Playlist: Yüzyüzeyken Konuşuruz - Kazılı Kuyum
Kalan olmadın.
Giden olmadın.
Bana bir kere gülen olmadın.
Kalan öyle ben.
Giden öyle sen.
Bu gidişle ben biterim, anladım.
Fatoş, Neco'nun sorusuyla önce afalladı, sonra da şaşkınlığını atlatıp alayla güldü ve gözlerinin içine bakarak, "Dalga geçiyorsun herhalde?" dedi. "Hayırdır ya? Nereden geliyor bu özgüven? Sana, seninle kalacağımı düşündürten ne?" Yeşilleri meydan okuyarak tam önündeki koyu kahvelere bakıyordu. "Herkese ve her şeye rağmenmiş bir de. Bak sen."
Neco, kendini beğenmiş bir şekilde gülümserken gözleri kısıldı. "Ya ben çok özür dilerim ama sözümü tutamayacağım." Ona bakarken başını bir milim bile oynatmıyor, sadece gözleriyle bakıyordu aşağıya.
Kafası karışan kız, "Ne sözü?" dedi.
"Hani sana evdeyken bir şey demiştim?" Şimdi biraz kulağına doğru eğilip fısıldadı. "Beni öpmek istersen başına kakmayacağımı söylemiştim." Sıcak nefesini kızın kulağına üfleyerek geri çekilip gözlerine baktı tekrar. "Hatırladın mı?"
Fatoş, kulağından başlayıp tüm vücuduna yayılan sıcaklık yüzünden ürpermişti. Kokusunu bu kadar yakından duymaya alışması hiç iyi değildi, hem de hiç. Vücudunun söz dinlemeyip her yakınlaşmada tepki vermesine ne demeliydi? Sınanıyordu resmen. Gözlerini kaçırarak yutkundu.
"Valla başına kakmak istemiyorum Fatoş ama hafıza kaybına uğramış gibi davranıyorsun. Hani dün beni öptün ya?" Bu anları ona nikahtan önceki günlerini hatırlatmıştı. Aynı böyle meydan okuyorlardı birbirlerine. Sürekli didişiyorlardı burun buruna. Ama şimdi bir fark vardı. Neco'nun ona, onun da Neco'ya bakışları değişmişti. Neco'nun öfkesi ve karanlığı yerini aşka, Fatoş'un nefreti ise yumuşamaya bırakmıştı. Öfkeli görünmeye çalışsa da başarılı olamıyor, gözlerinin derinliklerindeki hislerini gizleyemiyordu. Neco'ya artık farklı baktığı her halinden belliydi. "Ama sen sürekli hatırlatmamı istiyor gibisin." Ellerini cebinden çıkarıp birbirine kavuşturdu. "İstemeden de olsa başına kakmış oluyorum galiba." Eline bir malzeme geçtiğinde sonuna kadar bunu kullanmaktan vazgeçmiyordu.
Fatoş, aklından bir an bile çıkmayan o öpücüğü Neco'nun unutmasını deli gibi istiyordu. Ama şu bakışlarına, alay dolu ifadelerine bakılırsa unutmaya hiç istekli değildi. Ömrünün sonuna kadar alacağı tek şey bu öpücükse bile her gün mutlaka farklı bir şekilde önüne koyacak kadar hevesliydi bu duruma. Başına bela almıştı. Kendisi zaten belaydı, bir de ekstra koymuştu üzerine.
"Hiçbir anlamı yoktu," diye tane tane fısıldadı adamın yüzüne doğru. "Anladın mı?" Kaşlarını kaldırıp gözlerini büyüterek sorarken yüzleri iyice yaklaşmıştı.
Neco, onun kokusunu daha da yakından hissedip gözlerine bu kadar yakında olunca yutkundu. İçi gidiyordu bu güzelliğe. İnadı bıraksaydı da bir kere daha öpseydi şu güzel dudaklarını. Ama sabredecekti. Sabrının sonuçlarını dünkü gibi alacaktı.
"Anlar gibi oldum," dedi dalgaya vurarak. "Ama benim için anlamlıydı."
"İyi?" Fatoş, umurunda değilmiş gibi davranmaya devam ediyordu. "Avun o zaman bununla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİN BURADA | NECFAT
General Fiction"Senin geleceğin burada," dedi adam, yanındaki yastığa vurarak. Başkasını seven karısının bunu anlamasını istiyordu. Ona, kendinden başka çıkış yolu yoktu. "Seni sevmeyen, seni istemeyen birini neden bu kadar zorluyorsun?" dedi kadın, asla sevmeyece...