12. Bölüm: Seni İstiyorum

2.7K 98 227
                                    

Playlist: Son Feci Bisiklet - Bu Kız


Bu kız beni sever.

Bu kız beni öldürür.



Neco, onun dudaklarının sıcaklığını kendi dudaklarında hissettiğinde aklını yitirdiğini zannetti. Zavallı aklı ona bir oyun oynuyor ve hayal ettiği şeyleri yaşadığını hissettiriyordu muhtemelen. Aksi pek mümkün değildi çünkü. Hele ki içinde bulundukları bu durumda ve karısının kendine ördüğü sert duvarlar karşısında.

Fatoş ki; onu öpecek ve bunu Neco dile bile getirmeden, öpmeye davet edecek herhangi bir ortam yokken yapacaktı ha? Rüyasında görse inanmazdı. Ama gözleri kapalı olsa da bu bir rüya değildi. Rüya olmadığından, Necati olduğu kadar emindi. Bedenini yalayıp geçen ayaz ve ayaklarına vuran soğuk dalgalar rüya olamayacak kadar gerçekti. Hala deniz kenarında, hala suyun içinde ve dudakları da karısının dudaklarındaydı.

Kalbini titretecek, uyuyan devi uyandıracak bir gerçek daha yankılandı zihninde. Bütün bunlar aklının bir oyunu da değildi. Eğer öyle olsaydı bu kadar gerçek hissedemezdi. Dudaklarına temas eden dudakları sızlıyor, tüm bedeni baştan aşağı karıncalanıyordu. Soluğunu kesen bu öpücük bir akıl oyunu ya da rüya olamazdı. Fatoş, dünyalar güzeli karısı kendisini öpüyordu.

Öpücüğünün gerçek olduğunu anlaması ona bir asır gibi gelmiş olsa da her şey göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşmiş, hayalini kurduğu öpücüğü sonunda almanın heyecanıyla dudaklarını aralamıştı. Kendisini öpmek isteyen bu dudakları zevkle ağırlayacaktı. Fatoş'un dudaklarıyla dans edecek, ona hayatının en güzel öpücüğünü verecekti. Elindeki ayakkabılar yeri boylarken, iki eliyle birlikte kızın yüzünü kavradı. Onun saçlarına, yumuşacık yüzüne dokunurken doyasıya öpmek istiyordu. Bunu, daha önce hiçbir şeyi istemediği kadar büyük bir aşkla istiyordu.

Neco'dan daha şaşkın biri varsa o da Fatoş'tu. Ne ara, hangi ara yaptığını bilmiyordu ama dudaklarını kocasının dudaklarında, ellerini de onun kollarında bulmuştu. Onun zoruyla değil, imasıyla bile değil; sadece kendi isteğiyle, birden onu öpüvermişti. Hiçbir şeyi, ne geçmişini ne de başına gelecekleri düşünmeden yapmıştı bunu. Sırf, nasıl olduğunu merak ettiği için... Sırf, konuşurken olduğu kadar güzel mi diye gereksiz bir merak içine girdiği için.

Cevabını bulmuş muydu peki? Bulmuştu. Kendisine kızacağı kadar kesin bir sonuç vardı ki; güzeldi. Dudakları da, kokusu da, onu öpmek de çok güzeldi. Hatta bu zamana kadar başına gelmiş en güzel şeydi. Bir anlık bile olsa bunu düşündüğünü biliyordu. Adamın da kendisini öpmek için dudaklarını araladığını fark edince düşünmüştü üstelik. Tam ateşin harlandığı o tehlikeli anda. Bu bir saliselik ana çok fazla şey sığdırmıştı. Saçlarının arasına karışan elleri ve yüzüne dokunan başparmağının etkisiyle iyice kendinden geçmek üzereyken, dudaklarına değen dilini hissettiğinde kalbinin daha fazlasını kaldıramayacağını biliyordu. Kalbi ve aklının arasındaki çetin savaşın arasında sıkışıp kalmıştı. Ya bu büyüye kapılıp gidecek ya da iradesini koyacaktı ortaya.

Onu öperken olduğu kadar hızlı bir hamleyle adamı göğsünden iterken gözlerini de aralamıştı. Soluk soluğa bir adım geri çekilirken kendine gelmeye çalışıyordu. Yeşilleri, adamın hevesi kırılan koyu gözlerindeydi. Alnı kırışmış, elinden oyuncağı alınan bir çocuk gibi kırgın ve şaşkındı bakışları. Kendisi de şaşkındı şaşkın olmasına ama onun şaşkınlığı kendineydi. Nasıl bu kadar... iradesiz olabilirdi? Nasıl düşmanını öperdi? Bunu nasıl yapardı? Kendine, ailesine ve tabii ki geride kalan bir diğer adama? Sert nefeslerinin arasında sanki tüm suçlu Neco'ymuş gibi ona suçlayıcı bir şekilde bakıyordu.

GELECEĞİN BURADA | NECFATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin