14.Bölüm-**O KİŞİ**

143 5 6
                                    

Sabah alarmımı ayarladığım en hareketli melodi sesiyle yataktan düştüm. Bu melodiyi ilk defa bugün için ayarladım çünkü artık eski melodim etki etmiyor, uyandırmıyor yani. Uykuyu öyle çok sevmem, genelde erken yatar erken kalkarım ama moralim bozuk olduğu zamanlar beni kimse tutamaz. Dün de öyle bi zaman olduğu için neredeyse okuldan geldiğimden beri uyuyorum..

Telefonumu elime alıp mesaj, bildirim falan var mı diye baktım. İki mesaj ve beş cevapsız arama vardı.  Mesajların biri Tunç'tan biri Maysa'dandı.
Kimden: Best Bro'm
- Ahsen knk Maysa'yla beraber gitcez biz. Tek başına gitmen sorun olmaz umarım. Bu arada bunu söylemek her ne kadar canımı sıksa da Maysa maalesef yine bozuk davranıyor :(

Uff Maysa ya! Neden böyle yapıyorsun ki? Neyse...
Kime: Best Bro'm
+ Tamam bro saol sen. Önemli değil gidin siz muck muck :* ♥

Diye cevap yazdım. Aslında hiç böyle davranacak havada değildim fakat Tunç her şeyden değerli, ona bari mutlu görünüyüm. Daha sonra Maysa'dan olan ikinci mesajı açtım.
Kimden: Sonbahar'ım
İki kere aradım açmadın. Trip atıyorsan öyle olsun Ahsen bb.

Ya kızım niye trip atayım Allah'ım ya? Uyanmamıştım daha U-YAN-MA-MIŞ-TIM.

Hayır benim asıl anlamadığım iki gün öncesine kadar bana çok iyi davranıyordu. Nerede yanlış yaptım da böyle davranıyor şimdi?..

Arama kaydına girdim. Beş cevapsız aramanın ikisi Maysa ve üçü de özel numaraydı. Özel numaradan arayan kişilere hep sinir olmuşumdur. Tabi cesareti yok ne diyecekse, özel numaradan arıyor. Kimin aradığını biraz merak etsemde her genç kızı arayan "Seni uzun zamandır seviyorum." vb. cümleler kuran gerzeklerden birinin olduğuna kanaat getirdim.

Altıma klasik ekoseli eteğimi giyip, diz kapağımın altında olan beyaz ince çoraplarımı giydim. Üstüme de arkası deri olan, üzerinde 'Life is a the Movie' yazan siyah t-shirt'ümü giydim. Saçlarımı serbest bırakıp önlerden bir kaç tutam aldım ve arkada birleştirip, tutturdum. Çantama hiç ders programına bakmadan rastgele bir kareli, bir de çizgili defter koyup fermuarı çektim. Zaten kalemliğim falan içindeydi.

Çantamı tek omzuma takıp aşağıya indim. Annem ve babamın iş saatleri benim okul saatimden geç olduğu için uyuyor olmaları gerekiyordu. Mutfağa girdiğimde babamı kahvaltı ederken buldum.

"Baba?"dedim.

"Canım?"diye cevap verdi.

"Neden uyanıkson bo sootto?"dedim. Esnediğim için son kelimelerimdeki ünlü harfler o olmuştu.

"İşim var. Erken gitmem gerekiyor. Hiç konuşamıyoruz. Ee okul nasıl gidiyor?"dedi.

Bu soruyu sormayacaktın baba ya. Vuhuuu çok ekşınlı babaaaam çok...

"İyi, normal."dedim.

"Eh iyi bakalım. Kahvaltı yapmıyacak mısın?"dedi.

"Canım istemiyo, ben yerim okulda bi şeyler."dedim.

Tam o sırada gözlerini ovuşturan bir adet Laçin kapıda göründü.

"Babacıkkk."dedi.

İlk defa Laçin'in bebek gibi konuşmasına sinir oldum.

"Aşşen beni de okula götüysenee."dedi.

"Kes sesini Laçin. Bebek gibi konuşma artık."dedim.

Laçin benden ilk defa böyle bir söz duymuş olacak ki gözleri doldu. Ben de montumu askılıktan aldım. Dış kapıya gidip babama son kez "Bayy"dedim ve kapıyı çektim.

Bir Küçük Saç MevzusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin