Herkes artık bir korku oyununun içinde olduğunun farkındaydı fakat bunun için çok geçti...
130321
korku #1 / 300521
UYARI: OKURKEN RAHATSIZ EDİCİ KELİMELERE VE OLAYLARA RASTLAYABİLİRSİNİZ !
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
it's not just a game!
"Sen geç otur, ben eşyalarımı alayım."
Okuldan sonra evime gelmiştik Taehyung ile. Odama girer girmez orta boyda bir valize gerekli kıyafetlerimi koydum. Yanıma alacağım birçok eşyayı alıp salona geri gittim.
Evden çıkmadan babamın odasına da uğradım. Külleri için büyük bir yer açıp orayı resimlerimizledonattım. Eminim ruhu böyle rahat edecekti.
Gözüm yerde yüz üstü düşen fotoğrafa kayınca kutuyu aldım.
"Jennie?"
Taehyung'un sesini duyar duymaz fotoğrafı aceleyle zarfın içine geri atıp kutuya yerleştirdim ve kutuyu masanın altına sakladım. O sırada Taehyung girdi içeri.
"Ne yapıyorsun orada?" Dediğinde ayağa kalktım.
"Babamla konuşuyordum." Yanıma geldi ve babamın karşısına eğildi saygısını göstererek. Doğru kişiyi seçtiğim için sanşlıydım. Ona gülümserken birlikte çıktık odadan.
Çok geç olmuştu bu yüzden Taehyung'un teyzesine uğrayamadan ayrılmıştık apartmandan. Bir yere gitmeden eve varmıştık.
Taehyung rahat etmem için bir sürü hazırlık yapmıştı. Düşünceli davranışları ona hayran olmamı sağlıyordu.
Yemeklerimizi yemeye başladık. Masada duran telefonlarımız aynı anda titreyince bir mesaj gelmişti. Birbirimize baktık. Oyundan olmalıydı. O kendi telefonunu alırken ben de mesajıma baktım.
Görev 9: Jung Hoseok'un mezarını aç!
Süre: 48 saat
Kafamı kaldırdığımda Taehyung ile göz göze geldik. Bana mesajını gösterdi. Aynı görev gelmişti ona da. Benim de mesajımı görünce kaşlarını çattı.
"Amaçları ne bunların?" Dedim sıkkınlıkla. Taehyung omuz silktmişti sadece. Diğerlerine de aynı görev mi gelmişti acaba?
Fazla düşünmek yerine yarını beklemeliydim. Masayı toparlamaya başladım. Taehyung da bana yardım ederken "Ben bir duş alsam iyi olur aslında." Dediğimde Taehyung'un dudaklarını kıvırdığını görmüştüm.
"Ben de geleyim mi? Yardıma ihtiyacın olur belki..."
"Olur gel." Dedim aniden.
O şaşkınlıkla öksürmeye başlayınca bu sefer ben güldüm. Ona yaklaşıp kulağına tahrik edici bir şekilde fısıldadım.