27. Bölüm: Son

1.2K 84 137
                                    


Playlist: Sezen Aksu - Tükeneceğiz

Ne böyle senle ne de sensiz.

Yazık yaşanmıyor çaresiz.

Ne bir arada ne de ayrı.

Olmak imkansız hiç sebepsiz.


Daha az önce kendisi Aylin'e evlenmek istediğini söylediği halde onun bunu bu kadar çabuk kabul edeceğini beklemese gerek, oldukça şaşkındı. Üstelik cevabını da Fatoş'un yanındayken duyuyordu. Aylin'in sesi kulaklarına dolarken, onun gözleri ise sevdiği kadının üzerindeydi. Daha önce böyle bir ikilemde kaldığını hatırlamıyordu.

Aslında yapması gereken çok basitti. Buraya hiç gelmemiş, Fatoş'u hiç görmemiş gibi gidecek ve boşanma işlemlerini hızlandıracaktı. Çünkü onun bir bebeği olacaktı. O kendi seçimini yapmıştı. Neco'ya ise mecburiyetler kalmıştı.

Ama içinden zerre gitmek gelmiyordu. Aylin'in yüzüne telefonu kapatıp Fatoş'una sarılmak istiyordu sadece. Kalbiyle mantığının arasındaki savaşta debelenirken bakışlarını Fatoş'tan çekmenin biraz da olsa yardımcı olabileceğini düşündü. Önüne döndüğünde konuşmadan önce gözlerini kapatıp derin bir soluk çekti içine. Buna ihtiyacı vardı. Ama aldığı nefes ciğerlerine bile batmıştı sanki.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu ilk olarak. İçinde bulunduğu durum dışında Aylin'in sesi hiç iyi gelmiyordu. "Sesin iyi gelmiyor."

İç çektiğini duydu Aylin'in. "Oldu," dedi öfkeyle. "Sonra anlatırım."

"Tamam..." derken başını arkaya çevirip Fatoş'u kontrol etme gereği duymuştu ama Fatoş çoktan arkasını dönüp gitmeye yeltenmişti. "Tamam Aylin, ben seni arayacağım," diyerek telefonu kapatır kapatmaz arka cebine sıkıştırıp Fatoş'un peşinden yürüdü hızlı adımlarla. "Fatoş!"

Ama Fatoş'un onu dinlemeye niyeti yoktu. Buraya gelmesi başlı başına bir hataydı belki de. Bir de aptal gibi onun telefonla görüşmesinin bitmesini beklemişti. Ekranda yazan ismi görmüştü, Aylin yazıyordu. Evleneceği kadından başka kim olabilirdi ki? Basbayağı o kadındı ve Neco utanmadan onun yanında o telefonu cevaplayabiliyordu.

"Nereye?" diye yaklaştı Neco onun yanına.

"Eve." Fatoş ona bakmadan yürümeye devam ederken net bir şekilde cevapladı sorusunu.

"Dur bir dakika," diyerek elinden tuttu karısının ve onu durdurdu.

Fatoş, ona temas ederse mantığını bir kenara bırakacağından korktuğu ve şu an ona haddinden fazla kızgın olduğu için elini geri çekip kollarını göğsünde birleştirdi. Bu, söylediği hiçbir şeyin üzerinde etki etmeyeceğine bir işaretti.

Neco da tıpkı onun gibi beden dilini kullanmayı tercih ederek, ellerini ceplerine sokup kendine hakim olacağının sinyallerini verdi. Büyük bir karmaşanın içerisindeydi ve bu durumda Fatoş'a dokunamazdı. Ona dokunduğunda aklı kendini aceleyle terk ediyordu çünkü. Sadece ona odaklanıyordu tüm benliğiyle.

"O telefona bakmak zorundaydım," diye açıkladı kendini. Belki çatılan kaşları biraz olsun gevşerdi diye düşündü.

Fatoş, dişlerini sıksa da bunu belli etmemeye çalışarak buz gibi gülümsedi. "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin."

"Doğru," dedi Neco, gözlerini karaltı kaplarken. "Değilim." Onun hayatında sadece bir kağıt kadar yer kapladığını unutuvermişti bir anlığına. Fatoş'un hayatında hiçbir yeri yoktu artık. Bu yüzden açıklama yapacağı bir durum da yoktu.

GELECEĞİN BURADA | NECFATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin