3. Bölüm : Hain

618 134 24
                                    

Korkusuz...

Korkusuzdum ben çoğu zaman. Tek korktuğum korkuydu galiba. Bir de kapalı alan az buçuk...

Yüksekten korkmazdım. Karanlıktan korkmazdım. Böcekten, ormandan, matematikten ya da diğer şeylerden... Ben sevdiklerimi kaybetmekten de korkmazdım.

Çünkü bilirdim. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey korkularıydı. Bu yüzden korkmazdım ya işte. Korkamazdım.

Yani işin özü...

Ben korkmaktan korkardım.

Şimdi mi? Şimdi karşımda dört büyük yönetici var. Yanında Raven, Dima ve Ari... Masanın üzerinde Alex'in fotoğrafları var. Ölü halinin...

"Aria..."

Dedikleri anda kafamı kaldırıp onlara baktım. İsmimizi söyleyene kadar yüzlerine bakmamız yasaktı. Saçma belki ama... Öyleydi işte.

"Bir görevin vardı. Küçük bir çocuğu korumak... Doğru mu?"

"Evet, efendim."

Dedim ifade bir sesle. Donuk gözlerle onları izliyordum. Belli bir şekileri yoktu. Beyaz bulutsu halindeydiler.

"Ve başarısız oldun. Korumakla yükümlü olduğun çocuk odanızın yanında çarmıha gerilmiş şekilde bulundu. Doğru mu?"

"Evet, efendim."

Sesin hangisinden geldiğini anlayamazdınız asla. Hepsi birden konuşuyormuş ama aslında kimse konuşmuyormuş gibi duyuyordunuz.

Birden ayaklarım yerden kesildi. Bedenim havada yükselirken nefesim kesildi. Ellerim istemsizce boğazıma giderken yüzüm kızarmaya başladı. Akciğerlerim daha fazla oksijen için bana yalvarıyordu adeta.

"Ölümün cezası ölümdür. Değil mi Aria?"

"E-Evet efen... Dim..."

Zorlukla söylediğim kelimeler üzerine oksijenim hepten tükenmişti. Kalbim deli gibi atarken yüzün morarma yolunda emin adımlarla ilerliyordu.

"Efendim yapmayın, lütfen!"

Raven'in sesi kulaklarıma dolarken bilincim kapanmıştı bile.

Raven'dan...

Ölmüştü kardeşim. Öylece gitmişti. Beni bırakmıştı. Onu koruyamamıştım.

Onu koruma görevi Aria'nın olsa bile suçlu o değildi. Gerçekten...

Bunu bilemezdi. Bunu bilemezdik. Bu hepimizin suçuydu. Bu Mahşerin Dört  Atlısı'nın suçuydu. Ortak suçumuzdu bizim. Kendimize o kadar güveniyorduk ki birinin buraya sızıp ona zarar verebileceğini düşünemedik.

Alex...

Çok özel bir çocuktu. Işığı kontrol edebilen günümüzdeki tek Işık Koruyucu'suydu.

Ve o ölmüştü.

Odamızın hemen yanında, burnumuzun dibinde ölmüştü.

Karşımızda dört büyük yönetici vardı. Beyaz bulutu andıran bedenleri vardı. Aslında beden demek doğru olmazdı ama neyse...

Aria'nın yükselen ve nefessiz kalan bedenini hissediyordum. Çektiği acıyı hissettiğim gibi...

"Efendim yapmayın, lütfen!"

Dediğim anda Aria'nın yere düşen bedeni... Yaşıyor mu bilmiyorum. Bir günde iki kardeşimi de kaybettim mi bilmiyorum.

"Neden, Raven?"

Sınırsız / ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin