Playlist: Pinhani - Dünyadan Uzak
Yapamadığım birçok şey var.
Hem tatminsizim, hem günahkar.
Sen beni bu şehirden kurtar.
Bir yer bulalım, dünyadan uzak.
------------------------------------------
--
"Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç.
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez.
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar,
Adına düğümlendi.Bana yaşadığın şehirleri aç.
Başka şehirleri özleyelim orada seninle.
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar.
İkimize yetmez."Özdemir Asaf
--
Sessiz görünseler de kendi içlerinde verdikleri savaşın ardından Karataş Plajı'na geldiklerinde yarım saatlik yolu geride bırakmışlardı.
Fatoş, bilmediği yollardan geçerken tedirgin olmak yerine Neco'ya güvenmeye ve soru sormamaya karar vermişti. Her ne kadar sabrını zorlasa da ona bir zarar vermeyeceğini, başkasının da zarar vermesine müsaade etmeyeceğini biliyordu. O yüzden yol boyunca sessiz kalmış ve sadece düşünmüştü. Aklında dönüp duran şeyler hep aynıydı. Eğer böyle olmasaydı... Bir süre sonra sonu gelmeyen bu sorulara ara verip yolun tadını çıkardı. Asıl hayret ettiğiyse, Neco'nun nasıl çenesini tutmayı başardığıydı? Çoktan kendisine sataşıp sinir etmesi gerekiyordu.
Neco'nun da ondan farkı yoktu. Daha önce hiç şahit olmadığı bir heyecan ele geçirmişti bedenini. Küçük bir çocuk gibi mutluydu. Bayramı yaşıyordu kendi içinde. Zorla evlendirildiği karısıyla, Fatoş'uyla baş başalardı ve onları hiçbir şeyin rahatsız etmesine izin vermeyecekti. Bugün sadece ikisinin olsun istiyordu. Sabahtan beri düşlediği gibi.
Fatoş, daha önce gelmediği bu yere dikkatle bakarken bir yandan da emniyet kemerini çözdü. "Karataş Plajı?" İlerideki büyük tabelayı okurken Neco'ya bakıyordu.
Neco da kemerini çözüp koltuğunu bir tık geri itti ve karısına baktı. "Geldin mi daha önce?"
Fatoş'un zihnine bölük pörçük anılar hücum etmeye başlamıştı. "Çok küçükken," diye mırıldandı. "Amcam getirmişti." Küçüklüğüne dair güzel anılarından biriydi o gün. Sekiz yaşlarında falandı. Mahalleden çıkıp ailecek bir gün geçirmek istemişti amcası. Çocukların canına minnetti tabii. Büyük hevesle hazırlanmışlar, unutamayacakları bir gün geçirmişlerdi. Mahalleden pek çıkmayınca, çıktıkları günleri unutması da mümkün olmuyordu.
Karısının yüzündeki hüznün amcası için olduğunu bildiğinden o güne dair bir şey sormadı Neco. "Bak bakalım, hala aynı mıymış?" Kafasıyla dışarıyı işaret edip kapıyı açtı. "Hadi."
Neco'nun komutuyla Fatoş da arabadan indi ve iner inmez yüzüne vuran temiz havayı ciğerlerine çekti. Kışın soğuğuna bir de deniz esintisi eklenmişti ve ikisi bir araya gelince ferahlatıyordu insanı.
Onun gözlerini kapatıp havayı içine çekmesini büyülenmiş gibi izliyordu Neco. Duru güzelliği güneşin ışıltısıyla iyice gösteriyordu kendini. Bembeyaz parlayan teni, teninin üzerindeki ufak benler, hepsi onu o yapan en güzel ayrıntılardandı. Bakmaya doyamamak dedikleri bu olsa gerekti. Fatoş, hafif esen rüzgarda uçuşan saçlarını yüzünden çekerken o da yutkundu. Ama gözlerini açıp da kendine baktığında ellerini hemen pantolonunun cebine sokup umursamaz davranmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİN BURADA | NECFAT
General Fiction"Senin geleceğin burada," dedi adam, yanındaki yastığa vurarak. Başkasını seven karısının bunu anlamasını istiyordu. Ona, kendinden başka çıkış yolu yoktu. "Seni sevmeyen, seni istemeyen birini neden bu kadar zorluyorsun?" dedi kadın, asla sevmeyece...