Lavinia • taennie

-20-

It's just a game... is it?

Suyla birlikte lavaboda süzülen elimdeki kanı temizledim. Kafam karışıktı. Ne yapmam, nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Oyundan ses soluk yoktu. Bana yeni görev mesajını atmamıştı garip bir şekilde.

Yorgundum... Ve okula sadece bir saat kalmıştı. Uyumak yerine yüzümü yıkayıp, üstümü değiştirdim ve evden çıktım.

Taehyung kendi evine gitmişti beni evime bıraktıktan sonra. Onu bana her şeyi anlatmasını istiyordum ama zorla ağzından alamazdım. Elbet bir gün çıkardı ortaya.

Şu an hiçbir şey bilmediğin günlere dönmek için her şeyi yaparsın...

Her zamanki otobüsüme binip okula varmıştım. Girişte Jisoo ile karşılaştığımda annesinin arabasından iniyordu. Annesi ona yine o iğneleyici bakışlarını atıp gitmişken Jisoo suratı düşük şekilde dudaklarını büzdü.

Yanına yaklaştığımda "Günaydın." Dedim. Beni görünce bir iki adım geriledi. Ardından gözlerini kaçırıp "Günaydın." Deyip hızla önden gitti.

Bir tepki vermeden arkasından okula girdim. Adımımı attığım yerde bütün gözler benim üzerime dönüyordu. Kafamı eğerek sınıfa ilerledim hızla.

Jisoo sırasına geçti, ben de kendi sırama geçecek iken gördüğüm görüntüyle durdum.

Sıram sprey boyalarla karalanmış ve üstüne 'Katil!' yazılmıştı büyük harflerle. Bunun yanında yiyecek atıkları ve çöpler atılmıştı.

Derin bir nefes verdim. Dudaklarımı ısırdım ağlamamak için. Ben masumdum... Ama Taehyung haklıydı. Kimse beni anlamayacaktı.

Çünkü herkes görmek istediğini görecekti.

Bir elin elimi tuttuğunu hissettiğimde sahibine baktım. Taehyung'un öfkeli bakışları sınıftaki Jisoo, Rosé ve arkası dönük olan Jungkook'a kaydı.

"Kim yaptı bunu?" Dedi sesini çok yükseltmeden.

Kırmızı boyalar vardı... Jungkook'un yapmadığından emindim. Jisoo zaten benimle birlikte girmişti sınıfa. Rosé'nin de yapacağını düşünmüyordum.

"Yan sınıftan birkaç öğrenci." Dedi Rosé.

"Siz de sadece izlediniz... Öyle mi?" Dediğinde Taehyung, Jungkook sertçe ayağa kalktı. Taehyung'un karşısında kaşları çatık durdu.