Playlist: Sezen Aksu - Biliyorsun
İnsan acılarla kıvransa da.
Ve o aşkta bir daha doğsa da.
Dünyasını yeniden kursa da.
Düşler ve gerçekler ayrı ayrı yaşar.
İki gün sonra Neco arkadaşlarıyla birlikte eğlenmek için dışarıya çıkmıştı. Arabasını kendisi kullanıyordu ama arkasından bir araba da onu korumak için takip ediyordu. Son olanlardan sonra dedesinin emri bu yöndeydi. Alpay'ın izine hala rastlanılmadığı için ne zaman, nereden çıkacağı belli olmazdı. Neco göze çarpan kolay bir hedefti.
"Bu hep böyle mi olacak Neco?" diye sordu yanında oturan Mert.
Neco arkadaşına bakmadan, "Bir süreliğine," diye cevap vererek arabayı durdurdu ve emniyet kemerini çözdü. "E hadi?" Hep birlikte arabadan indiklerinde Neco anahtarı valeye uzattı. "Çok kalmam," diyerek erken çıkacağını haber verdi böylelikle.
"Oğlum," diye seslendi diğer taraftan Tayfun. "Hala evli ve sadık mı takılacaksın cidden? Dön artık aramıza. Sensiz tadı yok gecelerin be bro!"
Neco ona ters bir bakış artarken Mert Tayfun'u susması için dürttü. Neco'nun Fatoş'a olan hislerini kendisi biliyordu ama Tayfun'un son gelişmelerden haberi yoktu.
"Hadi girelim artık?" diyerek arkadaşlarının omuzlarına dokundu Mert.
Neco, Tayfun'a bakışlarıyla yeterince haddini bildirdiği için başka bir şey söylemeden bir adım atmıştı ki sağ tarafındaki bir hareketlilik dikkatini çekti. Başını o tarafa çevirdiğinde az ileride, yolun kenarında birini görmüştü. Başında şapka olduğu için tam yüzünü seçemiyordu ama kendisini izlediğine emindi. İçini bir huzursuzluk kaplarken korumalarından biri yanına geldi.
"Bir sorun mu var Necati Bey?" Adamın eli belinde, hazır bir şekilde patronundan gelecek cevabı bekliyordu.
Neco elini kaldırıp onu durdururken dikkatle baktı adamın olduğu tarafa. Fark edildiğini gören adam geriye doğru adımlamaya başladığında arabanın birinin farlarından yüzüne vuran ışık sayesinde Neco onun yüzünü tam olarak görebilmişti. Bir an hayal gördüğünü sandı ama değildi. Yüzüne ışık vuran adam yakalanmanın paniğiyle arkasını dönerek olanca hızıyla kaçarken Neco da daha şokunu atlatamadan koşarken buldu kendini.
Gecenin ayazı yüzüne çarparken, nefes nefese kalmış bir şekilde büyük adımlarla adamın peşinden koşuyordu. Arkasından adamları da ne olduğunu anlamadan silahlarını çekmiş, onu takip ediyorlardı ama Neco'nun hızına yetişmeleri mümkün görünmüyordu. Uzun bacaklarını bir avantaj olarak kullanan Neco, tam köşeyi dönmek üzereyken ensesinden yakalamıştı adamı.
"Dur lan!"
Adam yeniden kaçmaya yeltenmesin diye bir yumruk savurup yere düşürdükten sonra nefesini düzene sokmak için birkaç saniye verdi kendine.
"Sen?" Ellerini saçlarının arasından geçirdi. Şaşkınlığını bir türlü atamıyordu. "Nasıl?"
"Abi, lütfen bir şey yapma."
O sırada adamları da yetişmişti Neco'ya. Oturduğu yerden geriye doğru gitmeye çalışan adam korkuyla baktı onlara.
Arkasındaki adamlarına bakarak, "Bırakın silahları," diye talimat verdi. Tereddüt ettiklerini görünce, "Bırakın dedim lan!" diye tekrarladı. İstemeye istemeye bellerine yerleştirdiler tabancalarını. Sonra yerdeki adama döndü Neco.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİN BURADA | NECFAT
General Fiction"Senin geleceğin burada," dedi adam, yanındaki yastığa vurarak. Başkasını seven karısının bunu anlamasını istiyordu. Ona, kendinden başka çıkış yolu yoktu. "Seni sevmeyen, seni istemeyen birini neden bu kadar zorluyorsun?" dedi kadın, asla sevmeyece...