaki en dikkat çeken kıyafetiydi. Ona aşık olduğunu anladığı ilk gün... Uzanıp kareli gömleği askısından çıkardı. Ellerinin arasında narince tuttuğu gömlekle birlikte yatağına oturdu. Kokusunun sindiği gömleği parmaklarının arasında okşarken kalbinin bu acıya nasıl dayanacağını düşünüyordu. Onsuzluğa nasıl dayanacaktı? Daha ihtimali bile bu kadar korkutucuyken onun Boz'la olmasına nasıl tahammül edecekti? Hayatında ilk defa bir kadına aşık olmuştu ve geriye kalan ömrünü onsuz geçirmenin üstesinden gelebilecek miydi?
Hiç sanmıyordu. Fatoş'a aşıktı. Fatoş'u, kendi canının bile önüne koyuyordu. Kendisi bir hiçti ve Fatoş ona anlam katıyordu. Fatoş, Fatoş ve Fatoş... Bu isim ve yeşil gözleri tüm hayatı olmuştu. O geldikten sonra bir şeylerin değişmeye başlaması bile bir işaret değil miydi? Şimdi nasıl öylece vazgeçerdi? Hiçbir şey yapmadan onun gitmesine izin mi verecekti? Hep yaptığı gibi kendine biçilen rolü mü oynayacaktı yoksa aşkı için elini taşın altına mı koyacaktı? Ne olmuş başkasından hamileyse? Boz onun için anlam ifade etmiyordu ki, Fatoş kendisini seviyordu. Karnında bir başkasının bebeğini taşıması bunu değiştirmezdi.
Boz onu hak etmiyordu. Fatoş'un o aptal herif için yaptığı hiçbir fedakarlığı hak etmiyordu. Hem kızı üzüyor hem de hayatını elinden alıyordu. Buna izin vermeyecekti.
Ne Fatoş, ne kendi, ne de bu hikayede hiç günahı olmayan Aylin bunu hak etmiyordu. Kartlar yeniden dağıtılacak ve herkes hak ettiği hayatı yaşayacaktı. Boz efendi de.
Aşkından vazgeçmemeye karar verdiği andan itibaren içine dolan huzurla yüzüne masum bir gülümseme yayıldı. Elinde tuttuğu gömleği koklarken gözlerini kapattı ve yarın hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının bilinciyle geçirdi geceyi.
"Kararını ne değiştirdi?" Ertesi sabah ilk iş Aylin'le buluşmuş, konuyu açıklığa kavuşturmak için önce onu anlamayı bekliyordu. "Dün yanımdan ayrılırken pek olumlu değildin, merak ediyorum."
Aylin gözlüklerini çıkarıp masaya koyarken sıkıntıyla iç çekti. "Sence?"
"Babanla ters bir şeyler olmuş, onu anladım da detayları bilmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİN BURADA | NECFAT
General Fiction"Senin geleceğin burada," dedi adam, yanındaki yastığa vurarak. Başkasını seven karısının bunu anlamasını istiyordu. Ona, kendinden başka çıkış yolu yoktu. "Seni sevmeyen, seni istemeyen birini neden bu kadar zorluyorsun?" dedi kadın, asla sevmeyece...