Multimediya: Hazan ve Fırat.
Edit bana ait. Acemice ama olsun, geliştiriceğim kendimi.^^ 💕
Bölümü okurken dinleyebileceğiniz güzel bir şarkı bıraktım <3
---
"Baban kaza geçirmiş. Kaza yerinde müdahele edilmiş ama yapamamışlar, vefat etmiş... Başın sağ olsun..."
Baban kaza geçirmiş.
Müdahele etmişler.
Yapamamışlar.
Vefat etmiş...
Baban ölmüş...
---
(Yazarın anlatımıyla)
12 yıl önce...
"Baba, çiçekler çok güzel değil mi?" diye sordu küçük Hazan. Kaldırımın kenarındaki küçük beyaz çiçekler ilgisini çekmişti. Henüz altı yaşı vardı. Bu yaşta herşey ilgisini çekerdi herbir çocuğun. Ama Hazan'ın ilgisini daha fazla çekiyordu çünkü bu yaşına kadar tek birkez bile dışarı çıkmamıştı. Evden adımını atamamıştı. Dışarı çıkmasına izin vermezdi babası. Annesine yalvarırdı ama annesi de izin vermezdi. Dışarı çıktığında da küçük çocuklarla oynamak ister ama onlar yanlarına almazlardı küçük Hazan'ı.
Babası onu ilk defa evden çıkarmıştı. Parka gittiklerini düşünüyordu. Heyecanından yerinde duramıyordu. Hoplayıp zıplıyordu çünki ilk defa gidecekti uzaktan gördüğü parka. İlk defa kayacaktı kaydıraktan. İlk defa salıncağa binecekti. Düşse de ağlamayacaktı. Kendisine söz vermişti. Babası kızar da onu evlerine geri götürür diye korkuyordu çünkü.
"Baba, şu duvardaki resime bak! Çok güzel, değil mi?" diye sordu, hayranlıkla. O duvara taraf gitmek istedi ama babası kolundan sertce çekti ve öfkeli bakışlarını yüzüne dikti.
"Biraz daha başka yere gitmeye çalışırsan sokağın ortasında döverim seni!"
Hazan korkarak yere dikti bakışlarını. Babası sık sık döverdi onu. Bazen abisi Sinan izin vermek istemez, araya girerdi ama babası onu odasına gönderirdi. Git oyuncaklarınla oyna derdi. Sinan'ı hiç dövmezdi, bağırmazdı ona. Aradabir kızardı o kadar. Hazan'a davrandığı gibi davranmazdı. Saçlarını okşar, "benim yakışıklı oğlum" diyerek severdi. Hazan yanına gitmek istediğinde ona "Git ayağımın altından!" diyerek bağırırdı. Bir süre sonra Hazan sadece kenardan onları izlerdi. Babası onun ağlamasından nefret ederdi ve ağladığında daha çok vururdu, o yüzden kendini tutardı, ağlamazdı babasının önünde.
Böyle öğrenmişti ağlamamayı.
Ağlamanın zayıflık olduğu, kötü bir şey olduğu işte böyle öğretilmişti ona.
Uzun yolculuktan sonra büyük ve geniş bir binanın önüne geldiler. Çocuklarla dolu bahçesi vardı. Hepsi küçük çocuklardı. Bazıları Hazan'dan büyüktü. Binadan biraz uzaklıktaydılar ve Hazan binanın büyüklüğüne hayran kalmıştı. İlk defa böyle bir şey görüyordu. Demirden kapısı vardı ve onun önünde genç bir amca duruyordu. Hazan başını kaldırıp babasına baktı.
"Baba, burası neresi? Parka gitmeyecek miydik?"
"Park onun içinde, git hadi." dedi, soğuk ses tonuyla. Hazan bakışlarını demir kapıdan içeriye dikti. Büyük bahçede onlarca çocuk vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Bende Gizlisin
Teen FictionAşk yaş tanımaz, zaman tanımaz, yer tanımaz, insan tanımaz... Aşk beklemediğimiz anda beklemediğimiz kişiye hissedilen bir duygudur. Peki Hazan hissetmemesi gereken duygular karşısında ne yapacak? Onu neler bekliyordu? Lise öğrencisinin öğretmenine...