34. Bölüm : İmge

262 70 41
                                    

Adımlarım her zamanki gibi sert ve kendinden emindi. Odama gitmek ve kafamı yastığıma gömüp Yüzyıllar boyunca uyumak istiyordum.

Ablam, ablanın ölen bebeği, biyolojik ailem, Matt, takımım, Araz, Raiden, Ace ve takımı, Andre ya da bu Zihin Ustası saçmalığını düşünmek istemiyordum.

"Neden bunu yapıyorsun, Dima?"

Laura'nın parçalanmış sesini duyduğum zaman adımlarım benden habersiz durdu.

Bunu yapma! Dedi merhametli Aria.

Sorun değil. Dedi acımasız Aria.

Bunlar benim iç seslerim değil miydi? Nasıl benden önce bir şeylerden haberdar olabiliyordı ki?

Ya da ben çok aptalım. Bu da bir seçenek.

"Ne yapıyorum, Laura?"

"Seni sevmiyor! Seni sevmeyecek! Bunu neden bana yapıyorsun!? Bize bunu neden yapıyorsun!?"

Ardından gelecekleri tahmin ederken sırtımı duvara yasladım.

"Sorun bu değil! Sorun beni sevmiyor olması değil! Sorun benim sevemiyor olmam! Seni sevemiyor olmam!"

Diye bağırdı zincirleri kopan Dima. Sesindeki acıyı iliklerimde hissetmiştim. Usulca kaydım sırtımı yaslandığım duvardan.

Ah, Dima... Keşke seni sevebilsem.

Dolmak için çabalayan gözlerimi umursamadan beni fark eden Ari'ye çevirdim gözlerimi.

Neler duyduğumu tahmin ediyordu. Bunun beni nasıl yıkacağını biliyordu. İçimde hep Dima'ya karşı farklı bir davranışımın olup olmadığını sorgulayacaktım.

Ayağı kalkıp odama gittim. Kapıyı kapatıp kendimi yatağa attım direkt. Gözlerimi sımsıkı kapatıp tüm bu şeylerin içinden çıkmak için bana, bize bir yol göstermesi için Tanrı'ya dua ettim.

Gözlerimi açtığım zaman etrafıma baktım. Depo gibi bir yerdeydim. Ne işim vardı benim depoda, Tanrı aşkına!?

Rüyada olduğumu fark edebileceğim kadar açıktı bilincim ama rüyadan çıkmama yetecek kadar değildi. Bu histen nefret etmiştim.

Boş verip etrafı inceledim. Kutular falan vardı. Büyük metal kutular...

Biraz daha ilerlediği zaman Matt, Raiden ve Dima'yı gördüm. Kaşlarım çatıldı. Asla bir araya gelmeyecek bir üçlüydü bu.

Gözlerim istemsizce kapandı ve bedenimden çıktığımı hissettim. Hızla bir yere çekildim ve gözlerimi açtığım zaman yine o depodaydım.

Bir yılan girdi görüş alanıma. Hızla hareket etti ve ben daha ne olduğunu anlamadan Matt ve Dima'yı ısırdı.

O ikisi acılar içinde yere yığılıp yerde kıvranırken dudaklarımdan bir çığlık kaçtı. Onlara doğru gidemiyordum! Raiden neredeydi? Onlara yardım etmeliydi!

Gözlerim yine istemsizce kapandı ve ben tekrar çekilmeye başladım. Gözlerimi açtığım zaman az önceki konumdaydım. Yani çekilmeden önceki...

Neydi bu şimdi? Rüyanın içinde rüya mı görmüştüm yoksa rüyanın içinde gelecek mi?

Onlar... Ölecek miydi?

Onlar ölecekti! Kahretsin!

Hızla o üçünün yanına koşarken beni fark ettiler. Üçü de şaşkınlıkla bana baktı.

"Aria? Neden ağlıyorsun?"

Dedi Raiden. Ağlıyor muydum? Kahretsin! Bu saçma tpya hemen bitmeliydi!

Sınırsız / ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin