Selamün aleyküm şekerlerim ballarım. 🍭🍯
Hayırlı sahurlarınız olsun.
Sahur bölümüyle geldim karşınıza.
Fazla uzatmadan gözlüğünüzü takıp bölüme geçebilirsiniz 😎🌟
𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘
Mütevazı bir orman evine gelmiştik akşam olmuş üçümüz de oturma odasında oturuyorduk.
"Elif al." Eylül'ün bana uzattığı telefona baktım.
"Bu benim telefonum nerden buldun?"
"Babamın kasasındaydı. Aileni arayabilirsin. Ben de polislerle iletişime geçeceğim." Başımı sallayıp telefonumu kaptım hemen.
Ellerimi sevinçle titrerken tuş kilidini açıp rehberimden abimi buldum ve arama tuşuna bastım titreyen işaret parmağımla.
Telefonu kulağıma götürdüm.
İlk çalışın ardından gözlerim dolmuştu bile.
İkinci çalışta ya duymazsa soruları kafamda yankılanıyordu.
Üçüncü çalışın hemen ardından gelen abimin sesiyle kendimi daha fazla tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başladım. "Abiiiiiğ!"
"Elif! Elif güzelim nerdesin?! Kurban olayım söyle! Nerdesin? İyi misin? Hadi söyle bana gelip alayım seni!"
"A-abi ben iyiyim. Sizi çok özledim. Geleceğim yarın. Burdaki bi' kız beni kurtardı şimdi polislerle konuşuyor. Ben sizi çok özledim abii!"
"Biz de... Biz de seni çok özledik güzelim. Emin misin bak! Geleceksin dimi? Ben kimseye güvenmiyorum. Hadi söyle ben gelip alayım seni!"
"Biz Bursa'da değilmişiz. Yarın polislerle gelicez. Biraz daha bekleyin abi."
"Bak... Dur... Tamam. Ben hemen bi karakolla iletişime geçeyim. Telefonun sende dimi? Ulaşırız sana?"
"Hm hm."
"Tamam, ben o zaman karakolu arayım. Dikkat et kendine tamam mı? Sakın kimseye güvenme. Rabbim kavuşturacak bizi bekle."
"Tamam abi. Bir şey olursa ararım ben seni. Rabbim'e emanet ol."
"Sen de güzelim. Çok dikkat et kendine!"
Abimin aceleyle telefonu kapatmasıyla boşluğa düştüğümü hissettim. Kollarım iki yana düşerken kapının çalmasıyla irkildim.
Eylül hemen oturduğu yerden kalkıp kapıya koşturdu. Minik gözetleme deliğinden bakıp kapıyı açtı.
"Eylül Mina Derin? Kaçırılma ihbarı için gelmiştik."
"Doğru gelmişsiniz. Teşekkür ederiz. Kaçırılmaya çalışılan arkadaşım içerde. Buyrun."
Polisler içeri girdiğinde gözlerimin parladığını emindim.
Sonunda.
Eve dönüyorum.
...
Polislerin eşliğinde Atıf, Eylül ve ben Bursa'ya getirilmiş bir karakolda ailemin gelmesini bekliyorduk.
Bu sırada ben de başımı kucağımda birleştirdiğim ellerime indirmiş parmaklarımla oynuyordum. Başımı kaldırdım ve karşımda oturan Eylül'e baktım. "Teşekkür ederim Eylül. Sen olmasaydın ne yapardım kim bilir? Rabbim senin gibi iyi insanları bu acımasız dünyadan eksik etmesin."
"Amin, amin..." Eylül bana gülümserken arkamdan gelen sesle hızla ayağa kalktım.
"Eliiiif!" Koşarak bana doğru gelen abime doğru atıldım. Anne ve babamın da bizi sarmalamasıyla göz yaşlarım tekrar gün yüzüne çıktı.
"Çok şükür YaRabbi! Çok şükür! Sen yavrumuza sağ salim kavuşturdun bizi! Çok şükür!"
Annem burnunu başıma bastırıp derince içine çekip beni öpmeye başladığında iki kolumu da anneme sardım.
(Yazar Notu: Şuan yazmakta çok zorlanıyorum ben böyle dramlara gelemiyomuşum bunu anladım :'))
Annem benden ayrıldığında babam hiç vakit kaybetmeden beni kollarının arasına aldı.
İyice hasret giderdiğimizde annem ve babam Eylül'e teşekkür ediyorlardı. "Saol kızım. Sen olmasan kızımız şimdi neredeydi Allah korusun!"
"Ne demek efendim kim olsa yapardı."
"Eylül hanım babanız bulunmuş, göz altına alınmış."
Yanımızdaki polisin söyledikleriyle Eylül burukça başını salladı. "Saolun memur bey."
"Siz ne yapacaksınız şimdi?"
Eylül ve Atıf'a yönelttiği soruyla ikisi de gülümsedi. Atıf Eylül'ü kolunun altına alıp saçlarını karıştırdı. "Biz de çılgın ikizler olarak minik çaplı dünya turu hayalinizi gerçekleştireceğiz sanırım."
"Aynen. Daha fazla burda kalmak anlamsız."
"Ah, peki... Umarım gönlünüzce olur her şey."
Eylül bana bir kart uzattı ve ikisi de bizimle vedalaşıp yanımızdan ayrıldılar. Bakışlarım kartı bulduğunda içten bir şekilde tebessüm ettim.
"Kısa süreli de olsa, karşılaşmamız berbat da olsa hayatımda ilk defa bir arkadaşa sahip olduğumu hissettirdiğin için teşekkür ederim Elif. Eğer bana ulaşmak istersen numaram kağıdın arka tarafında."
"Haydi artık eve gidelim. Elif'im acıkmıştır. Karnını iyice doyurup uyutalım kuzumu. Dinlensin iyice."
"Anneeğ! Ben bebek değilim."
"Şşt sus bakıyım. Sen hâlâ benim bebeğimsin."
"Anneye itiraz yok." Abimin burnumun ucuna vurmasıyla yüzümü buruşturdum.
"Yapma şunu abi!"
"Abiye de itiraz yok!" Babamın da aynı hareketi tekrarlamasıyla kıkırdadım.
"Tamam itiraz yok."
Saat gecenin geç vakitlerine doğru ilerlerken hepimizin yüzünde baktığınızda kalbinizi ısıtacak cinsten birer gülümseme vardı.
Rabbim'e çokça şükrederim ki günün sonunda kalplerimizi yine mutlulukla doldurmuştu.
𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘𖣘
Çok şükür sonunda mutlular.
Matrak bölümlere son hız devam edebiliriz yani.
Nasıl buldunuz bölümü?
Elif?
Eylül?
Ömer?
Annemiz?
Babamız?
Bir sonraki bölüm Berceste&DenizGözlü olucak 😁
Haydin Allah'a emanet olun seviliyorsunuz muahhhh ❤️✨
☘️#GözlüğünüTakKnk☘️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlüğünü Tak | Texting
EspiritualRüzgar: Şimdi yavaşça yatağından kalk, (03.32) Rüzgar: Gece lambanı aç, Rüzgar: Gözlüğünü tak, Rüzgar: Ve yazdıklarımı iyi oku. ***************** Rastgele Numara: Bişey sorcam Rüzgar: Buyur Rastgele Numara: Madem beni tanımıyosun Rastgele Numara: Gö...