"Unutacağını düşünüyordum ?"
"Benim için önemli olan tarihleri asla unutmam"
Aldığım cevapla dudaklarım da küçük bir kıvrılma meydana geldiğin de kuzguni gözleri yüz hatlarım da yavaşça gezinmişti.
Bu hareketi sol yanım da küçük bir titremeye neden...
Başlıktan anladığınız üzere karadağ'ın ilk kitabının son bölümüne geldik.
Yeri geldi bazı yerleri sevmediniz. Bazı satırlar size gerçek aşkı az da olsa belli ettirdi.
Umarım bu bölüm de ara satırlar da kendinizi belli edersiniz.
İyi okumalar dilerim.
•••••••••••••
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•SON DOLUNAY / KANLI KRALİÇE•
MEHİR KARADAĞ
Hissediyordum.
Yüzünün her bir zerresinde ölümün o eşsiz benzerliğini dibine kadar görebiliyordum.
Bedenime batan kemiklerim , buz kesilen tenim ve onun yüzünde ki gülümseme asla boş değildi.
Saniyeler içinde yüzü eski sert tavrına büründüğü an gözleri saliselik bir anla yerde ki dosyalara gitmiş ardından bakışlarını bana çevirmişti.
"Ne öğrendin?"Bana sorduğu tek şey bu olurken korku ve kırgınlık arasında bedenim adeta git gel yapıyordu.
Ne cevap vereceğimi, ya da nasıl davranacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim buradan kolay kolay çıkmayacak olmamdı.
"Gerçekleri"yüzüne doğru fısıldadığım kelimeler ile kaşlarını çatarak kolumu kavrarken canımı acıtmadan beni yerden kaldırdı.
"Ne biliyorsun ki bu kadar eminsin?"
Kolumu onun pençelerinden geri çektiğim zaman gözlerim yüzü hariç her yerde oyalanırken kalbim de ki korku tohumları çoktan yerini almıştı.
"Beni izlettiğini"diye mırıldanarak bakışlarımı ona çevirdiğim an üzerine doğru bir adım attım."kuduz bir köpek gibi 5 sene boyunca hayatımı deştiğini"
Sözlerimle ona büyük bir darbe vurduğum an bana olan yalan kırıntıları kendi ellerimle bir köşeye itmiştim.
"Söylesene benden ne bekliyordun ya dur"alayla kaşlarımı kaldırdığım da hırsla inip kalkan göğüs kafesim bana inat edercesine kemiklerimi acıtıyordu.
"Mehir"mırıldanarak elini yüzüme uzatacağı zama kendimi geriye çekerken gözlerinin arkasın da sakladığı sinsi şeytanın o pırıldaması bile ondan uzaklaşmam için yeterdi.
"5 Sene ! 5 sene! Senin ses kaydın! Hepsini duydum"
Göğsüne indirdiğim darbe ile bedeni elimin altın da kasılırken göz yaşlarımı durdurmak bile istemiyordum.
