Medya; Garson kız Lara'mız💙
Başkomiser Sarper'den:
Siyah tahta yıpranmış kapının kulpu bile yoktu. Tıpkı bazı insanların yaşamını anımsattı bu kapı bana. Kapkaranlık, yarımyamalak, yıpranmış...
Öyle hayatlar görmüştüm ki bu meslekte, öyle kapılarla karşılaşmıştım ki evi yok... Şimdide bir harabenin içinde, başka bir harabeye açılan bu kapıyla karşı karşıyaydım. Kalbimin sesi dört bir yanımı sarmış çepeçevre inletiyordu bu harabeyi. Öyleki deprem etkisi yaratan kalbim her kan pompaladığında duvarlardan ufak taşlar tozla birlikte iniyordu. Biraz daha hızlı atsaydı kalbim, bu harabe üzerime yıkılacaktı. Kulaklarım kalbimin sesine daha fazla dayanamazken, sol elimle hafifçe ittirdim kapıyı. Aynı anda sağ elim her zaman sırtıma taktığım, kemerin üzerinde yerini bulmuş silahımı aradı ama koca bir boşluk gibiydi. Silahım bile yoktu üzerimde, o halde bu ağırlık neyin nesiydi? Neyin ağırlığı var üzerimde? Gözlerim karanlık odada, çığlık çığlığa aralanan kapının ardından bir şeyler seçmek için kısıldı. Kapının çığlığı, kalbimin sesine karışıyordu. Kulaklarım bu işkenceye daha fazla dayanamayınca var gücümle ittirdim kapıyı ve kanım o kapının ardındakine dondu. Bedenim kaskatı ve buz kesti saniyeler içinde. Karanlık odanın aydınlık tek kısm, odanın orta yeriydi. O aydınlıkta boynundan bir iple sarkıtılmış Burçin'in açık gözlerindeki kahverengi solmuştu. Bedeni öylece sallanırken, kalbim artık daha hızlı atıyordu. Yıkılacaktı bu harabe! Avuç içlerimi kulaklarıma bastırdım, kalbimin sesi delip geçiyordu her şeyi. O an Burçin ile bakışmayı hiç kesmedim ama küçük bir çocuk gibi çığlık çığlığa arkamı dönüp kaçmak istedim. Kalbimin sesi biraz daha artarken araya karışan itici başka bir sesle ellerim kulaklarımdan ayrıldı ve sesin nerden geldiğini çözmek için, bakışlarımda hiç ayrılmaz dediğim Burçin'in gözlerinden ayrıldı.
&&&&&&
Kan ter içerisinde yerimden sıçramama sebep olan alarma şükürler ettim. Nasıl bir enkazın içinden beni çekip çıkardığını bilse alarm dile gelirdi. Bir kaç kez yüzümü hırçınca sıvazlama rağmen kendime gelememiştim. Alarmda hala ötüyordu. Uzanıp sesi susturduğumda etrafıma bakındım. Orta sehpanın üstü savaş alanı gibiydi. Doyalar karışmış, 5 6 kirli kupa her bir yanda, bilgisayarın ekranı aralık bırakılmış ama beklediği için kararmış.... bense perişan bir durumdayım, koltukta uyuyakalmışım. Gördüğüm rüya, hiç uyumamayı tercih ettirmişti bana.
Masanın ucuna gelmiş düşmek üzere olan dosyayı elime aldım ve Gülriz Uygur'un adının yazdığını gördüm. Sıkıntıyla dosyayı sehpanın ortalarına doğru fırlattım ve ayaklandım. Önce olabildiğince soğuk bir suyla yüzümü yıkadım ama yeterli olmadığını, terden ıslanmış saçlarım anlatıyordu. Akşamki duşun hiç bir değeri kalmazken yeniden ama bu sefer soğuk sayılan suyla duş aldım. Ancak kendime geleceğimi düşünmüştüm ama gözümü her kapattığımda aynı tüyler ürpertici sahneyi gördüm. 3-4 saatlik uykumda gördüğüm kabusu zihnimden uzak tutmak için hızlı hareket ediyordum. Dakikalar içerisinde üzerime gri bir tişört ve siyah bir pantolon giyindim. Silahımı kabusun korkusundan bu sefer belime yerleştirirken orada olduğuna emin olamak istercesine sabitledim. Aynı hızda dosyaları topladım ve elime bir parça ekmek alarak çıktım evden. Arabaya oturduğumda bir şey unutmamış olmayı diledim. Karaca'nın adresleri yazdığı kağıdı, dosyaların arasından zorlanmadan buldum. Spor salonunun adresine baktım ve kağıdı elimden düşürmeden arabayı çalıştırdım. Ben salona varana kadar elimdeki bir parça ekmek çoktan bitmişti ama midemi kandırmayı başarmıştı. Arabamı spor salonunun otoparkına çektim ve inmeden önce torpidodan küçük not defterimi aldım. Emin adımlarla lüks salondan içeriye girdiğimde ne tarafa gideceğimi bilememenin gerginliğini yaşarken, danışman masasıyla karşılaştım. Yüksek masanın arkasındaki kız elinde törpü, kulağına dayadığı telefonda bir şeyler dinlerken, beni görünce işaret parmağını kaldırarak biraz beklememi ifade etti. Gerilsem de ses çıkarmadım, olay çıksın istemiyorum. Fakat 1 dakikanın sonunda kız kibar bir kahkaha atıp, tırnak törpüsünü tırnaklarında götürüp getirmeye başlayınca, sabrımın dibini sıyırdım ve o son lokmayı bu kıza uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Çiçeği (Kitap Oldu!)
Teen FictionCeset Çiçeği Ritim Sanat Yayınları ile kitap oldu! Kayıp ihbarı; 20'li yaşlarının başında bir genç kız. Sarışın, 1.69-1.70 boylarında. Varlıklı bir ailenin tek kızı. Kayıp mı yoksa kaçtı mı? &&&&& Bir kayıp olayına tanık olsanız ne yapardınız? El...