Selamünaleyküm kuzularım
Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim çok şükür.
Oruç nasıl gidiyor?
Neyse uzatmadan bölümü salıyorum. Gözlüğünüzü takıp bölüme geçin 😎🌟
𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘"Burdan gitmeliyiz."
Rüzgar'ın ne dediğini kavradığımda Eylül denen kız çoktan beni kolumdan tutmuş sürüklemeye başlamıştı.
"Biraz koşsan sorun olmaz dimi?"
"Ne? Ne oluyor?"
"Büyük ihtimalle babam kriz geçirdi. Ve eğer buraya gelirse senin için pek iyi şeyler olmaz. Bu yüzden şimdi burdan gidelim."
Bi yandan konuşuyor bir yandan da evin içinde koşturuyorduk. Eylül bir odaya daldı ve siyah bir sırt çantasını kapıp tekrar yanımıza geldi.
Atıf Rüzgar da telefon konuşmasını bitirmiş yanımıza gelmişti. "Eylül çabuk ol. Biraz daha gecikirsek babam burada olacak."
Eylül derin bir nefes verip tekrar önden koşmaya başladı. Ben Eylül'ün arkasından Atıf da benim arkamdan koşuyordu.
Eylül'ün peşinden aşağı kata indiğimizde hızla arka kapıyı açtı.
Hızla evden çıktık ve yan tarafta duran arabaya doğru koştuk. Atıf aceleyle şoför koltuğuna Eylül onun yanına ben de arka koltuğa geçtim ve tam Atıf arabayı çalıştırdığında bir bağırış sesi duyduk.
"DURUN! DURUN SİZ BENİM ÇOCUKLARIM DEĞİL MİSİNİZ? BENİ DİNLİYCEKSİNİZ! BEN SİZİN BABANIZIM!"
Atıf adamı daha fazla dinlemeyip arabayı fazlası ve ani bir dönüşle oturduğum yerden öbür tarafa doğru uçtum.
"Yavaş olsana beyinsiz moron!"
"Pardon kızlar."
"Şimdi nereye gidiyoruz?"
Eylül sorumla birlikte arkaya bana doğru döndü. "Birkaç gün buralarda bir yerlerde kalalım. Çünkü şuanda Bursa'da değiliz ve babamın adamları her an bizi bulabilir. Bu yüzden bir süre saklanıp izimizi kaybettirelim. Daha sonra da polislere haber verip Bursa'ya döneriz."
(Yazar Notu: Ben şuanda ekşın yazıyorum kuzenlerim arkada O Sen Olsan Bari açmış zıplıyolar kgmdmgmmf)
"Bi' saniye-" Düşünceli bakışlarım bir süre etrafta dolandı. "NE DEMEK BURSA'DA DEĞİLİZ?!"
"Ah! Bağırma ya!"
"Sen kes sesini çakma Rüzgar Atıfı!"
"Çakma Rüzgar derken?"
Atıf'ın sorusu biraz önce söylediğimin farkına varması sağlamıştı. Çakma Rüzgar dedim. Çünkü benim için gerçek olan tek bir Rüzgar var...
Rüzgar'ın aklıma gelmesiyle gözlerimin dolmasına engel olamadım.
"Hey heeey! Yanlış bi' şey mi söyledik? Ağlama."
"A-ağlamıyorum. İyiyim ben."
"Peki..."
Konuşmamız burda sonlanınca yana kaydım ve başımı cama yaslayıp mavi gökyüzünü izlemeye başladım. Sadece bir kez gözlerine dikkatli bakmıştım ama gördüğüm mavi renkli her şey bana onun gözlerini hatırlatmaya başlamıştı.
YaRabbi sen sağ salim sevdiklerine kavuşmayı nasip et!
Aklıma doluşan ailemle birlikte dolan gözlerimden bir damla yaş süzülüverdi yanaklarıma doğru. "Ailemle ne zaman konuşabilirim?"
"Gidince arayabilirsin aileni."
Sessizce başımı sallayıp gözlerimi kapattım.
Yavaş yavaş uyuşukluk bedenimi ele geçirirken uykuya direnmeye çalıştım ama göz kapaklarım birbirine yapışmış gibiydi. Daha fazla direnip kendimi yormamaya karar verdiğimde çoktan rüya alemine geçiş yapmıştım...
...
"Elif?"
Karşımda duran abime baktım.
"Abi?"
Abim koşarak gelip kollarıyla sarmaladı bedenimi. Dudaklarından bir hıçkırık firar ederken beni saran bedeni sarsılmaya başladı. "Ağlama abi geldim."
"Güzelim... Çok korktuk. Çok korkuttun bizi. Sana bi' şey oldu zannettim! Bi' daha sakın bensiz markete çıkma!"
Hafifçe kıkırdadım hıçkırıklarımın arasında. "Tamam abim. Sensiz çıkmam bir yere."
"Elif?" Duyduğum bir farklı sesle abimin göğsüne gömdüğüm başımı kaldırıp sesin sahibine baktım.
"Simay? Medine? Mehmet?"
Koşarak gelip bana sarıldılar. "Çok şükür Allah'ım çok şükür! Çok şükür!" Mehmet de yanımızda göz yaşlarını saklamaya çalışarak bizi izliyordu.
"Ağlama Meho! Burdayım işte."
"Biliyorum da işte-"
"ELİİF YAVRUUM?"
Bana doğru yalpalayarak koşan annemi buldu gözlerim. "Anneeem!" Hızla anneme sarıldım ve kokusunu derince içime çektim. "Babam nerede?" Dedim zayıf bir sesle. Annem titreyen elleriyle yan tarafı işaret etti. Babama baktığımda yüzündeki suçlu ifade kaşlarımı çatmama sebep oldu. "Senin suçun değildi baba!" Kollarımı açıp babamın gelmesini bekledim.
Buğulanan gözlerini işaret parmağının tersiyle silip kollarımın arasına girdi. "Az kalsın Müge Anlı'ya gidicektim. Sakın bi' daha kaybolma!"
Babamın dediklerine kıkırdarken bilmem kaçıncı kez adımı duydum. Başımı çevirip gülümseyerek oraya baktığımda yüzümdeki gülüş dondu. Yenice kuruyan göz pınarlarım tekrar dolup taştı. "R-rüzgar?"
"Bercestem..."
Rüzgar'ın olduğu yerde kıpırdanıp bana bir adım atmasıyla tüm dünya donmuştu sanki. Zaman durmuştu.
Dudaklarımdan kaçan bir hıçkırıkla Rüzgar burukça gülümsedi. "Ağlama güzelim, dayanamam."
Tüm acılarımı yansıtan bir tebessüm sundum Rüzgar'a ve bir adım da ben attım. Ayağım yere değer değmez altımızda bizi taşıyan zemin çöktü.
Derin bir boşluk benliğimi yuttu.
...
"Elif?"
"Elif uyan geldik."
𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘
Neden bilmiyorum ama bu bölümü hiç beğenmedim.Neyse bir dahaki bölüme telafi ederiz artık.
Elif?
Eylül?
Atıf?
Rüya?
Bölüm nasıldı?
Allah'a emanet olun seviliyorsunuz muahhhh ❤️✨
🦉#GözlüğünüTakKnk🦉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlüğünü Tak | Texting
SpiritualRüzgar: Şimdi yavaşça yatağından kalk, (03.32) Rüzgar: Gece lambanı aç, Rüzgar: Gözlüğünü tak, Rüzgar: Ve yazdıklarımı iyi oku. ***************** Rastgele Numara: Bişey sorcam Rüzgar: Buyur Rastgele Numara: Madem beni tanımıyosun Rastgele Numara: Gö...